23. Bölüm

1.2K 69 12
                                    

İçeriye girer bütün vücudum ısındı. Galiba Eran önceden gelip şömineyi yakmıştı. İçerideki koltuğa bedenini attım ve elimdeki yüzüye -yüzümdeki aptal sırıtışla- baktım. Evlenme teklifi etmesini gerçekten beklemiyorum. Çünkü böyle bir şey aklımda bile yoktu.

Eran, elinde iki kadeh ve bir soğuk beyaz şarapla geldi. İsteyip istemediğimi anlamak için şarabı bana gösterdi. İçerideki sessizliği bozmamak için kafamı sallamakla yetindim. Şarabı açtı ve tek eliyle şarabın altından tutarak döktü.

Yanıma oturduğunda kafamı boyun girintisine koydum. Bir süre sessizce oturduk ve yanan şömüneyi izledik. Bir yandan da Eran saçlarımı okşadı.

"Şimdi biz evleniyor muyuz?" diye sordum.

"Sonunda evleniyoruz." Arkasından sesli bir şekilde güldü. Kafamı kaldırdım ve dikleştim.

"Seninle tanıştığım, seni sevdiğim, seninle vakit geçirdiğim için mutluyum. Umuyorum ki bu mutluluğum ikimiz içinde ömür boyu sürer."

Elimdeki kadehi kenara bıraktım ve onun elindekini de alıp diğer kadehin yanına koydum. Ellerimi yeni yeni kendini belli etmiş sakallarına koydum ve yavaşça okşadım. O da ellerini bel boşluğuma koydu. Bir anda beni kendine çekti ve elinin olduğu yeri nazikçe okşadı. "Seni seviyorum, Eran Behram!" diye kulağına doğru fısıldadım. "Seni seviyorum, Acar Kancı!" diye karşılık verdi.

Üst dudağını nazikçe kavradım ve emmeye başladım. Anında karşılık verdi. Birbirimizin dudağını emiyor, ısırıyor ve çekiştiriyorduk. Ağzımı aralamamla sıcak dilini içeriye doğru yolladı. Birbirlerine kavuşmayı uzun zamandır bekliyormuş gibi anında birbirine dolandı, dillerimiz. Ağzımızdaki şarap tadı ikimize de ayrı bir zevk verdiği ortadaydı. Nefessiz kalınca ayrıldık.

Gögüslerimiz inip kalkarken alınlarımızı birbirimize yasladık. Altlarımızda çoktan hareketlenme yaşanmıştı. Eran, onay istermiş gibi bana baktı. Ben de kafa sallayıp gülümsedim. Üzerimi yavaşça çıkardı ve bir köşeye fırlattı. Ben de üzerindeki gömleğin düğmelerini tek tek çözdüm ve diğerinin yanına fırlattım.

Koltukta biraz daha aşağıya kaydım. Eran, iki bacağımın arasına girdi. Boynuma doğru eğildi. Sakince tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Yarın düğünümüz olduğu için elinden geldiğince iz bırakmamaya çalışıyordu. Göğüsümden aşağıya doğru diliyle yalamaya başladım. Karnım kasılabildiği kadar kasılmıştı.

Baklavalarımı emiyor, dil darbeleri atıp ısırıyordu. Eli pantolonumu düğmesine gitti. Yavaşça açtı. Fermuarı aşağıya indirirken gözlerimi benim gözlerimdeydi. Pantolonu bacaklarımda sıyırdı ve bir köşeye fırlattı. Beni ters çevirdi. Önce enseme öpücükler bıraktı ve aşağıya doğru yaladı. Elini baksırımdan içeriye doğru yoladı. Penisim avcunun sıcaklığı ile olabilirmiş gibi daha da sertleşti. Bununla birlikte hırıltılı nefeslerimin arasına "Eran..." diye inlemem karıştı. Sırtımla uğraşırken penisimi çekiyor. Ucuna baskı uyguluyordu.

İkimizde kendimizden geçmiş durumdaydık. Elini penisimden çekti ve kafamı ona doğru çevirip dudağıma yapıştı. Diğerlerinin aksine sert ve hızlı hızlı öpüyordu. Bu sefer baksırımı sıyırmaya başladı. Tam o sırada salonu Eran'nın zil sesi doldurdu. Eran hemen kenardan kapattı ve dudağıma yapıştı. Telefon bir daha çaldı.

"Aç istersen. Belki önemli bir şeydir." dedim zar zor. Çoktan kendimden geçmişti. Dudağıma bir öpücük kondurdu ve telefonu açtı.

"Alo, Narin önemli bir şey yoksa sonra konuşalım." dedi. İsmini duymamla bütün mayışmışlığımı sinirim ele geçirdi.

Artık Narin Hanım ne dediyse yüzü anında ciddileşti. "Tamam ben geliyorum." Telefonu kapattı ve bana döndü. "Şirkette acilen halletmem gereken bir sorun var. Elimde olsa burada hallederdim ama yapamam."

"Sorun yok. Bir duş alalım çıkarız." Birlikte duş almayı teklif etse de kabul etmedim. Sinirliyken cilveleşmek bana göre değil. Koltukta oturmuş bir bacağımı sallıyordum. Bu kıza karşı beslediğim nefreti anlatamıyorum. Mükemmel anımızın içine etmişti. İç sesim diyor 'Git ağzını burnunu kır.'. Neyse ki yarın onun şekilden şekle girecek olan yüzünü en ön sıradan izleyecektim.

Eran'ın duştan çıkmasıyla ben duşa girdim. Eran evde ona ait olan birkaç kıyafet getirmişti. Onları üstüme geçirdim ve yola koyulduk. Yol boyunca ikimizden de ses çıkmadı.

Eran beni konağa bıraktı. Eran'ın konaktan ayrılmasıyla birlikte havaalanına gittim. Havaalanındaki bekleme alanında beklemeye koyuldum. Sonunda beklediğim kişi gelmişti.

"Hoş geldin, Bora."

"Hoş bulduk, Melisay'ın her şeyi."

"Yarın o burada olacak. Artık şu işi bitirelim."

Bu sefer gerçekten onları evlendireceğim. Diğer bölüm hikayeye sokacağım kişiye kalbimi bırakıyorum. Bu arada diğer bölümlerde görmek istediğiniz ya da görmek istemediğiniz bir şey varsa buraya yazabilirsiniz.

Aşiret BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin