Bölüm 51

706 197 4
                                    

Oy vermeyi unutmayın💜

Zile hafifçe dokunup beklemeye başladı. Kararını sorgulamak istemiyordu. Sadece çılgınca atan kalbini yatıştırmaya uğraşıyordu.

Eski zamanlara dair gördüğü rüya üzerine gözyaşlarıyla uyanmış ve bir dakika daha o evde kalmaya katlanamayarak hemen giyinip evden çıkmıştı.

Şimdi Marcus'la bir zamanlar en güzel anlarını yaşadığı evin kapısında durmuş ve kapının kendisine açılmasını bekliyordu.

Marcus'un söylediği gibi burayı kendi evi gibi hissetmiyordu fakat gariptir ki yabancısı gibi de değildi. Arada kalmaktan, kızına gönlünce yaklaşamamaktan ve sevdiği adama uzak olmaktan yorulmuştu artık. Sanki yıllardır koşuyordu da bir adım daha atmaya mecali kalmamışçasına tükenmişti.

Kapının açılması geciktikçe kararlığının yittiğini düşünürken içerden aşinası olduğu derinden gelen erkek sesini duydu. Söyledikleri yerinde çakılıp kalmadına neden oldu.

- Oradan çıkayım deme bebeğim. Kapıya bakıp geliyorum. Unutma Luna güzel kokmak ister.

Son sözlerindeki kahkaha tınısını bile duymuştu. İçeride yalnız değildi adam ve muhtemelen de çok uygunsuz bir durumdaydı.

Pişmanlığı duyumsadı yüreğinde. İç sesi neden geldin ki diye kendine kızıyordu. Ama artık yapacak bir şeyi yoktu. Kapı çoktan açılmaya başlamıştı.

Marcus, üzerinde ıslak eşofmanları, dağılmış saçlarıyla kapıyı açıp da karşısında en çok istediği ama hiç beklemediği kadını görünce şaşırmaktan kendini alamadı.

Kadının küskün bakışları yüzünü okumaktaydı.

- Brianna!

- Şey... ben... ben Luna'yı görebilir miyim eğer müsaitsen?

Sözlerinin sonuna doğru sesi alçalmış, sanki güçlükle çıkıyordu. Kadının atıp atabileceği en büyük adımın bu olduğunun farkındaydı Marcus.

Yabancı gibi kapıda duruyor olması içine dokunmuştu. Kolundan tutarak içeri çekti. Bir yandan da şaşkınlığına rağmen konuşuyordu.

- Tabi ki lütfen içeri gel. Luna bayılacak.

Brianna tanıdık girişe adım atınca her şeyin tıpkı o burada yaşarken olduğu gibi kaldığını gördü. Tanıdık kokular hemen sarmalamıştı onu. Şey gibi kokuyor diye düşündü. Ev.

Sonra kendisinden bir şey duymayı bekleyen adama doğru döndü.

- Özür dilerim öncesinde aramalıydım fakat rüyamda Luna'yı görünce daha fazla o evde kalamadım.

- Özür dilemene gerek yok, burası hala senin evin.

- Seni zor durumda bıraktıysam hemen gidebilirim. Daha sonra haberleşiriz.

Kapıya doğru hareketlenince Marcus tekrar kolundan tuttu onu ve bu defa ellerini çekmedi.

Aşık olduğu sıcaklığın elinden tüm bedenine yayılmasının tadını çıkardı. Kadın durumu tamamen yanlış anlamıştı. Eskiden olsa bu Marcus'u üzebilirdi fakat şimdi onun kıskançlığı hoşuna gidiyordu.

Birini sevmiyorsan kıskanmazdın da öyle değil mi? Dayanamadı ve kadının biraz daha açıklamasını istedi.

- Nasıl zor bir durum Brianna?

- Şey Luna'nın evde olmayacağını düşünemedim ve...

- Ve?

- Senin yalnız olmayabileceğini de o yüzden çok özür dilerim.

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin