- Sen ben kısacası bizim hakkımızda konuşmamız lazım..!!
Ömer- Burda konuşmamız şart mı?
Anlaşıldı belli ki Ömer bizim konustugumuzun kimsenin görmesini istemiyordu. Bir yerde haklıydı. Son olarak annemin yaptığı ise noktayı koymuştu.
Ömerle sahildeki banka kadar yürümüştük. Yol boyunca ne o konuşmuştu. Ne ben konuştum. Sanki bu konuşmayı ben teklif etmemiş gibi bende konuşmuyordum. Bu böyle olmayacak diyip artık eteğimizdeki taşları dökmeye karar verdim. Ve konuya nerden girsem diyip enine boyuna tartıp bir yerden giriş yaptım.
- Ömer, bak nerden başlasam bilmiyorum ama artık sencede içimizdeki bastırılmış şeyleri konuşmamız gerekmiyor mu?
Konuya gayet güzel girdiğimi düşünüyordum. Ömerde bence bu konuşmayı bekliyor. Ama dış etkenler ve gururu yüzünden kaçıyordu.
- Peki şöyle diyim sana o zaman! Aramızda birşey olduğunu sende biliyorsun değil mi? Ama adını koyamadığımız bir duygu bu..
Ömer- Süsen bak sen çok güzel bir kızsın. Hatta o kadar güzelsin ki başımı döndürebilecek birisin. Sana bakmaya bazen korkuyorum. Çünkü ben sevdiğim insanları tek tek kaybettim süsen, sana da aynısı olur diye korkuyorum.
Ne demek istemişti. Annesiyle olayınu az çok berkten öğrenmiştim. Hemen herşeyi pat diye anlatmasını da beklemiyordum.
Ama bana değer verdiği bir gerçekti.Ömer- Evet doğru aramızda ikimizin de adını koyamadığı bir çekim var. Beni geçen gece öptüğün zaman kendimde bile tahmin edemediğim mutluluk oluşmuştu. Annenin dedikleri, ayla hanımın dedikleri biz çok farklıyız süsen. Çevremiz, hayatlarımız sen bir kere lüks içinde büyümüşsün. Gözünü bu akvaryumda açmışsın. Pamuklar içinde, her istediğin önüne gelmiş. Kolejlerde okumuşsun. Benim hayatım çok farklı..
- Nesi farklı Ömer? İkimizde insan değil miyiz? İkimizin de iki gözü iki kulağı yokmu? Var.
Hala farklıyız diyordu. Ama ben hiç bir zaman paraya pula önem veren biri olmamıştım. Evet yokluk hiç görmemiş olabilirim. Ama bu bizim elimizde olan bişey değildi ki?
Ömer- Benim hayatım hep çalışmak üzerine süsen? Ben ilkokulda, okuldan sonra bile cebime para girsin diye çalışıyordum. Hep çalıştım. Çalıştım ve çalıştım.
- Çalışmış olursan ol. Senin hayatın farklı olmuş olabilir. Benim hayatım da farklı olmuş olabilir. Ki bu senin düşüncen, sence bunlar bir bahane mi? Bana göre değil.
Ömer'in elini tutup biraz yaklaşmıştım. Artık şu zengin kız fakir oğlan kafasından çıkmalıydı. Elimi ensesine götürüp alnımızı birleştirdim. İkimizde o an gözlerimizi kapatıp sadece kalbimizin sesini dinliyorduk.
Bir süre öyle kaldıktan sonra Ömer eliyle beni kendine doğru çekmişti. Dudağımda bir sıcaklık hissedince çareyi gözlerimi açmakta buldum. Ki aynı şekilde Ömer alanımızı tekrar birleştirmiş bana gülümsüyordu. Bende aynı şekilde gülümseyince ortada buluşmuştuk. Dudakları benim kadar dolgun olmasa da yapısı güzeldi. Ve yumuşacıktı. Şuan dudağımda bir kuş tüyü vardı sanki? O kadar nazik yumuşak öpüyordu.
Ömer- Oh bee.. Ohhh..
Dediğine tebessüm etmiştim. Mutluydu. Mutluydum. Hiç bu anın bitmesini istemeyecek kadar mutluyduk. Bankta oturmaya devam ederken Ömer gözlerini gözlerimle buluşturup ellerimi öptü.