Ömer- Süsen? Niye ağlıyorsun? Noldu?
Korkulu gözlerle Ömer'e bakmıştım. Aybikeyle konuştuğumuzu duymamıştı. Ama bir an duysaydı keşke diye de içimden geçirmeyi ihmal etmemiştim. Üstümdeki yük giderdi. Gitmese bile hafifleyeceğine emindim. Ama o zamanda ben söylemedim diye de kızabilirdi. Offf her iki ucu da ok misali kalbime kalbime batıyordu.
Ömer- Aybike? Noluyor burda? Süsen niye ağlıyor? Biriniz bişey söylese artık.. Noluyor burda dedim.
- Ömer yok bişey durmadan neyin var neyin var diye soruyorsun. Yeter! Sorma artık..
Üstüme çok gelinmesinden sıkılmış bir anda patlayı vermiştim. Daha sonra kollarımı birbirine bağlayıp içeri geçmiştim. Allahım bu kötü günler artık son bulsun.
Ömer den..
× Ömer bir kamyon odun daha gelicek. Bunları bitirdikten sonra onlara başlarsın.
- Tamam osman abi!
İş çıktı mı kaçırma lüksüm yoktu. Bakmam gereken kardeşlerim vardı. Bizim bakkalcı hasan abi de böyle böyle bir iş var diyince hiç düşünmeden giderim demiştim. Dedim ya iş seçme gibi bir lüksüm olmadı. Hatta lüks kelimesine baya uzağım. Odunları kırıp her kenara fırlattığımda süsenin neyi var diye düşünüyordum. Başka bi şeyi var ama bana söylemiyordu. Daha çok saklıyor gibi bir hali vardı.
Osman- Ömer ömer hadisene oğlum daha bir kamyon dolusu odun var. Bu yavaşlıkla oooo!
Dalmıştım. Usta başı osman abinin sesiyle daldığım düşüncelerden uzaklaşıp işime devam ettim. Baltayı kırıcak gibi vursam da, hızımı alamıyordum.
- Sağ çek, sağ çek! Tamam hafif sola indir abi!
Kamyoncunun odunları döküceği yeri söyleyip, asiyeye sabahlayacağımı haber vermiştim. Nasıl olsa yarın hafta sonuydu.
Benim hayatım niye böyle zordu. 4 sene içinde neler yaşamıştım. 4 sene evveline kadar ailem bildiğim ailenin biyolojik ailem olmadığını öğrendim. Annemle tanıştım. Üstelik üvey kardeşimle tanıştım. Yetmiyormuş gibi babamla da tanıştım. Üstelik tekrar üvey kardeşlerimle tanıştım. Abimi kaybettim gerçekten her kişinin kaldıramayacağı şeyler yaşadım.
Ya süsen, süsenle ilk partiye gidişimiz aramızds bişeylerin oluşu, klişe olcak ama bazen çok defa şu soruyu sordum kendime bu kız bana bakar mı? Onun büyüdüğü, yaşadığı hayat benimkisi çok farklı diye çok defa düşündüm. Ama zengin kız fakir oğlan edebiyatı yapmamaya gayret gösterdim.
Sabah erken saatlerde zar zor ayakta dursam da gelmiştim. Acaba süsen uyuyor mudur? Bir an süsenle evli olsaydık her sabah onu görür, uyuduğumda ise en son onun gözlerine bakardım. Düşüncesi bile yüzümü gülümsetmişti. Sonra yaşadığım kümese bakınca bir burukluk oldu. Kızı burda mı oturtucaktım. Ulan ömer saçmalama süsen bunu takmaz bile.. O diğer zenginler gibi yüksekten bakmıyordu. Ama ilk zamanlar süsem geldiğinde kümeste mi yaşiyorsunuz demişti. O zamanlar aramızds aşk yoktu. Buralara geliceğimize dahi bişey yoktu. Neyse ömer neyse yorgunluktan saçmalamaya başladın. En iyisi yat uyu dınlen.
Süsen den..
Aybikeyle gece 5 e kadar otırup konuşmuştuk. Asiye de gelmişti. Ömer'i beklediğini söyleyince gelmedi mi hala demiştim. Oda sabahlayacağını asiyeye mesaj atarak söylemişti. Asiyeyle Aybike uyuya kalınca ömer gelmeden uyku girmiyordu gözüme..
Ömer gelince benim Aybike ler de olduğumu bildiği için yattığım odanın camına uzunca bakmıştı. Lambalar kapalı olduğu için uyuduğumu düşünmesi çok normaldi. İçeri girince bende arkasından gittim. Çok merak etmiştim.