16. bölüm

691 28 6
                                    

O kadar ara verdik arka arkaya da iki bölüm atalım artık yanii

İyi okumalaaaarr <3

Sabah erken kalkıp hızlıca üzerimi değiştirdim. Abimin taşınmasında yardımcı olacaktım ve Alex'e bunu dün söylemiştim. Yani kısaca bugün benim için çekimler yoktu.

Abimle arabaya eşyaları yerleştirdik ve abimlerin yeni evine doğru yola çıktık.

Eve vardığımızda birer koli alıp eve girdik. Kapılar, birkaç odada çeşitli boyamalar, tadilatlar olduğu için açıktı.

İçeriye girip kolileri bir köşeye bıraktık. Trap House ekibi, Katherine abla, Corey abinin sevgilisi ve abimlerin iki arkadaşı daha vardı. Ev gerçekten çok güzeldi ve iki yanında buna benzer evler daha vardı.

Colby: Sellamm

Corey: Sonunda gelebildiniz karşim.

Cerelia: Geldik ama sonuçta.

Sam: Erken olsaydı daha iyi olurdu ama neyse minik star.

İmalı bir bakış attı ve devam etti.

Sam: Herkes toplandığına göre artık başlayalım.

(...)

Cerelia: Bu puf burda daha güzel duruyor.

Jake: Hayır, diğer köşe tam da onun yeri.

Jake abi koca pufu kucağına aldı ve diğer köşeye taşıdı.

Cerelia: Ya böyle odaya giren kişinin göz zevki bozuluyor. Diğer köşe daha iyi!

Jake: I-ı burası onun için bir harika!

Cerelia: Gözün yerinde mi senin?

Jake: Her zaman oldukları yerdeler.

Cerelia: Bir işe yaramıyorlar zaten çıkarsan da fark etmez.

Jake: Öyle mi?!

Cerelia: Evet!

Corey: Ne bağırıyorsunuz deli gibi??

Jake: Heh, Corey şimdi cevap ver. Bu puf bu köşede mi daha iyi yoksa şu köşede mi?

Bana kendinden emin bir bakış attı ve bende ona göz devirip Corey abinin ne diyeceğini beklemeye başladım.

Corey: Hmm... sanki diğer köşede daha iyi olur.

Benim istediğim köşeyi seçmişti! Bu sefer ben Jake abiye 'gördün mü' der gibi bir bakış attım.

Corey: Ben işime dönüyorum. Siz de daha az bağırmaya çalışın.

diyip odadan çıktı.

Cerelia: Gördün mü? demiştim.  (😌) ikiye bir kaybettin. Şimdi pufu diğer köşeye taşırsan sevinirim. :)D

Jake abi oflaya oflaya pufu aldı ve diğer köşeye bıraktı.

(...)

Öğlen sonu gibi işlerin neredeyse yarısı bitmişti. Aslında çok fazla yorulmamıştım fakat ciddi anlamda acıkmıştım. Midemin sesini duyuyordum resmen!

Bu yemek işini konuştuğumuzda herkesin benimle aynı fikirde olduğunu gördüm. Herkes acıkmıştı ve bir molaya ihtiyacımız vardı.

Herkes ne yemek istediğini söylediğinde ona göre siparişleri verdik ve oturup yemeklerin gelmesini bekledik.

Herkes telefonuyla ilgileniyordu. Uzun zaman sonunda instagrama girmiştim ve Aidan ile benim hakkımda haberlerin eskidiğini gördüğüm için gerçekten sevinmiştim.

Bi anda telefonumun çalmasıyla tüm gözler bana döndü. Bunun sesi niye bu kadar açıktı ki!

Colby: O kim?

Cerelia: Millie arıyor.

Ben böyle diyince yüzünde belli belirsiz bir gülümseme olmuştu. Daha fazla bekletmeyerek telefonu açtım.

C: Efendim canım?

M: Nerdesin, napıyorsun?

C: Abim gilin yeni evindeyiz. Eşya yerleştiriyoruz. Sen napıyorsun?

M: Yardıma gerek var mı?

C: Yok bebeğim teşekkürler. Zaten baya kişi varız.

Abim arkadan çıkıp: Millie sende gelsene
Dedi. Bir an şaşırsam da neden olduğunu iyi biliyordum.

M: Imm, t-tabii neden olmasın, gelirim.

Heyecandan kekelediğini telefonun öbür ucundan anlamıştım.

C: Ben seni almaya geliyorum o zaman. 10 dakikaya gelirim.

M: Ben kendim gelirim ya. Hem yolu da öğrenmiş olurum. Sen bana konum at

C: Peki, öyle olsun. Atıyorum konumu.

M: Tamamdır öptümm.

C: Bendee

Telefonu kapatıp konumu gönderdim. Abim az önce hiçbir şey dememiş gibi yayılmış telefonuna bakıyordu. Bazen onu anlamak gerçekten zor oluyordu.

(...)

𝘓𝘰𝘶𝘪𝘴 𝘗𝘢𝘳𝘵𝘳𝘪𝘥𝘨𝘦 𝘪𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘺𝘢𝘭 𝘌𝘵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin