İnsan fizyolojisi gerçekten muhteşem bir olaydı, vücut her olaydan etkilenip bir tepki veriyordu. Üç gündür uykusuz aç olmam, son yaşadıklarımın da etkisi bünyeme fazlasıyla ağır gelmişti. Bora burada kalmamı istemezken ben bilincimi kaybedip Eflal annenin odasının yan tarafındaki odaya yatırılmıştım, serum kan tahlili derken ne kadar zaman geçmişti kestiremiyordum. Tek isteğim uyanıp buradan gidebilmekti, bende gitmek istemiyordum ama Bora'nın daha çok sinirlenip etraftakilere zarar vermesini ailesiyle kavga etmesini istemiyordum. Bana zarar vermesi umurumda değildi, benim yüzümden kardeşine vurması adamlarını tehdit etmesini istemiyordum. Onunla başka bir yolla konuşmak istiyordum, beni affedeceğini hiç sanmıyordum.. tekrar birlikte olur muyuz onu da bilmiyordum ama şuan tek isteğim bebeğimizin ölümünü öğrendiğinde onun yanında olmak ve onu ayakta tutabilmekti. Yine o iğrenç hastane kokusu, yine o göz acıtan ışık.. yüzümü buruşturup elimi havaya kaldırmaya çalıştım ama kolumdaki serum iğnesi engel oldu buna. Işık kapanırken karşı taraftaki masanın üzerindeki lamba yandı, fazla sessizdi oda. Gözlerimi yavaşça araladığımda en son görmeyi beklediğim kişiyle göz göze geldik, yavaşça doğrulurken karşımdaki sandalyeye oturdu ve bacağını diğer bacağının üzerine koydu.
"Ben.. gidecektim.. yemin ederim.. kızma sakın kimseye, uykusuzluktan yorgun düşmüş olmalıyım." hızla doğrulup kolumdaki serumu çıkardım ve üzerimdeki pikeyi kenara ittirdim, ayağa kalkıp ayakkabılarımı giyecekken dengemi kaybettim. Bora son anda belimden yakalarken kaşları çatıktı, beni yatağa oturturken tekrar eski yerine oturdu. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip daha dikkatli kalktım ayağa, eşyalarıma yönelecekken bacağıyla gitmeme engel oldu ve geri yatağa oturttu beni. Bacaklarımı kendi bacaklarının arasına alıp sıkıştırdı.
"Sana bir teklifim var." anlamayarak baktım yüzüne, ne teklifinden bahsediyordu? Devam etmesi için beklerken gözleriyle yüzümü inceliyordu. "Bu aptal oyununa bir süre daha devam edeceksin, daha sonra anneme uygun bir yolla boşanacağımızı söyleyip defolup gideceksin hayatımızdan." sesi o kadar yabancıydı ki bana, karşımdaki adamı tanıyamıyordum.
"Bora.. yaşadığımız şeylerin hiçbiri o..." gözlerini devirip ayağa kalktı ve kenardaki ceketini giydi.
"Ailemin yanındayken oynayacaksın bu oyunu, benim yanımda rol yapmana gerek yok." çantamı ve telefonumu elime aldı ve bana döndü.
"Şimdi annem bizi bekliyor, sakın bir hata yapayım deme.. imalı imalı da konuşma." elime uzanıp beni ayağa kaldırdı ve birlikte çıktık odadan, Eflal annemin mutluluğu için ağlamamak için tuttum kendimi ve gülümsemeye çalıştım. Odadan dışarı çıktığımızda kimse yoktu koridorda, Eflal annenin odasına girdiğimizde Sidar abi vardı sadece içeride. Eflal anne beni görünce gülümsedi ve doğrulmaya çalıştı, Sidar abi engel oldu kalkmasına. İkimizi el ele görünce daha çok gülümsemişti.
"Rabbime şükürler olsun, tekrar el ele gördüm ya sizi dünya gözüyle." gülümseyip Bora'nın elini bıraktım ve yanına gidip sarıldım ona.
"İyi misin annem?" saçlarımı okşadı ve bana baktı hafif kaşlarını çatarak.
"Sen daha çok zayıflamışsın, 2 sene.. nerelerdeydin güzel kızım, iyi misin sen anlat. Çok merak ettim seni, Bora da sensiz ölmüş gibiydi.. her yere baktılar ama bulamamışlar bir türlü, çok dua ettim Allah'a bir mucize olsun istedim, çok şükür kabul oldu dualarım." derin bir iç çekip ellerini tuttum, Bora da yan tarafımızdaki sandalyeye otururken Sidar abi de camın önünde dikiliyordu.
"Bir şekilde hayatta kaldım, okuluma devam ettim.. gelmeye cesaret edemedim, size haksızlık yaptığımın farkındayım annem ama yüreğim kaldıramadı yaşadıklarıma. Kimsenin yüzüne bakacak halim yoktu, benim yüzümden oldu tüm yaşanılanlar, dedeme en başından söyleseydin o gece hiç yaşanmayacaktı." Bora ve Eflal anne aynı anda kaşlarını çatarken Bora elimi tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE 2
عاطفية-Bulutların arasında, bu uçurumun başında başlayan bu hikaye yaralı serçenin bulutlara karışmaya çalışıp yere çakılmasıyla son buluyordu belki de. Bana uçmayı öğretmemişti kimse, sadece yaralarımı sarması için konmuştum onun gönlüne. -Hani mutlu bi...