BİR SERİNİN DAHA SONUNA GELDİĞİMİZİ GURURLA BİLDİRMEK İSTERİM ARKADAŞLAR... SLEVEN VE GABRİELLA İLE BAŞLADIĞIMIZ YOLDA PEK ÇOK MİLYONLUK BEBEKLE TANIŞTIK... SANIRIM ŞAHSİ FAVORİM HER ZAMAN ELEANOR OLACAKTIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM... KENDİME DE ÇOK BENZETTİĞİM İÇİNDİR... SİZLERE ŞİMDİLİK VEDA EDECEĞİM... ANCAK TABİ Kİ YENİ HİKAYELERDE BİRLİKTE OLACAĞIZ... BOL KEYİFLER...
10 yıl sonra:
"Rest" derken genç adam önünde duran bütün çipleri babasına doğru uzattı. Henüz on yedi yaşında olduğuna inanılamayacak kadar boy atmıştı. Annesinin kumral saçları ve ela gözleri de daha şimdiden çok canlar yakmasına neden olacak kadar yakışıklı bir delikanlı olmuştu. Eski yaramazlıkları azalmış ya da kısmen boyut değiştirmişti. Ancak hala orada duruyorlardı. Gözlerindeki şeytani parıltıdan ne yazık ki poker yüzü denilen şeyi hala öğrenememiş olduğu belli oluyordu.
Caleb, yerde duran üç açık karta baktı. Bir karo ası, bir maça kızı ve sinek ikili. Çok belirsiz bir eldi. Ancak Keith'in böyle pervasız hareket etmesinin nedeni en azından elinde bir per* ya da döper** olmasından kaynaklanıyor olabilirdi. Hatta açılacak bir kartla eli kente*** bile dönüşebilirdi. Ancak Caleb bu oyunu ondan çok daha uzun zamandır oynuyordu. Henüz pokeri yeni öğrenmiş bir çocuğun acemi şansıyla kendisini yenmesine izin veremeyecek kadar önemli bir ünü vardı.
Masanın diğer ucunda duran Ian zor anlar geçiriyordu belli ki. Baba oğula çok fazla şey kaptırmış olduğu için rahatsızdı. O kadar çok kaybetmiş olmayı gururuna yediremediği için masadan kalkamıyordu ve ne yazık ki havasını attığı gibi on yaşındaki kızının varlığı ona şans getirmemişti ki bunu asla kabul etmezdi.
Küçük Darling, annesinin sapsarı saçlarını ve babasının da menekşe rengi gözlerini almıştı. Henüz on yaşında olmasına rağmen en büyük ve korkulan silahları kendisine oyuncak etmişti. Şimdiden nişancılıkta bir dâhiydi ama en çok okçuluk alanında kendisini geliştirmeyi seviyordu. Havalı tüfekler ona o kadar da zevk vermiyordu.
Ayrıca bu oyundan hiç keyif almadığı, babasının artık onunla ilgilenmesini istediği de kızarmış yüzünden ve öfkeli bakışlarından belli oluyordu. Ancak ne yazık ki Ian bu işi çok fazla gurur meselesi haline getirmişti.
Masanın diğer ucundaki Taehan, daha umursamaz görünüyordu. Karşısındaki rakiplerini küçümsemek gibi bir hatada bulunmadığı için çok dikkatli oynamış çok az kaybetmiş ve kaybettiğinin biraz üzerinde bir miktar kazanmıştı.
"Pas" dedi Ian en sonunda bıkkın bir sesle elindeki kartları masaya kapalı bir şekilde atarak. "Ben daha fazla yokum" dedi masada oturan kızını kucağına alıp odadan çıktı.
Bu savaş uzun zamandan beridir zaten sadece Keith ve Caleb arasındaydı. Keith, kendisini babasına kanıtlamak istiyordu ve bunun için de onun ilgi alanlarını kendisine ilgi alanı olarak belirlemişti. Temizlik haricinde tabi ki. O kısımda babasıyla yarışamayacak kadar dağınıktı.
"Pas" dedi Taehan sakin bir şekilde ve o da odadan çıktı. Çünkü burada kendisini baba oğul arasına giriyormuş gibi hissediyordu bir süredir ve Ian bile pes ettiyse o zaman kendisinin de kaçmasında bir sakınca olmazdı. Zaten alacağını almış sayıyordu kendisini.
Caleb derin bir nefes aldı ve en sonunda gülümsedi. "Gördüm" dedi ve önündeki bütün çipleri ortaya sürdü. "Ian'ı soyup soğana çevirirken çok eğleniyordun" dedi en sonunda. "Sana yaşlılara saygı duymayı hiç mi öğretemedim ben?"
Onun yalancı ciddi ses tonunu tanıyacak kadar onunla beraber yaşamıştı. Yakında üniversite için başka bir şehre gitmesi gerekiyordu ve babası şimdiden bu konuda panik ataklar geçiriyordu. Ona asla fark ettirmemeye çalışsa da Caleb, Keith'e çok düşkündü. En az Keith'in Caleb'a düşkün olduğu kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL GÜLÜ- MİLYONLUK BEBEK FİNAL KİTABI
FantasíaHERKES TARAFINDAN KORKULAN VE GERÇEK KİMLİĞİ HAKKINDA HİÇBİR ŞEY BİLİNMEYEN GİZEMLİ KRALİÇE GERİ DÖNDÜ. ÜSTELİK PEŞİNDE DEVLET VAR. AZRAİL, İKİ YIL BOYUNCA BU KADININ GERİ DÖNMESİNİ BEKLEDİ. ŞİMDİ ONU KORUMAK ADINA BÜYÜTTÜĞÜ BÜTÜN KRALLIĞINI ÖNE SÜR...