Süsen den..
Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım.
Arayan tolgaydı. Dünden beri kaç defa aramıştı. Ama dün yaptığı şeylerden dolayı bir kere olsun açmamıştım. Bu sefer açıp yine Soğuk tavrımı ortaya koymuştum.Telefonu kapattığım sırada annemde gelmiş tolgayla aramın bozuk olup olmadığını soruyordu. Her tartıştığımız zaman ilk tepkiyi annem koyuyordu. Haklı olsam bile mutlaka aramızı düzeltmemiz gerektiğini de ekliyordu.
Annem odadan çıktığında pencereye cıkıp içeri biraz oksijen girmesi için penreyi açmıştım. O sırada havuzu temizleyen Ömer'i görünce istemsizce ona bakmıştım. Bu ikidir bana noluyordu? Niye böyle davranıyordum? Onu da bilmiyorum. Bütün dikkatini sanki havuza vermiş gibi temizliyordu. Dün yarım da olsa anlattıkları aklıma gelince hayatı hep çalışmakla geçmiş. Veya çalışmayı kendine zorunluluk haline getirmişti. Bütün bunları düşününce kendimi bu konuya çok kaptırdığımı farkettim. Yanına berkte gelince ayak üstü sohbet etmeye başladılar.
Berk yan komşumuz olmasına rağmen hergün konusup görüşen kişiler değildik. Ne zaman konuşmuşuzdur onu bile hatırlamıyorum. Benim çevrem ayrı, berkin çevresi ayrıydı. Pencereyi açıp perdeyi çekmiştim. Üzerimi değiştirip kahvaltıya inmeye başladım.
Meral- Süsencim sencede tolgayla olan sonrununuz uzamadı mı?
- Sanada günaydın anne.. Ve bu konuyla lütfen daha fazla konusmayalım.
Gerçekten artık çok sıkılmıştım bu muhabbetlerden.. Annemin her tartışmamızda karışmasından, tolganın bu hallerinden çok sıkılmıştım. Kimsenin beni anlayacağını düşünmüyorum. Güzel bir kahvaltı yapmak için aşağı indim. Bir an inmeseydim diye düşündüm. Diyip önümdeki tabağımla ilgilenmeye başladım.
Ömer den..
Şuanlık herşey yolundaydı. Buraya geldiğimden beri Berk ve selim abi iyi davranıyorlardı. Ayla hanım mesafesini koruyordu. Gözü sanki benim üstümdeymiş gibi hissediyorum. Haklıydı. Yerinde kim olsa belki aynı şeyi yapardı. Ama ailesine bağlı, sevdiklerini düşünen koruyup kollayan biriydi ayla hanım.. bir an aklıma annem gelince napıyordur acaba? Diye de düşündüm. O sülük herif üzüyor mudur? Veya kötü davranıyor mudur? Aklımda bu sorular ne kadar olsa da aramadım.
Berkin yelkeni varmış. Ara sıra eğlencesine çocuklara gençlere ders veriyormuş. Zaten Berkin paraya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Beni de çağırmıştı. Ama doğru olmaz diyip gitmemiştim. Hem evde yapılacak işler vardı. Önceliğim bunları bitirmekti.
Bahçe sulaması bittiğinde hortumu toplayıp kimlere koymuştum. Biraz dinlenmek için bahcedeki terasa gidip oturdum. Telefonu elime alıp annemin numarasında durdum. Arayıp aramamak için kendimle çok savaş verdim. Ama arayamazdım.
Süsen- Selam..
Kafamda bu düşünceyle boğuşurken süsenin gelmesiyle kafamdaki sorular buhar olup uçmuştu.
Ömer- Selam..
Süsen- Baktım çok çalışıyorsun. Bende sana buz gibi limonata yaptım. İçmez misin?
Dediğine çok şaşırmıştım. Beni mi izlemişti. Üstelik limonata yapmıştı. Dışardan görününce pek böyle bir kıza benzemiyordu. Ayıp olmasın diye uzattığı limonatayı alıp bir yudum içtim.
Ömer- Bunu sen mi yaptın?
Süsen- Niye yoksa ordan bakınca beceremem gibi mi duruyorum.