"handlerin ne planladığını bilmiyorum ama sonu kötü olucak. Bu kartlar o odadaki öldürdükleri insanların." Five kartları alıp incelemeye başladı. Öksürük sesiyle hemen arkamızı döndük. Hızlıca çocuğun yanına gittik.
"sen iyimisin?" çocuk bana bakarak gülümsedi ve başını salladı. Oturur pozisyona geçti. Boş kalan yere oturdum.
"ben Anaya. Buda Five." Five'a baktığımda gözlerini devirip kartlarla uğraşmaya devam ediyordu.
"ben de Harry." gülümsedim.
"Harry, Handler neden sizi öldürmeye çalışıyor?" ciddileşti.
"çoğu kişi ihanet ettiğinden öldürüldü. Diğerlerinden emin değilim." aklıma Handlerin odasındaki o dosyalar gelmişti. Orada Harry'yi gördüğüme eminim. Sanırım o dosyalarda bununla ilgiliydi.
"Five." birden bağırınca ikiside irkilmişti.
"ne var Anaya?" hızlıca ayağa kalktım.
"Handler biliyor." ikiside bana anlamsız gözlerle bakıyordu.
"neyi biliyor?" dolaptan üzeri yeni bir ceket alarak önemli eşyaları aldım ve kapıya gittim.
"sen Harry'yi de al ve buradan uzaklaşın bir planım var. Arkadaki ormana gidebilirsiniz ama uzaklaşın." gülümsedim.
"ne saçmalıyorsun Anaya." ayağa kalktı.
"sadece bana güvenin ve elinizi hızlı tutun. 5 dakikanız var." odadan çıkarak etrafı kontrol ettim. Alt kata inerek bir odaya girdim. Buradaki bilgisayarlar zamanı gösteriyor. Zaman dosyasına girerek kıyamete bastım. Gördüğüm şeyle şok oldum. Hızlıca tarihine baktım. O sırada kapı açıldı.
"hey! sen burada ne yapıyorsun!" siktir. Adam üzerime doğru gelmeye başladığında suratına bir yumruk attım. Bir şeyden etkilenmemiş görünüyordu ki oda bana aynı şekilde yumruk attı. Ağzıma gelen kan tadıyla dudağımın patladığını hissetmiştim. Adamın karnına dizimi geçirince yere düşmüştü. Üstünden geçeceğim sırada bileğimi tutmuş ve yere düşmemi sağlamıştı. Üstüme çıkarak boğazımı sıkmaya başladı. Gözlerim kararmaya başladığı sırada adamın kolunu tuttum ve işe yaramasını umarak gücümü kullandım.
bayadır bölüm atmıyomuşum cus herneyse sacma bi bolum oldu idare edin bayy