1.1

1.6K 102 36
                                    

Hızlıca formamı giyerek odadan çıktım. Five odada yoktu. Muhtemelen içemediği kahvesini yapıyordur şuanda. Handler'in odasına gittim. Kapısını çalarak içeri girdim. İçeride değilde. Tam da istediğim buydu. Kapıyı arkamdan kapatarak Hızlıca masasına gittim. Çekmecelerini karıştırırken kilitli bir çekmece bulmuştum. Saçımdan bir tel toka alarak açmaya çalıştım. Sonunda açtığımda içinde birkaç dosya vardı.

Dosyaları elime alarak sırasıyla açtım. Tanımadığım birkaç insanın dosyası vardı. Diğer dosyalara da bakarken Five ile kendi dosyamı buldum. O iki dosyayı alarak diğerlerini çekmeceye bıraktım ve kilitledim. Dosyaları tişörtümün içine saklayarak masadan uzaklaştım. O sırada kapı açıldı.

"Anaya, burada napıyorsun?" yakalanmadığım için kendimle gurur duyarak koltuklardan birine oturdum.

"konuşmak istediğim bir konu vardı." bana şüpheci gözlerle bakıyordu. Gözlerimi kısarak ona baktım. Kendi sandalyesine oturarak tüm dikkatini bana vermişti.

"ne istiyorsun Anaya'cım." gülümsedim.

"ne zaman görevlere gideceğiz?" boş bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.

"yarın başlıyorsunuz." afallamıştım. Huh bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum. Başımı salladım.

"anladım." kalkacağım sırada elini uzattı.

"otur lütfen biraz daha." yavaşça tekrardan oturdum. Cebinden bir anahtar çıkardı ve kilitli çekmeceye uzattı. Anlamış mıydı? Bu kadar çabuk muydu? İşte şimdi sıçmıştım. İçinden dosya çıkartırken kapı çaldı ve açıldı. Ah kimse gerçekten alnından öpeceğim. Kapıya baktığımda Five'ı gördüm. Tamam sözümü geri almak için çok geç değil sanırım.

"Anaya'yı almam gerekiyor." Handler'e baktığımda bir Five'a bir bana bakıyordu. Ayağa kalkarak Five'ın yanına gittim. Odadan çıktık.

"sürekli kıçını kurtaran olmaktan bıktım." gözlerimi devirdim.

"tamam anladım. Her neyse." tuvalete giderek bir kabine girdik. İki dosyayı da tişörtümün altından çıkartarak birini Five'a uzattım. İkimizde dosyalarımızı açıp incelemeye başladık.

"aman tanrım. En başından beri bizi izliyorlarmış." dedim şokla. Five'a baktığımda kaşları çatık bir şekilde dosyaya bakıyordu. Hızlıca kafasını kapıya çevirdi. Elimdeki dosyayı alıp iki dosyayı da tişörtünün içine sakladı. Kısık sesle konuştu.

"sadece sus ve ayak uydur." ben daha ne olduğunu anlayamadan belimden tutarak beni duvara yaslayıp öpmeye başlamıştı. Onu kendimden uzaklaştıracağım sırada dudağımı ısırmış ve karşılık vermemi sağlamıştı. O sırada kapıda bir ses duyuldu.

"yiyişicekseniz başka bir yere gidebilirsiniz. Burası kızlar tuvaleti. İşemem gerekiyor aptallar!" bu Lila'nın sesiydi. Anlamıştım Five'ın neden böyle bir şey yaptığını. Aklıma bir fikir gelmesiyle inleyerek konuştum.

"hadi bebeğim odamızda devam ederiz." kapıyı açtığımızda bize sinirle bakan bir Lila gördük. Şuan kıskançlıktan delirdiğinin farkındaydım. Five'ın son kez dudağından öperek Lila'ya döndüm ve gülümseyerek konuştum.

"görüşürüz Lila." onu arkamızda bırakarak tuvaletten çıktık ve odamıza gittik.

𝑲𝜾𝒚𝒂𝒎𝒆𝒕𝒕𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin