Oy vermeyi unutmayın💜
Başına biri sopayla vurmuştu sanki. Gözlerini inleyerek açtı.
- Nihayet uyandın yazar, günaydın.
Brianna şaşkınlıkla geriye sıçradı. Adamın göğsüne sere serpe uzanmıştı. Dün gecenin sisini aralamaya çalışıyordu. Marcus yanındaydı, birlikte yatmışlardı. Peki ne olmuştu? Örtünün altından giyinik olduğunu biliyordu ki adam da onu bara bırakırken giydiği kıyafetlerleydi zaten. İçindeki hayal kırıklığıyla bir şey olmadığını düşündü. Sonra görüntüler yavaş yavaş zihninde belirdi. Parti, içkiler, Marcus'un güçlü kolları ve ona yanında uyumasını söylemesi. ''Ah Tanrım!'' diye inledi. Utanmıştı. Fakat şimdi yüzleşmesi gerekiyordu.
- Günaydın.
- Nasıl hissediyorsun, başın çok ağrıyor mu?
- Biraz, yine de senden iyi durumdayım sanırım. Benim yüzümden kıyafetlerinle uyudun.
- Hatırlıyorsun yani?
- Evet.
- Peki elinden neredeyse kurtulamadığı mı da hatırlıyor musun?
- Marcus! Daha fazla utandırma lütfen. Hem kayda değer hatırladığım tek şey beni öpmen. Başka...
- Hayır, Brianna olmadı. Seninle seviştiğimde her saniyesini hatırlayıp hissettiğinden emin olarak sevişeceğim.
Brianna otomatik olarak başını sallayacakken Marcus onun üzerine eğilerek tekrar öptü. Dudakları esir almıştı onu az önce söylediği şeyi kastederek, dilinin ağzının içinde her hareketini hissettirerek öpüyordu onu. Eli yavaşça kendisinin giydirdiği tişörtün üstünden göğüslerini okşuyordu. Meme uçları parmaklarına değince inledi ve kumaşın üzerinden parmaklarıyla çıkıntı yapan sertliği sıkıştırınca kadın ağzının içine doğru inledi.
Marcus'un şimdi kanı kaynıyordu. Kendisini Brianna'dan ayrı tutmak artık imkansız bir çabaydı. Tişörtün belini eliyle yukarı doğru çekiştirerek tüm geceyi ayakta geçirmesine neden olan dolgun memelere dopru okşayarak çıktı. Avucunu dolduran memeyi de memenin altında atan sevdiği kadının hızlı kalp atışlarını da hissediyordu. Brianna tekrar ağzın inledi.
Sıcacık, güçlü ellerin göğsünü sıkıştırıp okşaması Brianna'nın dünyayla olan bağlantısını kesiyordu. Daha fazlası için kendini sevdiği adama doğru itti. Marcus onu seviyor, okşuyor, öpüyordu. Ağzını çektiğinde neredeyse itiraz ediyordu. Marcus kendini altında hapsedecek şekilde üst bacağına oturdu ve Brianna'ya baktı. Uykunun mahmurluğu dağılmış şimdi alev alev bir istek parlıyordu gözlerinde. Marcus, Brianna'nın tişörtünü uçlarında tutup yavaşça boğazına doğru çektiğinde Brianna huzursuzca kıpırdandı.
- Görmeme izin ver.
Yalnızca başını sallayabilmişti. Boğuk sesi, koyulaşmış gözleri, titreyen dudaklarıyla Brianna onunda kendinden farklı hissetmediğini biliyordu.
Marcus tişörtü kaldırıp da bu ince kumaş parçasının sakladığı iki mükemmel memeyi görünce hayranlıkla bakakaldı. Koyu pembe uçları zevkten kabarmıştı.
- Çok güzelsin Brianna, nefesimi kesecek, dengemi bozacak kadar çok. Yalnızca öpeceğim. Sen isteyerek bana gelene kadar da bununla yetineceğim.
Brianna'nın cevabını beklemeden sağ meme ucunu sıcak ağzına götürdü. Brianna hevesle kasıldı. Harika hissettiriyordu. Marcus diliyle etrafında dolaşıp dişlerinin baskısını hissettirince de titredi. Çok güzeldi. Islaklığının iç çamaşırını ıslattığını biliyordu. Fakat Marcus durmuyordu. Ağzı yer değiştirdiğinde Brianna artık zevkle inliyordu. Hassas meme uçları örselenmiş, sevdiği adamın nefesleriyle mest olmuştu.
Marcus duracak sınırı geçmeye çok yakın olduğunu biliyordu. Duracaktı. Durmalıydı. Henüz Brianna duygusal olarak onunla olmaya hazır mı bilmiyordu ve bu konuşmayı da onun akşamdan kalma haliyle yapmayacaktı. Tüm gücünü kullanıp ağzını memelerinden çekti, tişörtü aşağıya indirdi ve onu son bir kez öpüp kendini yatağa geri attı.
- Biraz önce başım ağrıyordu fakat şimdi ağrımıyor.
Marcus gülerek;
- Sana iyi mi geldim yani?
- Kendini beğenmiş adamın tekisin.
- Eğer öyle diyorsan sana bir itirazım yok. Yazar seni neden öptüğümü sormayacak mısın?
- Hayır.
- Ned...
- Beni istiyorsun öyle değil mi?
- Hem de çok.
- İşte, belki bende istiyorumdur. Bu yüzden de sormayacağım.
Brianna onu şaşkınlık içinde bırakıp duşa gitti. Marcus kapıya vurup;
- Ne söylemeye çalışıyorsun yazar?
Suyu kapatıp;
- Çok açık söyledim değil mi? Şimdi izin verirsen duş alıyorum oyuncu.
Marcus kapıyı açmaya çalıştı ama kilitliydi. Akıllı kadın.
- Al bakalım Brianna. Yarım saat içinde aşağıda ol.
- Tamam. Diye gülerek bağırdı Brianna.
Dün gece kadın göğsünde uyurken çektiği, güzel saçlarının göğsüne saçıldığı fotoğrafı sosyal medyasına attı. Güzel şeyler oluyordu, güzel şeyler başlayacaktı ve gece acı içinde geçse de sabah çok güzel başlamıştı.
- Yine mi yaptın?
- Omletimi sevdiğini sanıyordum.
Marcus kahvaltı hazırlarken Brianna çoktan duştan çıkmış ve elinde telefonu sallayarak mutfağa girmişti. Marcus ne demek istediğini gayet iyi anlasa da anlamamazlığa vurdu.
- Omletten bahsetmiyorum. Geceyi birlikte geçirdiğimizi herkese ilan etmişsin. Üç bin beş yüz yorum var ve daha yarım saat olmuş paylaşalı.
- Ah, yorumları kapatmayı unuttum.
- Takıldığın nokta bu mu?
- Evet.
- Geceyi nerede geçirdiğini herkesin bilmesinde sorun yok yani.
Marcus ona iyice yaklaştı. Bedenleri birbirine değiyordu. Brianna başını geriye doğru yatırmış gözlerinin içine bakıyordu.
- Sen geceyi seninle geçirdiğimi bildiğin sürece sorun yok yazar. Kimin gördüğü ya da ne söylediği umrumda değil ayrıca benim gömleğim ve senin saçlarından başka görünen bir şey yok. Aslında tam göğsümün üzerinde huzurla uyuduğunun açıkça görüldüğü fotoğrafı koyacaktım ama çok kızarsın diye düşündüm.
Brianna şok olmuş gözlerle ona bakıyordu.
- Haklısın, kızardım. Henüz kitap bitmedi oyuncu ve bizim birlikte olduğumuz haberinin bu kitabın önüne geçecek olmasını kimsenin hoş karşılayacağını sanmıyorum.
- Tamam işte bende yalnızca saçlarını paylaştım bu yüzden. Hadi gel soğutma. Nasıl olsa birazdan bilgisayarına gömüleceksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU
RomanceKapısının yavaşça açılıp kapanması ve sonra kilitte dönen anahtarın sesi Brianna'nın beklentiyle tüylerinin ürpermesine neden oldu. Marcus'un daha önceden giymesini istediği beyaz, mini geceliğini giymiş, kulağı kapıdaki seste heyecanla bekliyordu...