25. Bölüm

282 25 6
                                    


..... Evet, evet, evet .....

Demeyi o kadar çok isterdim ki içimden binlerce hatta ve hatta milyonlarca evet evet diye haykırmıştım. Ama içimden bütün bunları demiştim. Evlenmek istediğim tek adam ömerdi ondan başkasi sözü bile olamazdı. Herşeyi onunla yaşamak istiyordum. Üzüntülerimi, sevinçlerimi ilklerimi herşeyi onunla yaşamak istiyordum. Mümkün müydü? Sadece ikimizin olduğu bir hayat mümkün müydü?

Ömer- Sustun. Bu evet mi oluyor? Hayır mı oluyor?

Yine daldığım düşüncelerden ve benden cevap bekleyen bir ömer var. Ne diyebilirim. Ne diyebilirdim? Annem, senin annene çarpan kadının kızıyım. Bunu mu demeliydim. Mutluluğum bu kadar mıydı? Bu haksızlık, adaletsizlik!

Ömer- Huhuu nereye daldın yine?

- Ömer ben ne diyceğimi bilemiyorum.

Ömer- Hemen cevap vermek zorunda değilsin? Cevabını sonra da verebilirsin? Ben sadece sensiz bir dakika daha istemiyorum. Süsen görüyorsun biz evlenmedikçe, tartışmalar, kavgalar, üçüncü kişiler bizi bırakmayacak.

- Bizim daha okulumuz var.

Ömer- Okulu bırakırız demiyorum ki? Yine okuruz. Bak ben sana bakarım.

- Ömer sorun bakmak değil ki? Ama daha çok erken değil mi?

Böyle diyince ömerin yüzü asıldı zaten biraz daha yaklaşıp yüzünü okşadım.

- Zamanı geldiğinde zaten evlenicez..

Ömer- Kusura bakma ya bu anın büyüsüne kapılıp boş boğazlık ettim. Evet haklısın. Daha çok erken işim yok. Evim bile doğru dürüst yok.

- Ben öyle mi dedim ömer? Biliyorsun senin olduğun her yerde yaşarım.

Ömer- Neyse ya kapatalım mı bu evlilik konusunu?

Ömer tekrar yerine geçip sahile doğru baktı. Ömerle evlenmeyi bende onun kadar istiyordum. Ama doğru zaman şimdi değil. Bende onun yanına geçip oturdum. Üzüldüğü, kırıldığı o kadar belliydi ki?

Beni eve kadar getirmişti. Arabam ömer lerin orda kalmıştı. Ömer yarın getiriceğini söylemişti. Gerçi onda kalsa da hiç bir sıkıntı olmazdı.

- Bugün çok güzeldi. Tekrar teşekkür ederim.

Ömer- Mutlu olduysan ne mutlu bana.. Görüşürüz.

Ömer bahçe kapısından çıktığında bende anahtarla kapıyı açıp içeri girdim.

Süreyya- Süsen seni çok merak ettim. Arıyorum açmıyorsun. Yazıyorum da dönmüyorsun da..

- Neden acaba annecim?

Süreyya- Bak seninle oturup konuşamadık.

- Anne biliyor musun ömer bugün bana evlenme teklifi etti.

Süreyya- Ne? Süsen sen ne diyorsun ne evlenmesi, sizin daha yaşınız kaç?

- Ve senin bu çarpıo kaçma olayın olmasaydı, hadi onu da geçtim. Ben öğrenmeseydim şans eseri yine kabul edicektim.

Süreyya- Hayır böyle bişey yapamazsın.

- Yaparım. Ömerde bende birbirimize çok aşığız. Ve bir gün ben o teklifi kabul edicem.

Çekip gittiğimde annemin süsen, süsen gel buraya, kime diyorum gibi bağırışları arkamda bırakarak odama geçtim.

Bu böyle olmayacak benim suzan teyzeyle konuşmam lazım. En azından annemin gösteremediği niyeti benim yanına gidip konuşmam lazım.. Ne olucaksa olsun. Ömerle işin ucunda ayrılmak olsa dahi başkasından öğreniceğine benden öğrenmeliydi. Yapabilir miydim? Cesaretim var mıydı?
Sen güçsüz bir kız değilsin süsen.. Sen aksine güçlü bir kızsın.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin