1.4

1K 83 29
                                    

Kapıyı açtığımız zaman Merve ve Burak gülümseyerek konuşuyorlardı. Kapının önünde kısa bir sarılma faslından sonra salona geçmiştik.

Zeynep kendi elleri ile baklava yapmıştı, açıkçası bu kadar kısa sürede nasıl yaptığını bilmiyordum.

Şuan ise Merve ile ben masayı hazırlıyorduk. Burak ve Bora ise iki gün sonra gidecekleri görev hakkında konuşuyorlardı. Aslında bir nebze görev muhabbetini duymamak içinde içeriye geçmiştik.

''Ben yemin ederim bu çocuğu döverim bak!'' diyen Merve'ye baktım. Sinirli şekilde içeriye bakıyordu.

''Noldu kızım? Ne bu celal?'' dediğimde bana bakarak hayretli şekilde konuşmaya başladı.

''Burak gelmiş diyor ki -Bana bir şey olursa kendini kapatma hayata, yaşa- hep bu tarz konuşuyor. Görevde ona bir şey olmayacak ama hele bi gelsin bak elimde nasıl kalıyor.'' dediği zaman burukça gülümseyerek konuştum.

''Bora hiç açmadı öyle bir muhabbet. Bir yandan haklı ama ne bileyim be kızım. Gelsin sıçarsın bir güzel ağzına.'' dediğimde gülerek kafasını salladı.

Masa hazır olduğu zaman hep beraber sofraya geçtik. Hepimizin içinde görevden kaynaklı kaybetme kaygısı vardı.

''Sizin niye suratınız asık ya, tiplere bak.'' diyen Merve'ye baktım.

Bu arada Bora, Merve'nin manevi abisiymiş. 

''Abicim ye yemeğini gülüm.'' diye konuşan Bora'ya baktım.  ''Sen sus, tipe bak ilk ağzını sil.'' diye çıkıştığımda Bora sırıtarak peçeteyi alarak ağzını sildi. 

''Sen ne sırıtıyorsun peki Burak?'' diyen Merve'ye güldüm ve masanın altından elimi uzattım. 

Tokalaştık bildiğin.

Anlaşma, anlaşmaydı.

''Tamam yavrum, sırıtmıyorum. Uslu uslu yemek yiyoruz demi kardeşim.'' dedi Burak ve Bora'ya baktı. 

Kaşlarımı kaldırarak Bora'ya baktım.

''Evet, bak yiyoruz biz.'' dedi ve patatesi ağzına doldurdu.

Gülmek üzereyken bacağıma atılan çimdik ile inledim.

''Ay!'' dediğim zaman Bora kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı.

Ne ara bu kadar hızlı mod değiştiriyorsun sen?

''Ay ya serçe parmağımı masa kenarına vurdum da.'' dediğim zaman Bora kaşlarını çatarak konuştu.

''Ayağında terlik yok muydu senin?'' dediğinde Merve konuşmaya başladı.

''Abi, Nil'de benim gibi işe otururken çıkarmış terliği. Olamaz mı?'' dediğinde Bora'nın yüz hatları yumuşamıştı. 

''Olur abicim, olur.'' dediğinde Merve zafer kazanmış gibi gülümsemişti.

Yemek sadece bu konuşmalar ile geçmişti.

Bora ve Burak içeride çayları koyarken benle Merve yan yana oturmuş şuana kadar Bora'nın yediği bokları öğreniyordum.

''Normalde sahroş olmaz, ama oldu mu neler olur neler. Bi kere sahroş olmuştu, o zamanlar benle Burak sevgiliydik ve abim aynı evde kalmamıza izin vermiyordu. Burak'ı aradı ama nasıl küfür ediyor -Kardeşimi sana vereni siksinler mi dedi, iki dakika sonra gel kardeşimi iste- dedi.'' dediği zaman gülüştüm.

Ayarsız.

İçeri girenlere gözüm kaydı. İkisinin de elinde tepsiler, biri çayları taşıyorken diğeri tatlıları almıştı.

505/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin