MUCİZE 2

2

Yeni başlangıçlar, sıfırdan başlamak mümkün müydü hayata.. yeniden doğmak. Geçmişi tamamen aklından da kalbinden de çıkarıp yoluna devam etmek? Sanırım bunu 777 gündür başarmıştım, her şeyi arkamda bırakıp yeni bir hayat kurmuştum kendime. Yaşadığım acıları bir kenara bırakıp daha güçlü birisi olmuştum artık, sanırım bunda en çok karşımda oturan ikilinin parmağı vardı. Artık her şey olması gereken gibiydi, erken yaşta evlenip çocuk yapmak.. erken yaşta bebeğini gökyüzüne uğurlamak. 18 yaşımda yaşamam gereken şeyler bunlar olmamalıydı, hala canım yanıyordu.. üzüm.. ben bir meleğin annesiydim. O ismi ona koyarken bile anlamalıydım ona bu ismin hiçbir zaman yakışmayacağını, çünkü biz üzümü sadece yeşil ve siyah olarak düşünmüştük.. ama o kırmızı üzüm olmayı seçmiş ve melek olmuştu. Bir gün bile unutamamıştım onun acısını, göz yaşlarım dinmişti ama kalbimin içindeki yangın hiçbir zaman sönmemişti sönmeyecekti de.

Kahvaltı masasından kalkıp çaprazımda mama sandalyesinde oturan Sahra'nın saçlarını öptüm, sarı saçları ve ela gözleriyle bana benziyordu, gözleri ona çekse de siması da aynı bendi. Sonuçta kızlar halasına benzerdi değil mi, tabi ben istisnaydım. Zelal ve Tahir ayaklanırken gülümseyerek baktım ikisine, benim için endişeleniyorlardı ama başarabileceğimi biliyordum.

"Mela.. dikkatli ol güzelim lütfen, seni uzaktan izleyeceğiz ama herhangi bir aksilikte oradan çıkmanı istiyorum." hiç vazgeçmemişti benim için endişelenmekten, onu rahatlatmak için sarıldım ona.

"1 seneden fazladır bunun için uğraşıyorum Tahir, ne yapacağımı gayet iyi biliyorum." burukça gülümsedi ve saçlarımı öptü.

"Bırak da senin için endişeleneyim, insan sevdiği için endişelenirmiş sonuçta." yüzümü buruşturup Zelal'e sarıldım.

"Yarın akşam yanınızda olurum, Sahra'yla kendine dikkat et." Zelal gülümseyip onayladı beni ve Sahra'yı kucağına alıp bana uzattı.

"Halana şans öpücüğü ver annecim." Sahra sulu ağzını yanağıma götürüp beni öptü ve kıkırdadı.

"Mema" kıkırdadım, Mela diyemediği için Mema diyordu bana bazen de Meman diyordu. Yanağını öpüp o mis kokusunu içime çektim, bebek kokuyordu.. üzümün kokusu da böyle olacaktı. Sahra'nın kokusunu her içime çektiğimde üzüm geliyordu aklıma. Sahra'yla birlikte kapıya doğru ilerlerken onu kucağımdan indirmek istedim ama o benden ayrılmak istemedi.. tam ağlamaya başlayacakken Tahir onu kucağımdan alıp elindeki çikolatayı uzattı ona. Biliyordu bebek ağlamasına dayanamadığımı, her bebek ağlama sesinde üzüm geliyordu çünkü aklıma bende ağlıyordum. Sahra babasına gülücükler atmaya başlarken derin bir nefes aldım ve ikisine el sallayıp hızlı adımlarla indim merdivenlerden. Arabamın kapısını açıp içeri geçerken telefonumdaki bildirimlere baktım ama cevaplamadım hiçbirini, girmem gereken dersler vardı ve ben birkaç gün sonra mezun oluyordum. Üstten aldığım derslerle erkenden mezun olabiliyordum. Evimiz okula fazla uzak bir mesafede değildi, aslında hep yürüyerek gelirdim okula ama okuldan sonra işim olduğu için arabayla gelmiştim. Arabadan inerken Paul ve Clara beni bekliyorlardı, burada da bir çok arkadaş edinmiştim ama hiçbiri geçmişimdeki insanların yerini dolduramıyordu.. en çok da bu sıkıyordu canımı. Tahir ve Zelal yanımdaydı ama çok özlüyordum eski arkadaşlarımı.. Mustafa, Asiye, Murat.. sahi şimdi çıksalar karşıma nasıl bakacaktım ki onların yüzüne, dedem nenem, Ferit amcam.. benim yüzümden ölmüştü. Halil abi ve Zenan babaanne.. Mirza amcayı da kaybetmiştik, Zelal ve Tahir söylemeseler de Zenan babaanne evlat acısına dayanamayıp o da vefat etmişti. Karahan konağı benim yüzümden dağılmıştı.. konaktaki herkesten haberdardım, bir tek onu merak etmiyordum.

"Günaydın sarı, anlaşılan dün gece hızlı geçmiş." dedi Paul pis pis sırıtırken, Clara sevgilisinin karnına sert bir dirsek attı ve yanıma gelip koluma girdi. Hep birlikte sınıfa doğru ilerlerken Jack ve Leo da gelmişlerdi. Okuldan erkenden ayrıldığım için üzgünlerdi ama dışarıda da görüşecektik elbette, onları seviyordum.. özellikle de Jack ve Leo ile aramızda özel bir arkadaşlık vardı, ikisi beni en çok anlayanlardandı, Jack yanıma gelip kolunu omzuma attı ve öptü saçlarımı.