Bir binanın camlarının çoğu kırıksa insanlar diğer camları kırmaktan çekinmez ve bunu suç olarak görmezler. İnsanlara kırıklarınızı gösterirseniz eğer, acılarınızı taşlayıp sizi de kırmaktan çekinmezler. Kimse geride kalan enkazla ilgilenmez önüne bakıp hayatına devam ederdi, bende önüme bakmayı seçmiştim.. aradaki tek fark ben bir enkazdım ve kırıklarımı cebime koyup yolumda ilerlemeye çalışıyordum. Bence 778 gündür bunu zor da olsa başarmıştım ama bu gece o kırıkları birbirine yapıştırıp adeta küllerimden doğacaktım.
Sahra ve Zelal'i otelin biraz gerisindeki parka bırakmıştık adamlarla, Tahir ile arabadan inmeden siyah peruğu takmıştım saçlarıma.. bence fazla belli olmuyordum. Tahir elimi tutup arabadan inmeden önce son kez baktı bana, gülümsedim ve sıktım elini.
"Dikkatli olmanı istiyorum efulim, bu zamana kadar birlikte sabrettik.. planlı ve dikkatli ilerleyeceğiz." kafamla onayladım onu ve sıkıca sarıldım ona, tamı tamına 778 gündür sabretmiştim ve sonunda amacıma ulaşıyordum. Tahir ile birlikte arabadan inerken otelin arka kapısından girdik içeriye, en önde ben ve Tahir arkamızda da adamlar vardı. Tahir.. küçüklüğümden beri birlikte büyüdüğümüz çocukluk arkadaşım.. ben yıllarca onun gemiden dönmesini beklerken o farklı ülkelerde farklı kimliklerle ajanlık yapıyormuş, tabi bana bunu daha önce de anlatmaya çalışmıştı ama bir türlü fırsatını bulamamıştı. Çalıştığı yer yeraltı dünyasının en gizli ve korkulu rüyasıydı, aslında bu işi yapmaya bir ara verecekti ama 778 gün önce olanlar buna engel olmuştu. Onunla birlikte bende bu işe dahil olmuştum ve bugün yıllardır kavuşmayı beklediğim amacıma sonunda kavuşuyordum. Aylarca bu iş için eğitilmiştim ve her şey bu geceye kadardı, bu geceden sonra ne olacak hiçbir fikrim yoktu ama mutlu olacağımı biliyordum. Belki de 778 gün sonra gerçekten derin bir nefes alabilecektim.
En üst kata çıktığımızda etraf boş görünüyordu, ben yerime konumlanırken bacağımın iç tarafındaki silahı alıp bıçağımı kontrol ettim. Tahir benden biraz uzakta konumlanmıştı, diğerleri de yerlerini aldıklarında kulaklığımdan gelecek olan sesi beklemeye başladım. İşareti verecek olan kişi Tahir'di, yaklaşık beş dakikanın sonunda gelen işaretle koridorun başından bize doğru gelen adamları hedef aldık.. hepsi teker teker yere serilirken Tahir ve diğer keskin nişancı dışarıdakileri hallediyordu.
"Helikopter inmek üzere, önden kendi adamlarını indirecek.. aşağı inmelerini bekleyeceksiniz, helikopterden en son inen adamı sağ istiyorum." yere serilen adamları bir yere toplarken diğer helikopter de inmişti piste, kapıdan içeriye önce silahlı adamlar girdi.. en arkada da uzun boylu bir adam vardı. "Herkese birer kişi düşüyor, Silva en arkadaki adamı bana bırak." Tahir'i onaylayıp işaretiyle hepimiz aynı anda bastık tetiğe, en arkadaki adam daha ne olduğunu anlayamadan Tahir onu etkisiz hale getirmişti.. telefonundan patronunu aratıp etrafın temiz olduğunu söylemesini istedi ondan. Asıl büyük yem yoldaydı, 778 gündür kavuşmayı beklediğim amacım sonunda bana doğru geliyordu. On dakikanın sonunda ikinci helikopter de gelirken kapıya daha yakın bir odaya geçip konumlandım, Tahir rahat durmayacağımı biliyordu ama bu işi halletmek en çok benim hakkımdı sonuçta. Kapı açıldığında gülümsedim ve en arkadaki adam ve kadın hariç herkes yere yığıldı, adamın arkasına hızla geçip kolumla sıktım boynunu ve arka bacağına bir tekme atıp yere düşürdüm onu, Tahir de kadını diğer odaya çekerken bende adamı odaya doğru götürdüm. Karanlık olduğu için fazla bir şey görünmüyordu, adamın suratına sert bir tekme geçirdim.. bebeğimin ve ailemin katiliyle karşı karşıyaydım sonunda. Acıyla inleyen adam cebindeki silaha davrandı ama ondan önce davranıp aldım silahı elinden, onu öldürmeyecektim.. yaşattığı acıların mislini yaşatacaktım ona.
O aptal adam yıllar önce bebeğimizin ve ailemin katilini başka bir adam sanıp öldürmüştü, hiç getirmemişti bile aklına bu fikri.. belki de şuan vicdanı rahat bir şekilde uyuyordu ama ben bebeğimizin ve ailemin asıl katilini yakalamakla meşguldüm. Karşımdaki kişi ondan ne istiyordu bilmiyordum ama o kadar güçlü birisiydi ki sırf yakalanmamak için suçunu başka birisine yıkmış ve bu işten sıyrıldığını sanmıştı. Kapı açıldı birden, yerde kanlar içinde yatan adama doğru atılacakken ittirdim onu.. karanlıkta kim olduğunu göremiyordum ama fazlasıyla uzun boylu bir adamdı. Yerde yatan katile benden başka kimse dokunamazdı, onun cezasını ben kesecektim. Kocaman cüssesiyle birazcık sendelemişti sadece, beni de onlardan birisi sanıp üzerime atıldı ve sertçe duvara yasladı beni.. kafam sertçe duvara çarparken acıyla inledim. Neydi kalbimin derinliklerindeki bu haraketliliğin sebebi? Kasıklarına sert bir tekme attım ve üzerimden ittirdim onu, biraz geri çekilirken beni bırakmayacak gibi duruyordu, çenesine sert bir yumruk atıp onunla yer değiştirdim ve duvara sertçe ittirdim onu. Sanırım benim kadın olduğumu anlamış olmalı ki biraz afallamış gibi duruyordu, yerde yatan adam kıpırdanıp silahına uzanacakken yanına gidip silaha sert bir tekme attım ve saçlarından tutup kaldırmaya çalıştım onu. Tam onu kelepçeleyecekken arkamda duran adam beni ittirdi ve yere düşmemi sağladı, tabi düşerken onu da düşürmüştüm yere. Tahir ortalığı şenlendirmek için otelin hoparlör sistemine bağlanıp en sevdiği şarkının fon müziğini açmıştı, Aysel Yakupoğlu - Gün gelir şarkısının fon müziği çalıyordu. O kadar çok özlemişti ki karadenizi, sürekli karadeniz şarkıları açıp dinliyordu.. e tabi Zelal ve bende onun bu şarkılarını dinlemeye eşlik ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE 2
Romance-Bulutların arasında, bu uçurumun başında başlayan bu hikaye yaralı serçenin bulutlara karışmaya çalışıp yere çakılmasıyla son buluyordu belki de. Bana uçmayı öğretmemişti kimse, sadece yaralarımı sarması için konmuştum onun gönlüne. -Hani mutlu bi...