3

1.8K 115 30
                                    

778 gündür gözüme girmeyen uyku bu gece de girmemişti gözüme sabaha kadar gökyüzünü seyretmiştim. İnsan hiç hayatında görmediği birisi için yanar mıydı? Anneme ve babama olan özlemimden acımdan bile fazlaydı üzüme olan özlemim. Onu hiç görmemiştim ama varlığını karnımda hissediyordum, o da diğerleri gibi hak etmemişti bunu. Bazen bu acımasız hayata gözlerini açmadığı için sevinsem de ona kavuşamamak yakıyordu canımı.. onun gibi bir babaya sahip olacağı için şanssız bir bebekti üzüm, yarı yolda bırakıp giden bir babaya kim güvenirdi ki? Babam da Baran'ı yarı yolda bırakmıştı, ne kadar Baran'dan nefret etsem de babam da aynısını ona yapmıştı ve bu yaşananlarda babamın da bir parmağı vardı. Babam da onun gibi terk etmişti bebeğini ve hayatını mahvetmişti. Kendi öz evladını canavarların eline bırakmış ve onlarla büyümesini istemişti. Bence her insan anne ve babasının bir eseriydi bu hayatta, davranışlarını kazanırken bile anne ve babasını taklit ediyordu herkes.

Karnımın üzerinde hareket eden elle Alex'in uyandığını anladım ve kapattım gözlerimi, hafifçe doğrulup boyun girintime kondurduğu öpücükle gülümseyip açtım gözlerimi ve ona döndüm. Mavi gözleri yeşile kaçıyordu, yanağını öpüp elimi yanağına götürdüm ve okşadım.

"Günaydın sevgilim." dedim gülümseyerek, o da aynı şekilde gülümseyip öptü yanağımı.

"Günaydın güzelim." kolumdaki saate baktım, işe gitmemiz gerekiyordu.

"Sanırım bir an önce kahvaltıyı hazırlasam iyi olur, geç kalıyoruz." tam yataktan kalkacakken bileğimden tutup beni yatağa geri çekti ve sarıldı bana.

"Dışarıda yeriz, yorma kendini.. izin ver de sevgilimle biraz vakit geçireyim." kıkırdadım ve kollarımı sardım ona, üstü çıplak olduğu için vücudumuz temas halindeydi. Biraz daha yatakta oyalandıktan sonra Alex benim odamdaki duşa girdi, bende etrafı toplayıp tezim için gerekli olan dosyaları çantama koyup diğer banyoya girdim ve duşa girip hazırlandım. Mini fırfırlı siyah eteğimi ve üzerine de siyah kolları vatkalı bluzumu giymiştim, çizmelerimi de giydikten sonra Alex'in yanına geçtim. Hazırlanmış beni bekliyordu odada, birlikte evden çıkıp Walton holding'e geçtik, Alex daha güzel bir mekanda kahvaltı etmeyi önerse de ben kruvasan ve çayla bu işi hızlıca halledebileceğimizi söyledim. Bir an önce tezimi bitirip hazırlanmalıydım, Tahir'e de haber vermeliydim akşam ki davet için. Alex'in en üst katta bulunan odasına çıktık birlikte ve terasta güzel bir kahvaltı ettik, Fransa'da yediklerimle aynı lezzetteydi neredeyse.

"Ailem seninle tanışmak için can atıyor." utanarak gülümsedim ve masanın altından elini tuttum, ben de onlarla tanışmak için çok heyecanlıydım.

"Seni ailenle hiç yan yana görmedim." burukça gülümsedi ve bana baktı, bildiğim gerçekleri bana anlatacaktı ama bilmediğim nokta varsa da öğrenmeliydim.

"Ailem ve ben pek sık görüşmeyiz, kız kardeşim ve ben burada yaşıyoruz ama onlar Kaliforniya'da çiftlikte yaşıyorlar. Babam genelde kendi işleriyle ilgilenir, holding işini bana ve kız kardeşime bıraktı. Bugün bir aksilik çıkmazsa öğlene doğru gelecekler holdinge." alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Peki ya beni biliyorlar mı?" dedim alacağım yanıtı heyecanla beklerken, kıkırdayıp yanağımı öptü ve daha çok çekti beni kendine.

"Emin ol beni bu hale getiren kızı fazlasıyla merak ediyorlar, hatta seni de davete çağırdığımı duyduklarında çok sevindiler." derin titrek bir nefes aldım ve ellerimize baktım.

"Alex.. evlilik konusunda.. sence de çok ace..." birden dudağımın kenarını öptü ve anın şokuyla susmamı sağladı. Bu halime gülerken ben hala az kalsın beni öpecek korkusuyla bakıyordum ona, kaşlarımı çattım ve omzuna vurdum.

MUCİZE 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin