20. bölüm

603 31 0
                                    

Sabah telefonumun çalmasıyla sıçrayarak uyandım. Acilen telefon zil sesimi değiştirmem gerekiyordu!

Telefonu açtım fakat gözlerim hâlâ kapalıydı.

C: Efendim Millie?

M: Kızım naptın sen?!

C: Ne yapmışım ben?

M: Dün arabadan inerken Louis'i yanağından öpmüşsün! Magazinler bu fotoğrafla dolu!

C: nE?!

Yattığım yerden doğruldum ve telefonu hoparlöre alıp instagrama girdim.

M: Hemen her şeyi anlatıyorsun! Sonunda canım shipim gerçek olduuuu!

C: Millie bir dur.

İlk en çok bilinen magazin sayfasına girdim. Bir gönderi üzerinden 5-6 tane fotoğraf atmışlardı. Ordan çıkıp diğer magazin sayfasına girdim. Yine benzer karelerdeki fotoğraflar vardı.

C: Offf

M: Anlatacak mısın yoksa kendi kurduğuma göre mi ilerleyeyim?

C: Dün seni bıraktıktan sonra bizim evin önüne geldik. İşte ben Louis'i eve davet ettim.
O da nazikçe reddedip bu teklifini daha sonra değerlendirelim dedi. Sonra bende bi anlık cesaretle yanağından öptüm çocuğu.

M: AAYYY! Çok güzel çok güzel iki gün sonra da sevgili olursunuz tam olurr. Eve davet etmeler, sonra gelirim demeler, öpmeler, gülümsemeler-

C: Tamam Millie! Yeter sanki bu kadar.

M: Tamam tamam susuyorum. Ama olacaksınız ben diyim.

C: Saçmalama.

M: Sen böyle demeye devam et. Görücem ben seni. Hadi git hazırlan çekimlere geç kalma dünkü gibi.

C: Tamam anne!

İkimizde güldük.

M: Görüşürüz çekimlerde bol şans.

C: Teşekkürler görüşürüz.

Yataktan kalkıp lavaboya girdim ve günlük rutinimi yapıp çıktım. Rahat bir şeyler giyip aşağıya indim. Ardından kahve makinesinin içine kapsülü koyup kahvenin olmasını beklemeye başladım.

Kahve olduğunda koltuğa oturdum ve kahvemi içmeye başladım.

Kahve bitince bardağı tezgahın üzerine koydum ve bahçeye çıktım. Sparky favori köşesinde bildiğin güneşleniyordu!

Bu haline gülüp eğildim ve Sparky'yi sevmeye başladım. Millie sayesinde erken kalktığım için evde oyalanmaya çalışıyordum. Hava çok sıcaktı ve açıkçası oraya erken gitmek istemiyordum. Karavanda klimayı açıp tek başıma oturmakta istemiyordum. O yüzden evde oyalanmak en iyisiydi.

Yaklaşık on beş dakika Sparky'yle oynadıktan sonra gitme kararı aldım. İçeriye gidip çantamı almaya giderken dışarıdan korna sesi geldi.

İlk giriş kapısının yanındaki camdan dışarıya baktım ve Louis'in dünkü siyah arabasını gördüm. Doğruyu söylemek gerekirse böyle bir şey beklemiyordum. Dünden sonra Louis'in biraz daha mesafeli duracağını düşünmüştüm ama beni yanıltmıştı.

Bunları düşünürken çoktan çantamı alıp dışarı çıkmıştım. Arabaya doğru baktığımda Louis gülümseyerek bana bakıyordu. Bende ona gülümsedikten sonra arabaya bindim.

C: Günaydıın

L: Günaydın

Dedi tekrar gülümseyerek.

L: Bugün beraber gideriz diye düşündüm. Sana söylemedim ama sıkıntı olmaz değil mi?

C: Yok olmaz. Yani düşünmüşsün o kadar neden olsun ki?

L: İyi o zaman.

Louis arabayı çalıştırdı ve sete doğru yola çıktık.

C: Bu arada dünkü ani hareketimden dolayı özür dilerim. Ben onu teşekkür etmek için yapmıştım. Yani- şey her teşekkür ederken insanları öpmem. Yanlış anlaşılma-

Louis gerildiğimi anlamış olacak ki sözümü kesti.

L: Sorun değil ve merak etme dediğin şekilde düşünmedim.

Dedi ve ardından güldü. Bende birkaç saniye düşündükten sonra gülmesinde ona katıldım ve elimi alnıma vurdum. Sanırım biraz şapşal durumuna düşmüştüm ama olsundu

L: Sayfadaki fotoğrafları gördüm sanırım.

C: Yani Millie gibi bir arkadaşım olup görmemem zor olurdu.

Gülerek yanıtladım onu.

L: Haklısın.

O da güldü.

C: Rahatsız olduysan annemin veya babamın menajeriyle konuşup onları sildirtebilirim.

L: Benim için bir sakıncası yok tabii senin için de yoksa.

C: Yok tabii.

Biraz sessizlikten sonra kırmızı ışıkta durduk ve Louis bana döndü. Siyah tişörtümü inceledikten sonra yüzüme baktı.

L: Evde kedi mi besliyorsunuz?

C: Hayır, neden ki?

L: Tişörtünde bir kaç tane hayvan kılı var da ondan sordum. Sanırım kaba bir tabir oldu ama nasıl açıklayabileceğimi bilemedim.

Üzerime baktım. Louis'in dediği gibi üzerimde
Sparky'nin ufak tefek kılları vardı.

C: Sen gelmeden önce biraz Sparky'yle oynadım da ordan üzerimde kalmış. Sparky köpeğim bu arada.

L: Hmm anladım. Benim de köpeğim var.

C: Gerçekten mi? Cinsi ne?

L: İngiliz Setter'i, senin köpeğinin cinsi?

C: Golden.

L: Bir ara beraber gezdiririz onları.

C: Evet güzel olur.

(...)

𝘓𝘰𝘶𝘪𝘴 𝘗𝘢𝘳𝘵𝘳𝘪𝘥𝘨𝘦 𝘪𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘺𝘢𝘭 𝘌𝘵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin