22. bölüm

590 29 23
                                    

Ben ve mükemmel aktifliğim size iyi okumalar diliyoruzz <3

Yine her zamanki gibi erken kalkıp hazırlandım, annemlerle vedalaştıktan sonra sete geldim. Şuan mola vermiştik ve Alex'in, yani direktör koltuğuna oturmuş instagramda geziniyordum.

Bir süre sonra instagramdan çıkıp snapchat'a girdim. Yüzümü değişik şekillere sokmayı seviyordum. Normal fotoğraflardan fazla değişik efektli fotoğraflar vardı.

Yeni gelen efektleri denerken telefonum bir anda havalanıp elimden bildiğiniz uçtu. Kafamı kaldırdığımda Louis sırıtarak telefondaki efektleri deniyordu.

C: Louis!

Yerimden kalktım. Ben kalktığım an Louis kaçmaya başladı ve bende onu kovalamaya başladım.

C: Louis! Telefonumu geri ver!

Bir yandan gülüyordum bir yandan da ciddi olmaya çalışıyordum. O da gülüyordu.

Telefonumu havada salladı.

L: Yakalayabilirsen alırsın!

C: Yakalarsam işin bitti!

(...)

On dakikadır falan peşinde koşuyordum ve ikimizde nefes nefese kalmıştık. Louis bi anda durdu ve arkasını döndü. Onun durmasıyla bende yavaşlayarak ona yaklaştım. Tam telefonu almak için atılmıştım ki, telefonu havaya kaldırdı.

L: Boyunuz yetişmiyor mu Cerelia Hanım?

Hâlâ sırıtıyordu. Zıplayarak almaya çalıştım. Çok yakındı fakat boyum yine yetişmemişti.

L: Oy çenin boyun yetişmedi mii?

C: Boyunuz kaç Louis Bey?

L: 1.85 Cerelia Hanım. Sizin?

C: Nolmuş 10 santim fark varsa. 1.73'yim ben.

L: Aslında 12 santim yapıyor ama neyse. :D

BU ÇOCUK SIRITMADAN DURAMIYOR MU??!!

Tekrar zıpladım bu sefer ikimizde dengemizi kaybetmiştik. Aynı anda yere yapıştık. Bildiğin toprağın üzerine şaaak diye yapmıştık yani.

Louis telefonu bana uzattı. Sonunda der gibi ona baktım ve telefonumu aldım. Şuan boylu boyunca yerde yatıyorduk.

Louis'e baktım. O da bana baktı. Bir anda ikimizi de gülme tuttu ve deli gibi gülmeye başladık.

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama gülüşmelerimiz yavaşlasa da hâlâ gülüyorduk ve artık karnım ağrımaya başlamıştı.

Alex: Çekimlere başlıyoruz toplanın!

Birkaç dakika daha yerde kaldıktan sonra Louis kalktı. Üzerini çırptı ve ardından elini uzatıp benim de kalkmama yardımcı oldu.

Alex'in yanına vardığımızda gülmelerimiz kesilmişti. Gözümüzden akan yaşlardan yüzümüzdeki boyalar akmıştı. Alex'ten yediğimiz ufak azardan sonra karavanlara geçtik ve makyajımızı düzelttiler.

Makyajlar yapılırken arada birbirimize bakıp sırıtıyorduk. Tıpkı iki çocuk gibiydik.

Makyajlar bitince karavandan çıktık, kameraların kurulduğu alana gittik ve çekimlere kaldığımız yerden bitirmek üzere devam ettik.

(...)

Çekimler son gün olduğu için normalde bitirilen saatten iki buçuk saat daha geç bitirilmişti. Hava kararmıştı yani. Karavanlara dağılmadan önce herkes uzunca vedalaşmıştı.

Yine çoğu kişi karavanında duş alıp öyle çıkmıştı. Bende aynı şekilde. Üzerimi giyindikten sonra karavandan çıktım. Rosa arabasının yanında durmuş beni çağırıyordu.

Bir dakika işareti yapıp eşyaları arabaya koydum ve yanına gittim.

Rosa: Bak sana ne göstericem.

C: Ne göstereceksin?

Galerisinden sabah çekmiş olduğu benim ve Louis'in fotoğraf ve videolarını açtı.

Rosa'nın açtığı iki-üç tane videoyu izledim. Dışarıdan bakıldığında bu kadar komik mi duruyorduk gerçekten?

Rosa'yla gülerek videoları izleyip bitirdik.

C: Bunları kesinlikle bana atman gerekiyor!

Gülerken söyledim.

R: Tabii ki atarım.

C: Şimdiden teşekkürler o zaman.

Biraz daha konuştuktan sonra Rosa'yla sarılıp ayrıldık ve Rosa arabasına binip gitti. Çaprazıma doğru baktığımda Louis ve Dylan O'Brien bir şeyler konuşuyorlardı.

Louis'e bakarken bir anda o da bana baktı ve gülümsedi sonra tekrar önüne döndü. Bende telefonumun çalmasıyla arabama doğru gittim.

Louis'ten

Birinin beni izlediği hissine kapılıp kafamı çevirdim. Cerelia bana bakıyordu. Ona gülümsedikten sonra geri önüme döndüm. Dylan'la -kendisine isim-soy isim şeklinde hitap edilmesinden hoşlanmıyordu.- konuştuğumuz konu bitmişti. Aramızdaki sessizliği Dylan bozdu.

Dylan: Yakışıyorsunuz.

Louis: Efendim?

D: Cerelia'yla diyorum, yakışıyorsunuz.

L: Ah, -gergince gülüp devam ettim.- teşekkürler ama sadece arkadaşız.

D: Bu durumun böyle kalmayacağından eminim.

Kendi kendime mırıldandım.

L: Umarım...

Dylan iki kez omzuma vurdu.

D: İleride sizi beraber görmek dileğiyle. İyi akşamlar.

Elini uzattı. Gülümseyerek uzattığı eli tuttum. El sıkıştıktan sonra sarıldık ve oradan ayrıldık.

Şimdi diyebilirsiniz "Cerelia'nın boyu neden bu kadar uzun"

1.80 anne ve 1.75 babadan 1.55 bir kızın olmasını bekleyemeyiz diye düşünüyorum 🤠
O yüzden bu şekilde yaptım aşkolar

Bu arada son attığım bölümlere yorum hiç gelmedi

BU ÜZDÜ

Yorum yaparsanız sevinirim diyerek ben kaçıyoruum😽

𝘓𝘰𝘶𝘪𝘴 𝘗𝘢𝘳𝘵𝘳𝘪𝘥𝘨𝘦 𝘪𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘺𝘢𝘭 𝘌𝘵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin