Ömer & Süsen & Sarp
🍀
Ömer den..
Nisanımız var.
Nisanımız var.
Bizim nisanımız olucaktı. Biz evlenicektik. Ama sen yine yaptın yapacağını süsen kılıç yaptın. Bana her oyun oynadığında kendime bir kez daha aptal diyorum. Neden diyorum. Acaba süseni kırdım mı? Kırmadım mı? Ve bir sonuca bağlanamıyorum. Şimdi git nişanlan arkanda koskoca bir enkaz bıraktığından haberin olmadın.
Asiye- Ömer hasta olucaksın. İçeri girsene.
- Yok asiyem yok ben böyle iyiyim. Sen beni merak etme.
Asiye- Gel yemek ye bari..
- Geldim..
Şuan bir sarhoştan farkım yoktu. Günlerdir yemek yememiş. Doğru dürüst uyumamış bir insan nasılsa bende öyleydim.
Sevdiğim kadın uğruna her şeyi göze alabilrceğim kadın gözüme baka baka nişanım var dedi. Bana söylediği onca güzel sözler, birlikte geçirdiğimiz onca güzel gün hepsi yalan mıydı?
Ne aklım alıyordu. Ne mantığım alıyordu. Bu durumu kabullenmek istemiyordum.
Sabah üstümü giyinip okula geldiğimde herkes bendeki durumu bildiği için susmayı tercih ediyordu. Sınıfa çıktığımda hoca gelene kadar biraz telefonumda oyalanmayı tercih ettim.
Süsen sınıftan içeri girdiğinde yüzünü bile görmek istemiyordum artık..
Sarp- Hayatım dün tokan bende kalmış.
Dediği şeyle önce sarpa sonra süsene baktım. Aynı şekilde bana bakıyordu. Kendimi tutamayıp kavga cıkıcak diye dışarı çıktım. Çünkü biliyordum ki kavga çıkardı.
Trabzanlarda hocanın gelmesini bekliyordum. İçeriye geçip yine kavga çıksın istemiyorum. Kendimi tutamayıp bu sefer sarp denen itin ağzını burnunu kırmaktan korkuyordum. Aslında okulda olmasak yapardım ya neyse! Süsen onda kalmış. Tokası onda kaldığına göre kendisi de onda kalmış.
Süsenin sınıftan çıktını görünce pek oralı olmamıştım. Neden peki canımı bu kadar acıtmasına rağmen neden ona olan sevgimde bir gram eksilme olmuyordu. Neden hala gel gidelim dese bir saniye düşünmeden dünyanın öbür ucuna giderim. Niye vazgeçemiyorum.
Arka bahçede bekliyorum.
Telefonuma gelen mesajı açıp baktım. Süsen, napmaya çalışıyorsun süsen napmaya?
- Ne istiyorsun?
Süsen- Ömer, dün ben sarpta kalmadım.
- Eee süsen napmamı istiyorsun? Madalya mı takım bunu mu istiyorsun.
Süsen- Sadece yanlış bir şey düşünmeni istemiyorum.
- Doğru sandıklarımızda yalan yanlış çıkıyor. Bunu en iyi sen bilirsin.
Süsen- Sadece bunu söylemek için çağırmıştım.
Gidiceği sırada kolundan tutup duvarla arama sıkıştırdım. Böyle yaparak napmaya çalışıyordu anlatacaktı.
- Napmaya çalışıyorsun? Gel gidelim desen 1 dakika düşünmem süsen, canımı bu kadar acıtmana rağmen yapamıyorum. Konu sen olunca zayıf bir adam oluyorum. O adamın yanında olmana dayanamıyorum. Seni öptü mü? Elini tuttu mu? Yanında görmeye bile tahammül edemiyorum. Napıcam süsen ben napıcam bütün bu düşünceler beynimi kemiriyor.