Selam aşkolaaar
Bendeniz başka bir kitap yazmaya başladım ve o kitabı bu kitap bitmeden yayımlamaya gönlüm el vermedi.
Şimdi buyruns bölüme geçeliiimm --->>>
Cerelia'dan
Uyandığımda Louis'le koltukta oturur pozisyondaydık. Hava yavaştan aydınlanmaya başlamıştı. Louis'in omzumda olan kafasına dikkat ederek koltukta telefonumu aramaya koyuldum.
Biraz sonra telefonumu bulunca saate baktım. Saat 05.17 idi. En iyisi onu uyandırıp misafir odasına götürmekti çünkü hem saat daha erkendi hem de belim ağrımaya başlamıştı.
Sesimi kontrol ederek Louis'i dürtmeye başladım.
C: Louis, Louis!
Çok zorlamadan uyandı.
L: Ne oldu?
Uyandığındaki sesinin bu kadar çekici olmasını beklemiyordum. Sesine düştüm be çocuk.
C: İkimizde burda uyuyakalmışız. Gel yukarıya çıkalım.
L: Saat kaç?
Telefonu açıp yüzüne doğru tuttuğumda gözlerini kısarak saate baktı. Kafasını salladığında telefonu çektim ve ayağa kalkıp televizyonu kapattım.
Yukarıda Louis'e misafir odasını gösterip oraya gitmesini söyledim ve kendim de abimin odasına gidip eşofman altı alarak yanına döndüm.
C: Al bakalım
L: Teşekkürler
Gülümseyip kapısını kapattı bende bununla beraber odama gidip kendimi yatağa attım.
(...)
Uyandığımda saat ikiye geliyordu. Bir süre boş boş duvara baktıktan sonra kalkıp lavaboya girdim ve Louis'i rahatsız etmemek adına onun odasına girmeyip direk aşağıya indim.
Telefonumu koltuğun üzerinden aldım. Ekranı açtığımda ise bir sürü bildirimle karşılaştım.
Abim 9 kere aramış ve bir sürü mesaj atmıştı. Millie ise 15 kez arayıp 48 tane mesaj atmıştı.
Sadie de 15 kere aramış ve 45 tane mesaj atmıştı. Sadie ve Millie'nin olduğu gruptan bir sürü mesaj vardı ve mesaj yağmuru gelmeye devam ediyordu.Ama aralarından en merak ettiğim ise Louis'ten gelen mesajlardı.
Louisss
Louisss: Ben yeni eve geldim. Her şey için çok teşekkür ederim harika zaman geçirdim sayende
Louisss: Uyandırmak istemedim o yüzden burdan yazıyorum :)
Louisss: Uyandığında cevap verirsen sevinirim çünkü seni "öğlen" yemeği yemeye götürmek istiyorum.
Louisss: Bu arada tünaydın prenses :)
01.23 pm.
Prenses mi demiş o bana? Kalpten gidicem sanırım. Mesajlarda bile bu kadar çekici olmayı nasıl başarıyor acaba?
Louisss
Ben: Bende teşekkür ederim harika zaman geçirdim senin sayende
Ben: Nerede olacakmış o öğlen yemeği? :DBen: Tünaydın prenss :))
Telefonumun şarjının 5 kaldığı bildirimini aldığım an koşarak yukarıya çıktım ve yatağımın yanındaki prize şarj aletimi takıp telefonumu şarj etmeye başladım.
Millie, Sadie ve benim olduğum gruba girip cevap yazdım
Powerpuff girls 😎
Ben: Sakiiiinn
Ben: Attığınız mesajlara tek tek bakıcam ama şuan değil
Ben: Öpüldünüzzz
Daha fazla abimi meraklandırmak istemediğim için onu aradım. Büyük ihtimalle Jessica teyze ile konuşmuştu çünkü bu kadar aramaya göre çoktan burda olması lazımdı.
Colby: Sonunda uyanabildiniz mi Cerelia Hanım?
Sesi fazlasıyla sitemliydi.
Cerelia: Abicim dün çok yoruldum ve geç yattığım için yeni kalktım. Özür dilerim seni meraklandırmak istememiştim.
Colby: Konuşmamız gereken şeyler var hazır olunca mesaj at seni almaya gelirim.
Cerelia: Şeeyy, birazdan arkadaşımla yemek yemeğe gidecektik. Yedikten sonra gelsem olur mu?
Colby: Peki, olur.
Cerelia: Tamamdır teşekkürleeer!
Colby: Rica ederim görüşürüz.
Cerelia: Görüşürüz abiciim.
(...)
Louis'le kararlaştırdığımız saatte hazırlandım ve o gelince de dışarıya çıktım.
Sahil kenarı bir kefeye gelmiştik ve fastfood yiyecektik. Louis köfteli burger söylerken bende tavuklu burger söylemiştim.
Siparişler geldikten sonra sohbet ederek ve gülerek yemeğimizi yedik. Yemekten sonra beni abimlerin evine bırakıp kendisi gitmişti.
Bugün bir kez daha onun yanındayken ne kadar eğlendiğimi anlamıştım.
Eve girerken gözüm abimi arıyordu.
C: Sam abi, abim nerde?
Sam: Odasında olması lazım miniğim.
C: Tamam teşekkür ederim.
Abimin odasına çıkıp kapıyı tıklattım. İçeriden 'gel' sesini duyunca içeriye girdim. Abim bilgisayarının başındaydı ve ben içeriye girince oyuncu koltuğunun üstünde masa başından geriye çıkmıştı.
Gidip abimin boynuna sarıldım. O da biraz bekledikten sonra ellerini belime doladı. Ayrıldıktan sonra yatağın üstüne oturdum.
C: Evet abicim, ne konuşmak istiyordun?
(...)
Akşam yemekten sonra yukarıya, kendi odama çıktım. Abim burada kalmamı istediğini söyledi. Bende onu kıramamıştım tabii ki. Kat (Katherine) abladan aldığım siyah tayt ve abimden aldığım tişörtle üzerimi değiştirdim ve tekrar aşağıya indim.
Korku filmi seansı başlasın bakalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘓𝘰𝘶𝘪𝘴 𝘗𝘢𝘳𝘵𝘳𝘪𝘥𝘨𝘦 𝘪𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘺𝘢𝘭 𝘌𝘵
FanfictionSelam! Hikayeye başlamadan önce şunları belirtmek istiyorum; Bu kitap tamamen hayal ürünü, oldukça değişik ve saçma bir kitap olacaktır. Mesela Başrol karakterimizin annesinin Gigi, babasının Zayn, abisinin Colby (Brock) olması ve gelecekteki sevgil...