2.0

1.2K 77 17
                                    

Çalışma odasına girdiğimde Harry'i gördüm. İkimizde birbirimizi iyice süzdük. Sportif giyinmiştik.

"anlamadığım şey gücünün çok çalışılacak bir yanı yok. Biz burada 3 saat ne yapacağız?" göz devirdim.

"mızmızlancaksan gidebilirsin Harry." ellerini suçluymuş gibi kaldırarak güldü.

"tamam tamam demedim bir şey." gülümsedim.

Bir süre gücüm üzerine çalışmıştım. Harry kenarda oturup beni izliyordu çünkü yapabileceği bir şey yoktu. Gücüme yeterince çalıştıktan sonra Harry'yle dövüşmeye başlamıştık.

"nereden öğrendin böyle dövüşmeyi?" dedim nefes nefese.

"Handlerden." bir şey demedim. Yere oturarak biraz soluklandım. Oda yanıma oturdu.

"Handler.. Ne planlıyor?" gözlerini bir noktaya odakladı. Kafasını iki yana salladı.

"bilmiyorum." yaklaşan ayak sesleriyle ikimizde kafamızı kapıya çevirdik. Luther ikimizide süzdü.

"Anaya, babam çağırıyor." derin bir nefes aldım. Ayağa kalkarak üstümü silkeledim. Luther'la beraber yukarı çıktık. Luther salona girdi bense Reginald'ın odasına. Bana baktı. Ayağa kalkarak yanıma geldi. Kolumu tutarak odadan çıktık. Tuttuğu koluma bakarak kolumu çekiştirmeye başladım.

"bıraksana baba." ben kolumu kıpırdattıkça kolumdaki elini daha da sıkılaştırdı.

"bırak!" sesimize diğerleri gelmişti.

"baba napıyorsun?" dedi Vanya.

"siz karışmayın." diyip sürüklemeye devam etti.

"kolum acıyor bırak artık!" gözlerim dolmaya başladı. Önümdeki parlaklıkla gözlerim kamaşınca kolumu sıkan el gitmişti.

"kız sana acıyor diyor. Aptal mısın?" Five'ın kolları arasında duruyordum şuan.

"Five size karışmayın dedim." Reginald elini tekrardan uzatınca Five'la uzaklaştık.

"sende sanırım Eight'le cezaya kalmak istiyorsun. Luther." arkamızda ceketlerimizden tutulduğumuzda kafamı kaldırdım ve Luther'ı gördüm. Reginald yaklaşarak Five'ın bileğine bir halka taktı.

"Luther napıyorsun bıraksana." dediğimde Reginald'ın peşinden gitmeye başladı. Oraya gidiyorduk. Tanrım hayır! Reginald diğerlerini Pogo'nun yardımıyla odalarına göndermişti.

O odaya geldiğimizde Luther bizi bıraktı. Reginald kapıyı açınca Luther ikimizide oraya ittirdi. Arkamızdan kapıyı kapattıklarında ben bir kenara çökmüş sakinleşmeye çalışıyordum. Five ise kapıya vuruyordu. Oda ses geçirmediğinden bizi duymuyorlardı. İkiside gittiğinde Five daha fazla çabalamadan yanıma çöktü.

"sen iyimisin?" başımı salladım. Küçükken Reginald bizi cezalandırdığında bu odaya kapatırdı. Odada bir video açardı. Kabus gibiydi. Dahada beterdi. Beynimizi delecek şekilde sesler açardı ve gittikçe yükselirdi bu sesler. Odadan çıktığımızdaysa sesleri bir süre daha duymaya devam ederdik. Bu yüzden bu oda hepimizin travması olmuştu.






yine boş bir bölüm 🤙🏻

ee istekleriniz varsa söyleyin yaparım sonraki bölümlerde

𝑲𝜾𝒚𝒂𝒎𝒆𝒕𝒕𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin