Oy vermeyi unutmayın💜
Akşam yemeğinden sonra Luna'yı birlikte yatırdılar. Brianna ilk kez kızına masal anlatmanın keyfini yaşadı.
Saçlarını severek, kızının uyumasını izleyerek yanında fazladan oyalandı. Marcus, onu ancak üçüncü çağırışında odadan çıkarabilmişti.
Bahçeye çıktıklarında Duncan onları bekliyordu. Sadece emin olmak istiyordu.
- Emin misin Brianna? Luna'nın yanında olmak istememden bahsetmiyorum, bu adamla evlenmenden bahsediyorum.
Marcus, Brianna'nın eline uzandı. Bu dokunuştan irkilse de elini çekmedi. Güçlü ellerin verdiği sıcaklığa, güvene ihtiyacı vardı.
- Eminim Duncan, birlikte kaybettiklerimizi belki de birlikte toparlayabiliriz.
- Sen Marcus, sende emin misin? Kızkardeşimi tekrar incitmeyeceksin, öyle mi?
- Bir adam için bir ömre bedel bir ders aldım Duncan, o yüzden evet, eminim.
- Pekala ben küçük aşkımın yanına gidiyorum. Siz ikiniz de her ne yapıyorsanız yapın.
Marcus sinsice sırıtırken, Brianna yanaklarının ısındığını hissetti.
Duncan tam kapıdan içeri girerken Marcus ona seslendi.
- Işığımı uyandırma Duncan, annesi uyutmak için çok uğraştı.
Duncan sadece gülümsemekle yetindi ve onlara doğru el salladı.
Nihayet yalnız kaldıklarında Marcus bir ayağını altına alıp, Brianna'ya döndü. Elini eline alıp, önce bir parmağıyla tüy kadar hafif dokunuşlarla Brianna'nın tüm parmaklarının üzerinden geçti, sonra kadının sanki maraton koşmuşçasına hızla atan nabzını hissedebilmek için bileğini çevirdi.
Brianna'nın nabzı Marcus ona dokunduğu andan itibaren daha da hızlanmıştı. Marcus onun bileğini öptükten sonra Brianna'nın avcunu kendi hızla atan kalbinin üzerine yerleştirdi.
- Hisset Brianna. Sen o gün o asansöre paldır küldür daldığından beridir burası yalnızca sana ait sevgilim. Gerçi şimdi bir kısmıda ışığıma ait ama sen olmasaydın O da olmayacaktı.
Brianna adamın sözlerine keyifle güldü. Bu kalbi paylaşmak isteyeceği yegane insan bebeğiydi zaten. Marcus ara vermeden devam etti.
- Çocukluğumdan bu yana sahip olduğum her şey için mücadele ettim. Şimdi anlıyorum ki bu zamana kadar yaşadığım her şey beni sana hazırlamış, beni senin için adam etmiş. İlk defa seninleyken kendimi tam bir erkek gibi hissettim ve şimdi senin sayende babalığı tadıyorum hem de Luna kadar güzel bir bebeğin babalığını.
Brianna kendini daha fazla tutamayarak başını elinin olduğu yere, Marcus'un kalbine koydu. Marcus'un güçlü kolları onu hiç zaman kaybetmeden sarıp sarmaladı.
- Ya Luna beni istemezse Marcus? Sen babalığının hakkını çoktan verdin, peki ya ben kendimi Luna'ya nasıl affettireceğim?
Bunları söylerken sesinin titremesine engel olamadı. Marcus tutuşunu biraz daha sıklaştırdı.
- Hiçbiri senin hatan değil hem unuttun mu? Kızımız benim sana yanlış adres verdiğimi düşünüyor, senin onu sevdiğini de biliyor. Endişelenme, yarın uzmanlarla görüşüp en iyisine karar vereceğiz.
- Umarım dediğin gibi olur Marcus. Artık eve gitsem iyi olur.
Başını adamın göğsünden kaldırdı. Marcus ona küçük bir çocuk gibi umutla bakıyordu.
- Kalsan olmaz mı?
- Luna'ya ne diyeceğiz, hem nerede uyuyacağım?
- Luna'ya sabah gelmişsin gibi yaparız, ayrıca uyumak için bir yerin var, biliyorsun.
- Yani kızımıza daha fazla mı yalan söyleyeceğiz? Gece uyanır ve beni uyumam için uygun yerde, senin yanında görürse o zaman ne diyeceğiz?
- Galiba haklısın ve galiba bazen anne baba olmak zor olabiliyor. Artık eşofmanla uyuduğumu biliyor musun?
Brianna gülmeden edemedi.
- Senin için hoş bir değişiklik olmuş.
- Gülersin tabi. Luna neredeyse yürümeyi öğrendiğinden beri battaniyesini sürükleyerek yatağa tırmanıp ara sıra benimle uyuyor. Gel hadi seni eve bırakayım bari?
- Luna'yı yalnız bırakma, ben kendim giderim.
- Bu saatte yalnız gidemezsin Brianna hem dayısı yanında nasılsa.
- Yapma Marcus, daha geç saatlerde de dışarıda kaldığım oldu, kendim giderim.
- Senden henüz ayrılmak istemiyorum Brianna ve o zamanlar geçmişte kaldı artık. Eğer gideceksen ben götüreceğim yoksa da kal işte burada.
İtirazlarının kabul görmeyeceğini bildiğinden ve Marcus biraz daha ısrar ederse onun teklifini kabul edeceğini bilen Brianna gitmek için ayaklandı.
Marcus, Duncan'a mesaj atıp Brianna'yı bırakıp geleceğini ve kendisi gelene kadar kızının yanından ayrılmamasını istedi.
Evinin kapısına kadar getirdi Marcus Brianna'yı.
Kendisi kapının iç tarafında Marcus dış tarafında duruyorken sordu Brianna.
- Kahve yapayım mı sana?
Marcus'un baygın aşık bakışı Brianna'nın tüm yüzünde dolaştı.
- Teklifin çok cazip gelse de sevgilim benim için yapmanı istediğim başka bir şey var.
- Nedir?
Brianna sanki onun bakışıyla hipnotize olmuş gibi saf saf sordu.
- Öp beni Brianna!
Duyduğu şeyle neredeyse bir adım gerileyecekti Brianna fakat yapamadı. Deneyecekti. Bu öğleden sonra Marcus onu öpmüştü ve şimdi de Brianna deneyecekti. Marcus'u gerçekten affettiğini bilmeye ihtiyacı vardı Brianna'nın.
Özlemle susadığı dudaklara doğru yavaşça yükseldi Brianna. Marcus kadının kendisine sunduğu dudaklara can simidi gibi tutundu.
Birbirlerine dokundukları anda bir elektrik akımı ikisini de yaladı geçti. Dizleri tutmayınca birbirlerinden destek alırcasına Brianna Marcus'un tişörtünün önünü kavradı, Marcus ise bir eli Brianna'nın belinde diğeri omzunda onu sıkıca kendine yasladı.
Bu öpüş tüm acıları, özlemleri siliyor, yerine umut dolu, baharı andıran duygular bırakıyordu. Yalnızca birbirlerine olan açlıklarını gidermeye yönelik, hasret dindiren bir öpüştü.
Brianna'nın tüm duyuları Marcus'la doluyordu. Marcus sıcak, erkeksi ve yıllar öncesinden hatırladığı gibi ve hiç aklından çıkmayan gibiydi.
Dudakları adamın tenini tadarak dokusunda mest oluyordu. Onu öpmeyi hiç bırakası yoktu nefes almak için bile olsa.
Nihayet kendilerini geri çektiklerinde ikisi de nefes nefese kalmıştı. Marcus Brianna'ya sıkıca sarıldı. Kokuları birbirine karıştı. Brianna kollarını adamın bedenine sardı. Ve Marcus'un içini mutlulukla dolduran o sözleri söyledi.
- Seni özledim Marcus.
- Bende seni sevgilim hem de çok fakat artık birbirimizi özlememize hiç gerek kalmayacak.
Öpüşmelerinin izleri hala dudaklarında iyi geceler dileyerek ayrıldılar. Brianna sabah yine kızını yıkamaya gidecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU
RomanceKapısının yavaşça açılıp kapanması ve sonra kilitte dönen anahtarın sesi Brianna'nın beklentiyle tüylerinin ürpermesine neden oldu. Marcus'un daha önceden giymesini istediği beyaz, mini geceliğini giymiş, kulağı kapıdaki seste heyecanla bekliyordu...