-2-

301 30 30
                                    


Her çocuk doğum gününü heyecanla beklerdi. Neşe ile kutlardı. Alınan hediyeleri özenle açar bolca kucaklanırlardı. Pasta ve çeşitli yemeklerle süslenen masa çocuğun arkadaşları ile dolar ardından oyuna devam ederlerdi.

Sarışın ise korku ile beklerdi doğum gününü. Öfke ile kutlardı. Aldığı hediyeler vücudunda izler bırakırdı .Bolca ne demek olduğunu bilmediği sözler duyardı. Ardından yaralarını minik elleri ile sarmaya çalışır kendi yarasına kendi üflerdi.

Beşinci ve altıncı doğum günü bu şekilde kutlanmıştı. Nedenini bilmiyordu ama bu doğum gününde de aynısının olacağını biliyordu.

Öğlen ramenini yedikten sonra kedileri sevip kimseye görünmeden ormana gitmişti. Yarına kadar burda kalırsa güvende olacaktı.

Ormanda çok zaman geçirirdi , bu sefer tavşanları ya da geyikleri görmeye gitmeden direk ağaca tırmanmıştı.

Çalıların ordan hışırtı duyduğunda nefesini tuttu. Tüm vücudu kasılmıştı. Onu biri bulursa diğerlerine götürürdü, kaçamazdı.

"Napıyorsun orda korkak kedi, ağaçta mı kaldın?"
"...."
"Sana zarar vermeye gelmedim."
"İstesen de veremezsin dattebayo."

Siyah saçlı ağacın altına oturduğunda sarışın olanda ağacın tepesinde indi.

"Neden ağacın tepesindeydin?"
"Sen neden burdası?"
"Yürüyüş yapıyordum."
"Bende."
"Ağacın tepesinde mi?"
"Dinlenmek için çıktım."
"....."
"....."
"Hokagelerin yüzünü karalayan sen misin? Bugün bir adam öfke ile temizliyordu,sana çok kızacaklar."
"Hiçbir şey yapmasam da çok kızıyorlar."
"Neden burdasın?"
"Bende ne zaman neden yaşadığımı neden burdan gitmediğimi sorucaksın diye bekliyordum."
"Hayır usuratonkachi neden bu saatte ormanda olduğunu soruyorum."
"Bugün doğum günüm."
"O zaman hiç burda olmaman gerek."
"...."
"Kutlayacak kimse yok diye ormana gelmen çok aptalca ,doğum gününde ölmek mi istiyorsun?"
"İstemiyorum o yüzden burdayım. Kutlama şekillerinden hoşlanmıyorum."
"Yüzüne pastamı atıyorlar?"
"(Gülme) ."

Gülüşü aniden yok olduğunda şaşkınca bakmaya devam ediyordu siyah gözlü olan. Bu çocuğun ani mimik değişimi çok hızlıydı.

"Pasta ya da hediye olmuyor , güzel sözler de olmuyor."
"...."
"Duymaya alıştığım nefret sözleri . Görmeyi istemediğim bakışlar ve vücudumda oluşan yeni yara izleri ile kutluyorlar."
"Hokage buna nasıl izin verir. Neden böyle yapıyorlar?!"
"Bende bilmiyorum , canavar olduğumu söylüyorlar, ailelerini öldürdüğümü söylüyorlar."
"Asıl canavar onlar, ve aptallar."

Siyah saçlı olan ilk defa biri için üzülmüştü. Öfke, nefret ya da umursamaz bakışlarında uzun zaman sonra bir değişim vardı.

"Bana öyle bakma."
"Nasıl."
"Öyle işte. Acıyarak."
"...."
"Git artık ve burda olduğumu kimseye söyleme."

Siyah saçlı olan yerinden kalktığında sarışın birden git dediğine pişman olmuştu.

Korkuyordu , ya başka biri de yürüyüşe çıktığında onu görürse ,tıpı bu çocuk gibi.

Korkuyordu, hem yalnız olmaktan hem de etrafındaki kalabalıktan.

Korkuyordu , esen sert rüzgardan çalıların arasındaki tavşandan. Ya tavşan değilse ya rüzgar değilse bu sesi çıkaran diye korkuyordu.

Korkuyordu, karanlıktan da ışıktan da. Karanlıkta gizlenebilirdi ama o da göremezdi. Aydınlıkta ise saklanamazdı.

"Benimle gelmek ister misin?"
"Ne?"
"Duydun işte. Madem eve gidemiyorsun bize gel. Benimde ailemin olmadığını biliyorsundur yani gelmene bir şey diyecek kimse yok. Olsalardı da bir şey demezlerdi... Neyse gel işte."
"Gerçekten mi dattebayo?"
"Evet usuratonkachi."
"Tamam....ama kimseye görünmeden gidelim."
"Tamam."

Daha birbirlerinin isimini bile bilmeyen iki çocuğun yüreklerinde birbirlerine olan güven vardı.

Birbirlerini sadece birkaç kez görmüşlerdi birkaç kez konuşmuşlardı birkaç kez göz göze gelmişlerdi , birbirleri hakkında sadece birkaç şey duymuşlardı. Neydi bu korkak çocuğun güveni. Aptalca değil miydi?

Sarışın elinden tuttuğu çocuğun peşinden yürümeyi bırakıp önüne geçti. Ona geyiklerden ve yavaşça yaklaştığında zarar vermeyeceğini söylediğin zaman korkup kaçmayacaklarından bahsediyordu. Bir süre sonra tavşanlarda bahsetmeye başladı ve onlar gibi zıplayarak yola devam etti.

Kuşların şarkısını duyunca birden durdu. Arkadasından yürüyen siyah saçlı çocuk önündeki çocuğun ani duruşu ile ona çarptı sonra biraz geri adım attı. Elleri hala birbirine kenetli duran ikiliden biri yanakları kızarmış kafasını çevirirken diğeri de kuşları gösteriyordu.

"Bak...dinle... çok güzeller dimi."
"Evet."
"Bende onlar gibi şarkı söylemek istiyorum."
"Söylemek istersen söylersin."
"Daha önce söylemeye çalıştığımda bana kızmışlardı. Galiba sesim güzel değil."
"Bence tatlı bir sesin var...yani şarkı söyleyebilirsin..."
"Güzel olmasa bile söylemek istiyorum.Artık onlardan korkmuyorum."

❤️

Merhabalar nasılsınız.

Ya ben bunu yazarken çok duygulanıyorum 🥺 hele ilerleyen bölümler...

Oy ve yorum atmayı unutmayın ✨

Oy ve yorum atmayı unutmayın ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KAN KIZILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin