Oyun Başlıyor

2.8K 244 6
                                    

Oy vermeden okumayın lütfen🥰

Nefes nefeseydi. Bir adım sonra bir adım daha. Yetişiyordu. Bir adım sadece. Önünde yürüyen silüetin arkasından koşmak istiyor fakat ayakları ona ihanet ediyordu. O'ydu. Kalbinde hissediyor ama yüzünü bir türlü göremiyordu.

Kulağında durmadan yükselen ses artık görmezden gelemeyeceği kadar yakınındaydı.

Rüyanın sisi dağıldı ve tek gözünü açarak el yordamıyla telefonunu buldu. Eğer telefon çalmasaydı sonunda hep rüyalarına dadan O adamı görecekti fakat yine görememişti. Bir kaç denemeden sonra açtı telefonu.

- Efendim!

- Tanrım Brianna! Sonunda açtın, Chaese seni bekliyor. Sekizde toplanıyoruz ve seninde olman çok önemli.

- Saat kaç? Bu saatte açık bile değildir Linn.

- Saat yedi Bri. Bir saat sonra önemli bir toplantı var. Chaese senin olmanı özellikle istedi.

- Linn ne toplantısı bu böyle?

- Soru sormayı bırak kızım. Yeni kitabınla ilgili ve çok önemli. Bunlar aynen Chaese'in sözleri.

- Tanrım... Tamam geliyorum

Brianna yayınladığı üç kitabıyla şimdiden kendisini göstermiş, 26 yaşında genç bir yazardır.

Kaleminin kuvveti, lise yıllarında kendisini göstermeye başlamış, bölgesel çapta kendi alanında bir kaç ödül bile almıştı.

Öğretmenlerinin teşvikiyle edebiyat okumuş ve daha mezun bile olmadan ilk kitabını yayınlamıştı.

Chaese ile yani yayınevinin sahibiyle üniversite kütüphanesinde tanışmış ona kendi yazdıklarından bir iki pasaj gösterince Chaese randevu vermiş ve serüveni de böylece başlamıştı.

Şimdi ise onu ısrarla sabahın bu saatinde toplantıya çağıran Chaese'di. Dördüncü kitabı teslim tarihinden önce vermişti yayınevine ''bir sorun çıkmamıştır umarım'' diye geçirdi içinden

Yataktan sürünerek kalktı. Kahve makinesini ayarlayıp kahve demlenene kadar çabucak bir duş aldı. Üzerine çabucak bol, lacivert bir kazak ve aldığında bile eski görünen açık renk bir kot pantolon giydi, yanaklarını ve dudaklarını hafifçe renklendirip saçlarını kuruttu. Kahvesini termosa koyup evden çıktığında saat yedi buçuğa geliyordu.

Taksi yayın evinin olduğu binanın önüne geldiğinde saat sekize on vardı. Koşarak asansörlere yöneldi. Elini kapının arasına koyup kendini kabinin içine attı.

19. Katın düğmesine basacakken çoktan basılmış olduğunu gördü ve içeride yalnız olmadığının fark etti.

Koyu renk güneş gözlüğü takmış gri tişört, siyah deri ceket ve eskimiş siyah bir kot giyen bir adamla yanında alev renkli kızıl saçları, siyah mini elbiseli ve usta bir makyözden çıkmışçasına makyajlı bir kadın vardı.

Belli belirsiz bir günaydın deyip köşeye çekildi. İçerdeki çiftle arasındaki mesafeyi özellikle korumaya uğraştı. Asansörün parlak metal yüzeyinden yansıyan görüntü ise huzursuz ediyordu onu.

Kadın adama tüm bedeniyle yaslanmış, yüzünde Brianna'nın ölse bile atamayacağı bir bakışla adama bakıyordu.

- Gecenin bu kadar çabuk bitmesi ne kötü değil mi?

- Çabuk mu bitti? Sarah... Sarah gece üçte uyuduk ve şimdi bu saatte bir toplantıya telaşla yetişiyoruz.

- Belki de tadı damağımda kalmıştır.

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin