Bölüm 15

1.2K 213 26
                                    

Oy vermeyi unutmayın💜

Brianna gece hangi ara uyuduğunu bilemeyerek odaya dolan gün ışığıyla gözlerini açtı. Dün gece Marcus'tan kaçmıştı fakat şimdi karşısına nasıl çıkacaktı hiçbir fikri yoktu.

Aşağıya indiğinde Marcus ona arkası dönük bir şekilde mırıldandığı şarkı eşliğinde kahvaltı hazırlıyordu. Neden bu kadar mutluydu ki?

- Günaydın oyuncu.

- Günaydın yazarım. Bak omletin hazır.

- Teşekkür ederim. Yazara özel ilgi ha?

- Elbette, sende başka yazarım mı var?

- Haklısın yok.

- Gecen iyi geçti mi?

- Sayılır. Senin ki iyi geçmiş gibi?

- Evet, harika rüyalar gördüm anlatmamı ister misin?

- Eminim son derece utandırıcı ve yüz kızartıcıdır, o yüzden duymak isteyeceğimi sanmıyorum.

- Haklısın yazar, yüzün gerçekten de kızarmıştı, ama hiç utanır bir halin yoktu.

- Madem anlatacaktın neden soruyorsun?

- Anlatmadım ki eğer öyle olsa...

Brianna elleriyle Marcus'un ağzını kapattı. Arsız adam anlatacaktı yoksa. Marcus ağzına değen yumuşacık eli öptü. Bu temas Brianna'yı ürpertti. Marcus beklediği günün çok yakın olduğunu biliyordu. Az kaldı dedi içinden.

Brianna daha ne kadar aptallık edeceğini merak ederek telefonla konuşan Marcus'u izliyordu. Kaslı bacaklarını tamamıyla saran açık gri bir kot ve kol kaslarını gözler önüne seren kırmızı bir gömlek giymiş, tek kulağına da bir küpe takmıştı. Tanrım onda görene kadar Brianna küpe sevdiğini bile bilmiyordu. Ama seviyormuş işte. Kararını vermeliydi ve bunu da bir an önce yapmalıydı. Çünkü kitap bitiyordu ve her şey sona erecek, Brianna gördüğü bu peri masalından uyanacaktı. Evet dedi kendi kendine ona dair pek çok şeyi sevdiği gibi adamı da seviyordu nasıl sevmeyecekti ki?

- Ne düşünüyorsun yazar?

- Seni!

- Beni?! peki neden?

Brianna kahkahasına engel olmadı. soru bulaşıcı olmuştu.

- çünkü sen benim oyuncumsun seni düşünmekten daha doğal ne olabilir?

- Keşke aklından geçenleri bilebilsem yazar. o zaman benim için çok daha kolay olurdu.

- Belki yakında öğrenirsin, kim bilir?

Brianna çalan telefonunu nerede bıraktığını bulmak için tüm salonu alt üst etmişti. Nihayet Marcus telefonu Brianna'nın yığın halindeki taslak karmaşasının altından bulup ukala bir sırıtışla Brianna'ya verdi.

- Linn arıyor

- Efendim linn, lütfen toplantı var deme!

- Unuttun değil mi?

- Neyi?

- Kızım bugün büyük gün, nasıl unutursun? Bekarlığa veda?!

- Aman Tanrım Linn çok özür dilerim, öylesine dalmışım ki aklımdan tamamen çıkmış.

- Ve bende bunu tahmin ettiğim için aradım iki saat sonra sana yollayacağım adreste ol Brianna!

Brianna telefonu kapatınca Marcus;

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin