İYİ BAYRAMLAR ARKADAŞLAR... HER BİRİNİZE SIMSIKI SARILIYOR VE ÖPÜYORUM... NE YAZIK Kİ KİMSEYE HARÇLIK VEREMEM AMA HEPİNİZE BİR BÖLÜM HEDİYE EDEBİLİRİM... BOL KEYİFLER... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Hazırlıklar gerçekten kısa sürmüştü. Çünkü herkes bu işin bitmesini o kadar çok istiyorlardı ki en başından beri finale hazır hareket ediyorlardı. Kimse bütün bu rezilliklerin arkasından çıkan kişiyi tahmin edememişti. Ayrıca bu zamana kadar yapacaklarından çok daha büyük ve senkronize hareket etmek önemliydi. Daha önce hep tek bir düşmana odaklanmışlarken bu sefer birden fazlasıyla uğraşmak zorundaydılar.
"Muhtemelen Caleb'ın ki en çok uğraştıran olacak" dedi Ian dalgın bir şekilde. "O adamı yalnız yakalamak mümkün değil. Bir de etrafı başkandan daha fazla korumayla çevrili"
Evet, öyleydi ancak bu Caleb'ın hevesini kırmıyordu hatta onu daha da bir ateşliyordu. Silahının mermilerini kontrol etti ve şarjörü geri yerine koydu. "İsterse orduyla gezsin" dedi sakin bir şekilde arkadaşına bakarak. "Onu avlayacağım"
Eleanor, daha önce kocasının bu kadar ateşli hareket ettiğini hiç görmemişti. Genel olarak bu tarz durumlarda sergilediği bıkkın ve sıkkın ruh halinden çok farklıydı. Gerçekten kızmış olmalıydı. Kaşlarını kaldırdı. "Eğer istersen ben yapabilirim" dedi ona doğru yaklaşarak. "Benim yapmam daha kolay olur"
Bu kadını seviyordu ve kendisi kadar ağır bir tehlikeye girecek olduğunun farkındaydı. Ancak yine de bu adama kişisel garezi vardı. Onu haftalarca uğraştırmıştı. "Bu benim avım" diye yineledi kadına gülümseyerek. "Oyuncağımı elimden alırsan ağlarım"
Bazen korkutucu olabiliyordu ama nedense bu halleri genç kadına daha da çekici geliyordu. Hafifçe gülümseyerek başını salladı.
Raquel sessizce Dolores'in resmine bakıyordu bir kenarda. Bu zavallı böceğin onu bunca zamandır zorlayabileceğini hiç düşünmemişti. Beklenmedik bir hedefti ve gerçekten resme baktıkça sinirleniyordu.
Adrian, genç kadının yanına oturdu ve yan gözle ona baktı. "Bu kadar mutsuz olma" diye mırıldandı. "Sonuçta finale çok yaklaştık"
Onun için söylemesi kolay değildi. Ağzını açıp ters bir şey söylemek üzereyken bu aklına geldi. Geçen iki yılda Adrian'da en az kendisi kadar zor zamanlar geçirmişti. Yine de iki yıl boyunca bir kaçak gibi yaşamak zorunda kalan o değildi. Ancak o da bunca zamandır onsuz kalmıştı.
"Gloria sanki çok matah biriymiş gibi bunca sıkıntıyı başıma açanın kardeşi olduğuna inanamıyorum" dedi sinirli bir şekilde resmi bir kenara atarak. Resim sadece yıpranmamıştı. Çöl Gülü'nün eline geçtikten sonra resimde deliklerde oluşmuştu. Kalem ya da bıçak gibi kesici bir aletle defalarca vurulmuş gibi görünüyordu.
Adrian, hafifçe gülümsedi. "Asıl tehlikede olanın sen değil ben olduğumu öğrendiğin için kızdın sadece" dedi neşeli bir şekilde. "Çünkü en başından beri kaçıyor olmanın yanlış bir karar olduğunu gördün"
Hiç şüphesiz ki bu da doğruydu. Bu adamın bu huyunu hiç sevmiyordu. Kendisini kim sanıyordu? O, Çöl Gülü'ydü. Bu zamana kadar gelmiş geçmiş en güçlü kiralık katildi. Bazen gıcık olduğu tek şey onun kendisini bu kadar iyi tanıyor olmasıydı. Bu bazı zamanlarda çok iyi bir şey olmasına karşılık bazen inanı delirtiyordu.
Elinde olmadan hafifçe güldü. "Seni korumak için burada olmalıydım hep" dedi gerçekten de kendisine engel olamıyordu bu konuda. Aksini söylese bile kendisine inanmayacağı gerçekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL GÜLÜ- MİLYONLUK BEBEK FİNAL KİTABI
FantasyHERKES TARAFINDAN KORKULAN VE GERÇEK KİMLİĞİ HAKKINDA HİÇBİR ŞEY BİLİNMEYEN GİZEMLİ KRALİÇE GERİ DÖNDÜ. ÜSTELİK PEŞİNDE DEVLET VAR. AZRAİL, İKİ YIL BOYUNCA BU KADININ GERİ DÖNMESİNİ BEKLEDİ. ŞİMDİ ONU KORUMAK ADINA BÜYÜTTÜĞÜ BÜTÜN KRALLIĞINI ÖNE SÜR...