Süsen den..
Harika- Kızım hadi ya bak ömer yüzünden gelmemezlik yapma.
Süsi sana diyorum.Sabahtan beri harikanın ikna çabalarını dinliyordum. Sınıfta giderim diye düşünmüş üstelik sarpla giderim diye de eklenmiştim. Ta ki Ömer'in konuşmasına rağmen, hala sesi kulaklarımda çınlıyordu. Asiye için benden, bizden, aşkımızdan vazgeçmişti.
Harika- Geliyor musun?
- Anlaşıldı! Tamam diyene kadar senden rahat yok.
Zoraki de olsa kalkıp hazırlanmıştım. Dolaba yönelip ne giyeceğime bakınırken Ömer'in hayali tekrar gözümde canlandı.
Harika- Hiç boşuna bakma annemin butiğinden sana da bişeyler ayarladım.
Benim gelmemi benden çok istiyor ve düşünüyordu.
Bir parti için çok mu şık olmuştum. Ama adı üstünde parti kızım günlük kıyafetlerle gidicek değildim. Harika da iyi seçim yapmış. Saçlarımı da harika ya teslim ettikten sonra son kez rujumu sürmüştüm.
Harika- Olaaayyy.. kızım bomba olmuşsun.
- Yok be..
Çanta mı da alıp evden çıkış yspmıştık. Benim arabamla gitmeye karar verip yola çıkmıştık. Biz en son gelmiştik herhalde görünüşe göre herkes gelmişti.
Sarp- Kızlar bu ne güzellik..
Aslında sarpla beraber gelicektik. Ama mesaj atıp evin önünde buluşuruz diye sözleşmiştik. Harika önden ben ve sarp da kol kola içeri girmiştik. Tahmin ettiğim gibi herkes bizden önce gelmişti.
Oğulcan- Süsi burdayız. Ooo süsi fazla mı süslenmiş bana mk öyle geldi.
Ömer'in bir bakışı var benden başka kimsenin bilmediği, anlamadığı ve çözemediği bakıştı. Yine öyle bakmıştı. Beni tepeden tırnağı da süzmüştü. Sarpı da yanımda görünce haliyle sinirlenmiş gözüküyordu. Aman o önceden düşücücekti. Bizi bu hale getirmeden önce düşünücekti. Herkesle selamlaştıktan sonra bizde yerlerimizr geçtik. Ortam fena değildi. Herkes kafasına göre takılıyordu.
Rujumu tazelemek için lavaboya çıktığımda Ömer'in arkamdan gelmesini anlamamak için aptal olmak gerekiyordu. Üst kata çıktığımda arkamı dönüp ömerle burun buruna gelmiştik.
- Ne diye peşimde dolanıyorsun?
Ömer tekrar gözleriyle süzdü, daha doğrusu yedi bitirdi.
- Ömer sana diyorum. Ne istiyorsun?
Ömer- Seni..
Diyip dudaklarıma kapanmıştı. O kadar sinirli öfkeli ve kırgındım ki karşılık vermek hiç içimden gelmiyordu. Zoraki de olsa itmiştim.
- Kendine gel ömer, bir öylesin bir böyle senin artık dengesiz tavırların beni çok yordu.
Ömer- Olanı biteni anlattım. Sana yakınken bir o kadar da uzak olmak, uzaktan bakmak ne kadar zor biliyor musun?
- Bunu o hatayı yapmadan önce düşünücektin. Herşey için çok geç..
Ömer- Değil, süsen hiç birşey için geç değil. Sen böyle giyinmiş çok güzel hatta haddinden fazla güzel olmuşken üstelik yanında sarp denen o çocuğu görünce ne hissediceğimi düşünemedin mi?
- Bunu sen mi diyorsun? Ya sen ömer, herkesin içinde küçük düşürdün. Lidya denen kızın yanında bağırdın onu haklı çıkardın. Ya sen benim gururumu kırdın. Ne yapmamı bekliyordun ki? Ömer öyle yapsın. Böyle yapsın. Sonra gelsin herşeyi anlatsın. Boynuna atlıyayım. Bu mudur?