1.7

1.7K 97 51
                                    

uzun bir bölüm oldu keyfini çıkarın aşklarr

Ayağa kalkarak revirden çıktım. Mutfağa girdiğimde Five'ı kahve içerken gördüm. Beni görünce hemen ayağa kalktı.

"Anaya. Tanrım iyimisin?" hemen yanıma gelerek sarıldı. Başta sarılmasına şaşırmıştım ama sonra bende karşılık verdim.

"biraz daha sıkmaya devam edersen boğulacağım Five." dediğimde hızlıca beni bıraktı. Devam ettim.

"ayrıca ne zamandan beri benimle bu kadar ilgilenir oldun?" göz devirerek kahvesini içmeye geri döndü.

"ilgilenmiyim mi yani?" bir şey demeden yanına oturdum. Bir süre sessiz kaldık. Ayağa kalkmıştım gidiyordum ki Five önüme ışınlandı.

"nereye gidiyorsun?" onu iterek yürümeye devam ettim. Hala gördüğüm kabusun etkisinden çıkamamıştım.

"daraldım. Biraz hava alacağım." bir şey demedi. Odama çıkarak üstüme bir hırka aldım. Kapüşonumu kapatarak aşağıya indim. Five kapıda bekliyordu. Beni görünce sırıttı.

"hadi çıkalım." kafamı iki yana salladım. Onun gelmesini istemiyordum.

"sen gelmiyorsun." dudaklarını büzdü.

"alındım şuanda." gözlerimi devirerek kapıya ilerliyordum ki yine önüme ışınlandı.

"şunu yapmayı kesermisin artık." kafasını iki yana sallayarak gülümsedi.

"Five ciddiyim. Biraz yalnız kalmak istiyorum." gözlerimin dolmaya başladığını hissettim. Kafamı yere çevirdim. Five sessiz kaldı. Elini yavaşça çeneme koyarak yüzümü kendi yüzünün hizasına getirdi ve gözlerime baktı.

"Anaya?" elini çenemden ittirerek gözlerimi sildim.

"şimdi çıkar mısın?" kollarımdan tuttu.

"sen iyimisin?" kafamı onaylarcasına salladım.

"evet. Artık çekilir misin?" bir şey demeden çekildi. Kapıyı açarak hızlıca dışarı çıktım. Yağmur hızlanmıştı. Sokakta kimse yoktu. Muhtemelen saat 3 veya 4'tü. Akademiden oldukça uzaklaşmıştım ve karşımda bir park vardı. Parka girdim ve salıncaklardan birine oturdum. Bir süre öyle bekledim. Yanımdaki salıncağa birinin oturmasıyla kim olabileceğini tahmin etmiştim.

"Five bu konuyu konuşmak istemiyorum." derin bir nefes aldı.

"konuşmaya gelmedim. Sadece seni yalnız bırakmak istemiyorum. Sussak da olur. Sen nasıl istersen." ona baktım ve gülümsedim. Aynı şekilde oda bana. Neredeyse 1 saat olmuştu biz konuşmadan oturuyorduk. Five salıncaktan kalkmıştı. Kafamı zincirlere yaslamıştım ve kaldırıcak halim bile yoktu. Üzerime koyulan ceketle kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Five ne yapıyorsun?" elimden tutarak beni salıncaktan kaldırdı.

"1 saattir buradayız hasta olmanı istemiyorum." üzerimdeki ceketi çıkarmaya yeltenirken tekrar konuştu.

"bir kere de inatlaşma be kızım." kafamı salladım.

"ya sen?" tek kaşını kaldırarak baktı.

"ben ne?" omuzuna vurarak güldüm.

"tişörtlüsün aptal." gülümseyerek kollarını belime sardı ve beni kendine yakınlaştırdı.

"bana bir şey olmaz." kafamı onun göğsüne yasladım.

"yürümek mi istersin yoksa ışınlanalım mı?" yürüyecek halim yoktu ama onunla bir daha böyle vakit geçiremeyecektim.

𝑲𝜾𝒚𝒂𝒎𝒆𝒕𝒕𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin