21. Bölüm

1.1K 68 3
                                    

Eran'ın kollarında bir sabaha uyandım için o kadar mutluyum ki! Onun her şeyini özlemişim. Uzun zamandır içimde biriken heyecan Eran'ın gelmesi ile kendini daha çok belli etmişti. Şaka gibi ama ben evleniyorum. Hem de bir yunan heykeli ile. Kendi kendime gülerken belime sarılı olan eller biraz daha kendine çekti beni.

"Bu güzel gülüşü duyduğuma göre biri beni affetti. Gerçekten o gün söylediklerim ve yaptıklarım için özür dilerim." diyip beni kendine çevirdi. Dudağıma bir buse kondurdu.

"Damatlık işini hallettikten sonra düşüneceğim." Yataktan kalktım ve dolaba yöneldim. Birkaç kıyafet seçip arkama döndüğümde. Yatakta yan dönmüş, dirseğini yatağa bastırıp eli ile kafasını sabit tutan Eran'ı gördüm. Bana öyle bakıyordu ki tarif edemiyor. Gözlerindeki duygu kalbime işleniyor.

"Akşam seni bir yere götüreceğim." Son kez bana bakıp kapıya doğru yürüdü.

"Nereye götüreceksin?"

"Behram ailesine ait bir gelenek. Aynı sizin geleneğiniz gibi." Anladım dercesine kafamı salladım. Üstüme rahat ama aynı zamanda şık bir şeyler giyip aşağı indim.

İnmemle Azru Hanımın gelini Gülcan konuştu. "Birileri üşenmeyipte aşağı inmiş bakıyorum. Hiç inmeseydin, Acar."

Tam ağzımı açacakken Eran konuştu. "Gülcan! Nişanlımla doğru konuş. Onunla kocanla ve arkadaşlarınla konuştuğun gibi konuşamazsın. Yarından itibaren benim eşim ve Behram ailesinin en güçlü üyesi olacak. O göre davransan iyi edersin."

Bana doğru döndü ve elimi ellerinin arasına aldı. "Biz kahvaltımızı dışarıda yapacağız." dedi. Ona dönüp anlamadığımı belirten bakışlar atarken bir anda dudağıma dudaklarını bastırdı. Ani gelen şokla tepki veremeden kendini çekti.

Koltukta oturan anneme baktım. Annem mutlu bir şekilde ikimize bakıyordur. Onu uzun zamandır gülerken görmemiştim. Ben de ona karşılık verip Eranla birlikte konaktan ayrıldık.

"Damatlık olarak aklında bir şey var mı?"

"Bütün hazırlığı sen yaptın. Gönül isterdi birlikte yapalım ama olmadı öyle. O yüzden senin planlarına uymaya devam edelim." Keşke onu bekleseydim. Bir an da sinirle bunu yaptığıma o kadar pişmanım ki. Galiba fazla tepki gösterdim. Eran'ı üzdüğüm belli oluyor.

"Ben, özür dilerim. Sinirlenip gittiğim için. Seninle oturup konuşmadığım için. Sana haber vermeden düğünümüzü organize ettim için. Kısacası her şey için özür dilerim."

"Sorun değil. Ben son bir aydır pislik gibi davrandım. Kusura bakma, Acar'ım." Elini elimin üstüne koydu ve dudaklarına götürdü. Arka arka birkaç buse bıraktı ve okşayıp geri yerine koydu. Ona aşk dolu gözlerle baktım ve önüme döndüm.

Eran'ın arkadaşlarının önerdiği bir yere gittik. Özel dikim yapan bir yerdi. Kuytu köşede olsa bile dizaynı hoş bir yerdi. İçeri girer girmez bizimle bir çalışan ilgilenmeye başladı. Bize birkaç model gösterdi. Bizde kafamızdakileri anlattık. Ölçüleri aldıktan sonra kahvaltı için ayrıldık.

Hoş bir mekana götürdü, beni. Mekanın sahipleri, Eran ile sohbet ederken ben de telefonda halletmem gerekenlerle uğraştım. Bir süre sonra Eran'ın emri ile masa donatıldı.

Düğün hakkında birkaç şey konuştu. Onun istediği ufak tefek şeyler vardı. Ben de onları not ettim ve organizasyon şirketi ile gün içinde konuşmaya karar verdim. Düğünü ben hallettiğim için balayını o ayarlamaya karar verdi.

Kahvaltıdan sonra beni otele bıraktı. Misafirlerle tek tek ilgilendim. Oteldeki işim bitin yarın için gelen misafirleri karşıladım. Hava kararmaya yakınken Eranla son dakikada pasta denemesi yapmaya gittim.

"Biraz geç olduğu biliyoruz ama yarına yetiştirebilir misiniz?"

"Merak etmeyin, Acar Bey. Siz istediğiniz pastayı söyleyin ve bizim marifetli ellerimize teslim edin."

"Sen nasıl bir pasta istiyorsun?" Bir süre düşündü ve "Pastada yaban mersini tadı almak istiyorum. Mümkünse kakaolu olmasın." diyerek cevap verdi, bana.

"Pekala, efendim. Siz ne istersiniz?" dedi ve önündeki not defterine not aldı. "Ben, pastanın içinde krokan ve beyaz çikolata istiyorum. Son olarak pastanın üsttünde bowling teması olursa sevinir."

"Gerçekleşemeyen ilk randevumüze vurgu yapmak istiyorsun, demek." belimden çekti ve kulağıma doğru fısıldadı. Bu hareketiyle kalbim kulaklarımda atmaya başladı. Yavaşça çekildi, üzerimden.

"Efendim, isterseniz istediğiniz pastaya benzeyen tatlardaki pastaları deneyelim."

İkimizde aynı anda 'evet' dedik. Eran gelen pastaları tek tek bana kendi çatılı ile tattırdı. Sanki bebek beslermiş gibi. Pastaları gerçekten mükemmeldi. Buradaki işimiz bittince beni konağa bıraktı. 'Sen hazırlan. Ben seni almaya geleceğim.' dedi ve gitti.

Yukarıya çıktım ve üzerime zümrüt yeşili gömlek geçirdim. Altıma siyah kumaş pantolon giydim. Boynuma kolye, parmaklarıma birden fazla yüzük ve saat taktım. Bileklerime parfüm sıktım ve boynuma sürdüm.

Aşağıya inmemle gözler benim üzerime döndü. Herkes meraklı bakışlarla bakarken. Yöner Ağa sırıtarak bakıyordu, bana. Yanıma geldi ve "Eran eğer bunu yapıyorsa sana gerçekten sırılsıklam aşıktır." Anlamaz gözlerle baka kaldım.

Uzun süre sonra merhabalar. Bir türlü yazma isteyim gelmedi. Hatta bir ara hikayeyi silmeyi bile düşündüm ama yine buradayım. İstediğim gibi bir bölüm olmadı. Umarım beğenirsiniz. İyi günler.

Aşiret BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin