Gayet eğlenceli bir günün sonunda bilardo oynamak için lobinin alt katına inip oyun salonuna gittik. Baya geniş bir salondu.
Salondaki resepsiyondan bilardo çubuklarını ve toplarını alıp bilardo masasının başına geçtik.
Oyuna başladıktan kısa bir süre sonra yanımıza üçlü bir erkek grubunun yaklaştığını gördüm. Ortalarında gelen çocuk diğerlerine göre daha çok dikkatimi çekmişti çünkü onu iki gündür sürekli olarak görüyordum; sabah kahvaltılarında, havuz başında, otel aktivitelerinde, akşam yemeğinde, barda.
Cerelia: Kızlar, 11 yönüne bakın.
Millie ve Sadie bakmaya kalmadan üçlü yanımıza ulaşmıştı bile. Atışımı yapıp doğrulduktan sonra çubuğun kalın tarafını yere sabitledim ve kızlara hafif bir bakış attım. Ardından gözümü Millie ve Sadie gibi üçlüye diktim.
Siyah saçlı ve orta boylu olan konuşmayı başlattı. Bu sürekli karşılaştığım çocuktu.
X: İyi akşamlar hanımlar. Acaba eğlencenizde size katılabilir miyiz?
Sonrasında yanındaki çocuk diğerinin kulağına doğru fısıldar biçimde konuştu.
Y: Öncelikle kendini tanıtman gerektiğini öğretemedim sana.
Bir adım öne çıktı.
Y: Ben Jake. Bu kardeşim Henry ve bu da arkadaşım TJ. Biz sadece biraz bilardo oynar eğleniriz diye düşünmüştük. Sonrasında belki biraz tanışma, telefon numarası alma verme falan. Sizede uygunsa.
Olayı şimdi anlamıştım. Bunlar bizle flört anlamında tanışmak istiyorlardı. Amaçları oyun, eğlence falan değildi. Henry denen çocukta karşılaşmalarımızı büyük ihtimalle bilerek yapmıştı.
Birkaç saniye üçümüz birbirimize bakarken Millie ilk yanıt veren oldu.
Millie: İsteğinizle beraber geri dönebilirsiniz. Çünkü erkek arkadaşlarımızı bekliyoruz.
Henry: Sizi birbirinizden başka birileriyle gördüğümü hatırlamıyorum tatlı bayan.
Yüzünde saçma bir sırıtış vardı. Bildiğin bizi gözetlemiş şerefsiz.
Cerelia: Arkadaşımı duydunuz. Eğer bu süreci uzatırsanız başvurmamız gereken birkaç yer olacak.
Dişlerimi sıkarak konuştum fakat yüzlerinde bir mimik bile değişmemişti. Sözümü bitirmemin hemen ardından Sadie'nin sesini duyduk.
Sadie: Hatta geldiler bile.
Yönümü çevirdiğimde Abimi, Louis'i ve Simon'u görmek beklediğim en son şey bile değildi.
(Simon Sadie'nin maniti aşklar. Cuple olduklarında Sadie yalnız kalmasın diye öylesine bir isim yazdım.)
Şaşkınlığımı geride bırakıp sanki onları gerçekten bekliyormuşuz gibi davrandım.
Cerelia: Bizde tam sizi bekliyorduk.
Kaşımla abime üçlüyü işaret ettim.
Colby: Bir sorun mu var beyler?
Başından beri sessiz olan kişi konuştu.
TJ: Yok. Bizde şimdi gidiyorduk.
Abi-kardeşin arasına girdi ve kollarından tutarak geldikleri yola çekiştirerek götürdü. Üçünü salondan çıkasıya kadar izledikten sonra kendi kendime oh çektim.
Tekrar abimlere önümü döndüğümde Louis üzerime gelip bana sarıldı. Sanki bu anı bekliyormuşum gibi anında karşılık verdim.
Onu çok özlediğimi yeni yeni fark ediyordum. Kahverengi yumuşak saçları, kendine özgü harika kokusu, teninin yumuşaklığı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘓𝘰𝘶𝘪𝘴 𝘗𝘢𝘳𝘵𝘳𝘪𝘥𝘨𝘦 𝘪𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘺𝘢𝘭 𝘌𝘵
FanfictionSelam! Hikayeye başlamadan önce şunları belirtmek istiyorum; Bu kitap tamamen hayal ürünü, oldukça değişik ve saçma bir kitap olacaktır. Mesela Başrol karakterimizin annesinin Gigi, babasının Zayn, abisinin Colby (Brock) olması ve gelecekteki sevgil...