Oy vermeyi unutmayın💜
Kadın kapıdan çıkınca Marcus da kızının saçlarını sevgiyle öpüp odadan çıktı.
- Eee bunları elimden almayacak mısın Brianna?
- Kızına almadın mı? Uyanınca verirsin.
- Kızıma ve annesine aldım. Ne zamandır yemiyorsun?
- Uzun zaman oldu.
Marcus aldıklarını sehpaya bırakıp onun karşısındaki koltuğa geçti. İçerideki öfkesi kadının çökmüş bakışlarını görünce kül gibi dağıldı.
Bakışlarındaki ışıltı yalnızca Luna'ya bakarken canlanıyordu. Pembeleşmesine bayıldığı yanakları soluk bir renge bürünmüştü. Hala onu ilk tanıdığı halinden 10 kilo zayıf görünüyordu.
Marcus kendisini süzerken Brianna bir türlü ona bakacak cesareti gösteremiyordu. Biraz önce içeride Tad'le nişan resimlerine bakarken gözlerinde gördüğü ifadeye istemeden de olsa üzülmüştü. Kayıp bir çocuğun gözleri gibi bakmıştı ona.
- Neden abilerinle görüşmedin?
- Neden görüşeyim? Hem benden çok senin abilerinmiş gibi davranıyorlar. Niye onlarla görüşeyim?
- Yapma Brianna. Yanımda oluşlarının, benimde onların yanımda olmasına izin vermemin tek sebebi kızımız, bizim bebeğimiz.
- Bunu sürekli tekrarlıyorsun.
- Evet çünkü bu gerçek olan. Onlar yalnızca kızımız annesini tanısın, onun sıcaklığını hissetsin istiyorlar.
- Atladıkları şey bunu benim onlardan daha fazla istemem ama sahip olamayacağımı bilmem.
- Sahip olabilirsin Brianna.
- Sana rağmen mi?
- Benimle birlikte olmaz mı? Kızımız gerçek bir aşk çocuğuyken neden kendisini bu denli seven annesinden mahrum kalsın?
- Aşk çocuğu mu? Aşık olanın tek ben olduğumu sanıyorum oysa ki. Hem niye bunları konuşuyoruz ki? Resimde de gördüğün gibi ben nişanlıyım ve çok yakında ki siz böyle çabaladıkça çok daha yakında başka bir adamın karısı olacağım.
Marcus duyduğu sözle yerinden fırlayıp kalktı ve Brianna'yı da kendiyle beraber kaldırdı. Gözleri öfkeden parlıyordu. Kadını sarsıp kendine getirmek istiyordu.
- Allah kahretsin Brianna! Üç koca yıldır beni kendinden mahrum ettin yetmedi mi cezam? Üç yılın her anını senin en büyük hatırlatıcına taparak geçirdim. Gülüşü, haylaz bakışları, ateşli savunuşları, beğenmediği şeylere kıvırdığı minik burnu. Her şeyiyle seni hatırlatan birine taparak senden uzak kalmak ne kadar zor biliyor musun?
- Zor öyle mi? Zor ne biliyor musun? Zor olan ölürcesine aşık olduğum adamın gölgesinin bir başkasının üstüne düşmesi, başka bir kadınla sevişmesi, onun koynundan çıkıp da bana gelmesi. Hem de ben onun bebeğini şükrederek, sevgiyle içimde büyütüyorken, gelişini özlemle, heyecanla beklerken. Zor olan doğurduğun bebeği yüzünü bile görmeden bir hırsız gibi sessizce terk edip, sevdiğin adama ve ondan olan canının parçasına bir yabancı gibi yaşamak ve onlarla her bir araya geldiğinde baba kızın çoktan kendilerine bir koza ördüğünü ve seninde artık böyle bir hakkın kalmadığını bilmek. Aynı olmayacağını bildiğin halde başka bir adamla aynı yatağa girmeye kendini zorlamak ve bu zoraki birleşmeden bir bebek umudu çalmak. İşte zor olan bu Marcus.
Brianna durduramadığı göz yaşlarını elinin tersiyle gelişi güzel sildi.
Öfkeyle parlayan gözlerini adamdan alamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU
RomanceKapısının yavaşça açılıp kapanması ve sonra kilitte dönen anahtarın sesi Brianna'nın beklentiyle tüylerinin ürpermesine neden oldu. Marcus'un daha önceden giymesini istediği beyaz, mini geceliğini giymiş, kulağı kapıdaki seste heyecanla bekliyordu...