1.6

1K 76 26
                                    

Eve döndüğümde kendimi koltuğa atmıştım. Merve ile akşam buluşacaktık çünkü ikimizin de alışması gereken konular vardı.

Koltuktayken eve baktım.

İlk geldiğimde su bile içerken çekindiği evde şuan kendi evimmiş gibi davranıyordum.

''Ay! Bunaldım be.'' diye kendi kendime konuştuktan sonra koltuktan kalkıp evde tur atmaya başladım.

Zayıflayacaktım.

Aniden aklıma gelmişti, iyi ki de gelmişti.

Televizyon ünitesinin çekmecesinden kağıt ve kalem alıp sehpanın önünde oturdum ve günlük spor-diyet listesi yapmaya başladım.

Youtube'dan videolar ile yapacaktım sporu. Mesela bir gün bacak antrenmanı, diğer gün karın gibi.

Yarın itibari ile başlayacaktım. 

Çünkü diyete pazartesi günleri başlanırdı.

Aklım Bora'daydı, gelince ilişkimiz nasıl olacaktı. Durmadan öpüşüyorduk ama sevgili miydik? Onu da geçtim gelince evlenme imalı şeyler söylüyordu, sevgili olmadan mı evlenecektik?

işime gelirdi. 

Mutfağa girdiğimde buzdolabına baktım. 

Bora sayesinde ev hazır yemek doluydu.

Bulduğum kabakları dolaptan çıkararak yıkadım ve doğradım. Soğan ve salça ikilisini kavurdum ve üzerlerine bir çay bardağı kadar pirinç ekleyip kavurdum. Üstlerine kabaklarını ekledim ve baharatlar ile biraz daha karıştırdım. Son olarak bir su bardağı suyu ilave ettim ve pişmesini beklemeye başladım.

(Olm harbi çok iyi oluyo he.)

Pişen yemeği alarak masaya geçtim ve normalde Bora'nın oturması gereken sandalyeye bakarak yemek yemeye başladım. 

^

''Seni deli dürtmüş Nil. Manyak mıyız kızım biz! Askerler bu saatte iş başı için uyanmıyor.'' diye bana bakan Merve'ye baktım.

''Siktir git ya. Yola çıktığım kardeşe bak.'' dediğimde yavaş tempo koşmaya başladım. Saat sabahın 5 idi.

Biz spor yapıyorduk. 

''Manyak, gerizekalı Nil.'' diye mırıldanarak bana bakan Merve'ye baktım. Gülerek bana baktı ve daha hızlı koşmaya başladı. 

''Angut! Bide bana diyosun.'' dedim ve daha hızlı koşmaya başladım.

''Durun!'' gelen ses ile ikimizde aynı anda durmuştuk yavaşça arkamızı döndüğümüz zaman bir asker elinde silah ile bize konuşuyordu. Merve çok sakince konuşmaya başladı.

''Söyle koçum!'' dediğinde bi gerilmiştim.

''Ne arıyorsunuz burada! Askeriye burası.'' dediğinde Merve göz devirerek konuştu.

''Karşında kimlerin olduğunu bilmiyor musun sen?'' dedi, asker ciddilikle onu bekliyordu.

Bende.

''Karşında Yuzbaşı Bora Saygur ile Yüzbaşı Burak Çan'ın nişanlıları duruyor. İnanmazsan resimlerimizi gösterelim ha?'' dediğinde asker bir adım geriye gidip konuştu.

''Nil hanım ve Merve hanım olmalı. Kusura bakmayın, dönen olaylardan dolayı güvenlik arttı. Özür dilerim.'' dedi ve gitti. 

Bora'nın nişanlısıydım. 

''Zort, bu iş böyle.'' diyen Merve'ye baktığımda gülmemek için kendimi sıkıyordum.

^

''Yavaş çek, gerizekalı.'' dediğimde bana tepeden bakarak gülümseyen Merve'ye baktım.

505/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin