OYUNCU

Bölüm 6

Oy vermeden okuyup geçemeyin lütfen💜

+18 UYARISI

Marcus hem sakinleşmek hem de Brianna'nın içeri girmesini bekleyerek arabada bir kaç derin nefes almıştı. Kesinlikle bilinçli olarak öpmemişti. Dudakları birbirine değene kadar da ne yaptığının farkın olmamıştı. Ayakları, bedeni, zihni kadına çekilmiş ve sonunda kendini onu öperken bulmuştu. Marcus Birçok kadınla aklın sınırlarını zorlayan deneyimler yaşadığında bile yazarın dudaklarının verdiği heyecanı hissetmemişti. Bir kez daha ağzından ''Benim yazarım'' sözcükleri döküldü. Bu söz hoşuna gitmişti. Brianna içeri girince o da arabasını çalıştırdı ve evinin yolunu tuttu.

Brianna içeri girerken garip sesler duydu. Vivvian evde olacağını söylemişti fakat sesler sanki biri boğuluyormuş gibi geliyordu. Hayır, iki kişi boğuluyormuş gibi geliyordu.

Montunu ve çantasını portmantoya bırakıp salona geçtiğinde onların kanepelerinde Vivv ve bir adam korku dolu gözlerle ona bakıyordu adam tam karşısındaki kanepe de bacakları ayrık ve pantolonu aşağıda ve tamamen ereksiyonu görünecek şekilde oturuyordu. Arkadaşı adamın bacaklarının arasında diz çökmüş göğüsleri tamamen çıplaktı.

Brianna onlara dehşetle bakakaldı. Konuşamıyordu. Öpüşmenin şokunu yeni atlatıyorken şimdi bu manzara utançtan yerin dibine soktu onu. Adam pişkin pişkin Brianna'ya sırıtırken arkadaşı hiç değilse biraz utanmıştı. Ayağa kalkıp Brianna'nın önünde durdu. Neyse ki adam elleriyle penisini kapatacak zahmeti göstermişti.

- Brianna ne işin var burada?

- Bildiğim kadarıyla burada yaşıyorum Vivv. Asıl sen ne yapıyorsun? O adamda kim?

- Sen oyuncunla olacağından bu akşam geç dönersin diye düşündüm ve canım sıkılmasın diye Dom'u bize davet ettim.

- Evet onunlaydım ve zaten geç döndüm. Ben odama gidiyorum sizde her ne yapıyorsanız devam edin.

Brianna Vivv'in yarı baygın bakan gözlerine bile bakarken utanıyordu. Biraz daha geç gelmiş olsaydı daha çok utanacağını biliyordu. Vakit kaybetmeden odasına girdi. Tamam, ne yaptıklarını ve yapacaklarını teoride biliyordu. Ama daha önce hiç canlı canlı şahit olmak zorunda kalmamıştı. Bu utanç vericiydi ve mahremdi.

Yatağına uzanırken gördüklerini ve Marcus'un öpücüğünü ayrı ayrı düşünmeye çalıştı ama zihni bulanıyordu ne kadar yoğun bir geceydi ve o şimdi kendini hasta hissediyordu. Bir kadın ve bir erkek arasında bu türden bir samimiyetin özel bir bağ kurulmadan olmasına anlam veremiyordu. Evet, dürtüleri olan bir kadındı, bedeninin işaretlerini biliyordu ve kendi kendini tatmin etmişliği de çoktu ama gördüğü şey...

Pijamalarını giydiği sırada içeriden arkadaşının çığlıkları gelmeye başladı. Kulaklarını tıkamak istercesine elleriyle kapattı ama ne yaparsa yapsın seslerini duyuyordu. Adama kendisini tokatlamasını bağırarak söylediğin farında mıydı acaba Vivv?

Yatağının güvenli sınırlarına girdiğinde telefonu çaldı. Kendi kendine mırıldanarak ''Vivv lütfen sessiz ol'' dedi ve artık Linn'in olur olmaz saatlerde aramasına alıştığı için bakmadan ''Efendim Linn'' diyerek telefonu açtı.

Marcus'un derinden gelen sesini duyduğunda yatakta tekrar doğruldu.

- Linn seni bu saatte mi arar yazar?

- Marcus?

Vivvian çığlık ve inleme konusunda kendini geliştiriyordu yine. Brianna duymamasını dileyerek bir eliyle kulaklığını bulmaya çalıştı.