1.0

1.2K 101 25
                                    

Yaşadığım huzur dünyalara bedeldi. Ben ilk defa yaşıyordum.  

Bora'nın kolları arasındayıdım. Yıllar önce okşadığı saçlarımı bir kez daha okşuyordu.

Oturur vaziyette beni göğüsüne yatırmıştı, hiç durmaksızın saçlarımı okşuyor ve öpüyordu. Bu duruma gözlerim doluyordu.

''Güzel sincabım.'' dediği zaman başımı kaldırarak ona baktım.

''Erken geldin bana, iyi ki geldin.'' dediği an ona bakarak ağlamaya başlamıştım.

''Ağla diye demedim, ağlama. Herkes ağlasın sen ağlama.'' diyerek beni ağlatmamaya çalışıyordu ama kâfi.

''Ya sus, sen konuştukça benim ağlayasım geliyor.'' dediğimde gülerek saçımı öpmüştü.

''Tamam güzellik, sustum.'' dediği zaman iyice sarıldım. Saatte baktığımda 6.30 olmuştu bile. 

''Bora, kaçta askeriyeye gideceksin?'' diye sordum. Ona kahvaltı hazırlamak istiyordum.

''Sekizde evden çıkacağım ama bugün gitmek istemiyorum.'' dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.

''Hayır, git sen. Bende evi toplar ve akşam yemeği hazırlarım.'' dediğim zaman parlayan gözler  ile baktı.

''Bu akşam kuru fasulye pilav yapar mısın?'' dediğinde heyecan ile kafamı salladım. Biri benden bir şey yapmamı istiyordu.

''Yaparım, hadi sen kalk giyin. Bende kahvaltı hazırlayayım.'' dediğimde kafasını salladı ve saçımı öperek ayağa kalktı. Peşinden bende kalktım ve ona baktım.

Aramızda çok boy farkı yoktu.

Epi topu bir yirmi santim vardı.

Çok az canım.

Yaklaştı son kez saçımı öptü ve salondan çıktı. Evine göz gezdirdim. Açık kahve ağırlıktaydı, spordu. Çok eşya yoktu ama güzeldi.

Mutfak amerikan olduğu için mutfağa direkt girdim. Tüm dolapları karıştırdım ve her kahvaltılık şeyi tezgaha koydum. 

İkimize de birer kahvaltı tabağı hazırladım. Çayı ise bardaklara doldurdum ve masaya yerleştirdim. 

Gelen ıslık sesi ile arkamı döndüm.

Bora askeri üniformaları ile karşımda duruyordu. 

Şuan çok yakışıklıydı.

''Efsane gözüküyor.'' dedi ve yanağımı öperek masaya oturdu. Hızlıca ağzına bir şeyler attı ve bana baktı.

''Aylar sonra kahvaltı yapıyorum, bu efsane bir şey.'' dediğinde gülümseyerek oturdum ve ona eşlik etmeye başladım.

Sessizce kahvaltımızı yaptıktan sonra Bora ile beraber mutfağı topladık. Bora bana dönerek konuşmaya başladı.

''Ben çıkıyorum sincap. Ararım seni boş vaktimde ya da yazışırız.'' dediğinde gülerek kafa salladım.

Borayı kapıya kadar götürdükten sonra ayakkabılarını giyişini izledim. Üstünü düzeltti ve bana döndü.

''Geç kalmam sincap. Hay amına koyim birine nasıl hesap verilir onu da bilmiyorum.'' son dediklerini fısıldayarak söylemişti ama duymuştum. Güldüğümde bana baktı iç çekti ve merdivenlerden inmeye başladı.

Eve girdiğimde çok uykum olduğunu anlamıştım bile. Ayaklarım istemsiz Bora'nın odasının olduğu yere gitmeye başladı.

İstemsiz.

505/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin