9

1.5K 122 16
                                    

İnsan en büyük darbeyi sevdiklerinden yerdi, bölüm hocalarımdan birisi genç yaşlarda avukatlık yapmıştı. Kendisi başarılı bir avukatken işi bırakıp hayattan çıkardığı dersleri öğrencilerine aktarmaya başlamış. Okulun ilk günü.. hiç unutmuyordum sözlerini, 'Bunca yıl avukatlık yaptım, bir çok insanın hayatına dokundum bir çok olaya şahit oldum. Ama davalarımın neredeyse %90'ı müvekkilerimin en güvendiği insandan yediği darbelerdi. İnsanı sırtından bıçaklayan hep en güvendikleri olurdu. Tamam belki biz Bora ile birbirimize güvenerek evlenmemiştik ama daha sonrasında aramızda kurulan bağ çok başkaydı. Ben onu gerçekten sevmiştim, ona güvenerek kalbimi açmıştım, birbirimize yuva olmuştuk biz. İnsan hiç sevdiğini arkasında bırakıp gider miydi? Nasıl dayanırdı yüreği buna? Bora bende büyük bir travma bırakmıştı, daha birkaç gün önce yeniden girmişti hayatıma ve ben onun tekrar beni bırakıp gideceğini düşünüyordum. Belki beni düşündüğü için terk etmişti bizi ama biz daha öncesinden söz vermiştik birbirimize. Ne olursa olsun, birbirimizi üzsek de kırsak da birbirinize sığınacaktık, kalbimi kıran onun sözünü tutmayıp beni arkasında bırakmasıydı. Madem çok düşünüyordu beni, gittiğinde daha çok kırılıp üzüleceğimi düşünmemiş miydi hiç? Onu bulmak için bir çaba gösterecek güç yoktu bende, onun arkasından koşul gitmemesi için yalvaramazdım ona. Onunla kavuşmak için kendime aptalca bir neden bulmuşken tekrar gitmesi bendeki aptal bahaneyi çürütüyordu.

Dört saat olmuştu, hala gelmemişti geri. Keşke mezuniyetimi görebilseydi, ben bu kepi havaya fırlatırken ne kadar özgür olduğumu görebilseydi.

"Silva, bir sorun mu var? Geldiğinden beri fazlasıyla durgunsun.. ayrıca Alex nerede?" Clara endişeli bakışlarıyla bana bakarken gülümsemeye çalıştım. Paul Jack ve Leo karnımızı doyurmamız için bir şeyler almaya gitmişlerdi.

"İşle ilgili bir sorun çıktı gelemeyecek." Clara şaşkınca bana bakarken Alex'in ne olursa olsun mezuniyetime geleceğini biliyordu. Bunun bir bahane olduğunu o da biliyordu. Bir an önce şu aptal kepi fırlatıp diplomamı almak ve buradan defolup gitmek istiyordum. Tahir ve Sidar abi Alex ile o odaya girmeye gitmişlerdi, yani bugün her şey bitiyordu. Ailemin ve bebeğimin ölümüne sebep olanlar bugün cezalarını çekeceklerdi. Artık tamamen kendi hayatıma odaklanabilirdim, peki neden hala mutsuzdum. Ona tekrar kavuşabileceğimi düşünmek aptallıktı, çünkü artık biliyordum. Her başı sıkıştığında beni terk edip gidecekti, birden yanağım öpüldüğünde kaşlarımı çatarak Leo'ya baktım.

"Kızım, hadi ama bu kadar mükemmel bir günü mahvetme. Erkek arkadaşın yok ama biz buradayız, ayrıca bu kadar güzelken somurtmak sana hiç yakışmıyor." Jack gözlerini devirip Leo'yu benden uzaklaştırdı ve yemek tablotunu önüme koydu. Yanıma gelip oturdu, diğerlerinin beni rahat bırakması için kötü kötü baktı onlara. Fazla bir şey yememiştim, Clara Paul ve Leo yemeklerini yedikten sonra eğlence alanına gittiler. Jack ile baş başa kaldığımızda beni sorguya çekeceğini biliyordum ama bundan kaçmam saçmalık olurdu.

"Sorun ne Silva, Alex ile bir sorun varsa hal..." birden sarıldım Jack'e, buna o kadar fazla ihtiyacım vardı ki.. sabahtan beri sarılacak bir omuz arıyordum.

"Jack.. ben Alex'i hiçbir zaman sevmedim, ben bir başkasına aşığım çünkü. Bunu size anlatmadığım için özür dilerim ama anlatamazdım." beni kendisinden ayırıp yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Yıllardır içini kemiren konu bu mu?" burukça gülümsedim, beni en iyi anlayanlardan birisiydi o. Kafamla onu onayladım ve titrek bir nefes doldurdum ciğerlerime.

"Yaşandı ve bitti, çok küçüktüm.. olmaması gereken şeyler yaşadık ve ben ne kadar içimde bitirmeye çalışsam da bitiremedim. O da bitiremedi ve şuan burada, Alex'e büyük bir haksızlık yaptım ve dün her şey bitti." gülümsedi, bunu neden yaptığını bilmiyordum ama gülümsedi.

MUCİZE 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin