Soğuk karanlık odada yalnız olsa belkide daha az korkardı. Ama onun karanlıkta bile parlayan çekik gözleri üzerindeydi, bakışları görmezden gelemezdi hareket ettiği an kendini savunmak için bir şeyler yapabilmesi gerekiyordu. Kendini savunmazsa onu savunacak sasukesi yoktu. Ve kendini savunmazsa minik bedeni daha fazla dayanamazdı,burda bu karanlık sessiz ve kötü kokan odada ölürse sasukesi çok üzülürdü o yüzden savunmalıydı.Nefes alış veriş sessinden başka hiç bir ses yoktu dakikalardır. Kaç dakika olmuştu da saate dönüşmüştü bir süre sonra takip edememişti minik sarışın. Oysa sasukesi ona öğretmişti saymayı, saatleri. Atmış dakikanın bir saat olduğu. Ama unutmuştu minik kaçıncı atmış dakikada olduğunu.
Haftalardır çektiği fiziksel acılar hemencecik iyileşiyordu miniğin. Buna çok şaşırıyordu , adam ise bundan zevk alıyordu. Kestiği kolun dakikalar içinde kanamayı bırakıp iyileşmeye başlamasını izlerken yüzünde kocaman bir gülümseme oluyordu. Daha fazla yara açıyordu , ne kadar sürede iyileştirdiği ,sınırını görmek istiyordu.
Kendini savunmaya çalışan minik sarışın yerine onu savunacak canavarı ortaya çıkarmak istiyordu ama inatçıydı. Sarışın onun varlığını kabul edip ondan yardım almıyor, onu dışarı salmıyordu.
Fiziksel acıyı, psikolojik acıyı, korkuyu, heyecanı denemişti üstünde ama canavar hala içindeydi.
Oturduğu rahat koltuktan kalktı ve duvar dibine sinmiş çocuğa doğru adımları.
Boş odada yankılanan ayak sesleri miniğin tüylerini dikleştirmişti. Her bir adımda gerilen derisi, soğuklaşan parmak uçları titriyordu.
Tıslama sesi ile olduğu yerden kalktı. Her hayvanı seven bu çocuk artık yılanlardan korkuyordu.
Zorla yaptığı saatler süren antrenmanlardan dolayı vücudu çok yorgundu. Düştüğünde parçalanan dizleri iylemişti ama o dizlerde ayakta duracak derman kalmamıştı.
Evet güçlenmek istiyordu ama bu şekilde antrenmanlar onun için çok fazlaydı. Yeterli beslenemeyen vücudu zayıflıyordu
Sonunda adım sesleri durmuştu. Tekradan odayı sadece nefes sesleri doldurdu.
"Ne zamana kadar içinde tutacaksın onu?"
Sinirden ve yorgunluktan titriyordu çocuk.
"İçimde canavar yok benim."
"Hadi ama tilkicik. Göster kendini."
"Aptal adam sana içimde tilki yok diyorum."
"Pekala.... bakalım sabah gözlerinin önünde sasukeyi öldürdüğümde de aynı şeyleri mi söyleyeceksin."
"Ne...ne saçmalıyorsun."
"Sasukeyi yakaladık, senin yüzünden de ölmek için sabahı bekliyor."
"Hayır yalan söylüyorsun."Çirkin kahkahası bir anda kesildi.
"Senin yüzünden ölücek."
"Hayır."
"Engel olamayacaksın bile. Daha kendini koruyamıyorsun."
"Hayır dedim sana."
"Direk boğazını mı kessem, yoksa yavaş yavaş mı alsam canını."
"Kes sesini."
"Hadi ama onu nasıl öldüreceğimizi planlayalım..... yılanlarım onu tutarken sana yaptığım gibi bütün vücuduna kesikler atarak başlayalım o beyaz teni kanla boyanmalı. Sonra siyah gözlerini mi söksek."
"SANA KES SESİNİ DEDİM."Etrafını saran kızıllık odayı aydınlatırken mavi gözleri kırmızıya dönmüştü. Kızıl ışık kulak ve tek kuyruk oluşturduğunda bir eli de karşısındaki adamın boynuna yapışmıştı.
Bir kaç saniye süren bu olay miniğin bayılması ile son buldu.
Acıyan boynu ile zevkle gülümsedi adam. Ortaya çıkan gücü kontrol etmekte zorlanan çocuğa bakıp tatmin olmuş bir şekilde gülümsemeye devam etti.
"Seni gördüğüme sevindim kurama."
❤️
Merhabalar nasılsınız.
Stoktaki bölümlerim bitti o yüzden üç kitaba da bölüm atmak biraz zor oluyor.
Mavi kelebeğe uzun zamandır bölüm atmamıştım unutmuşum. Bugün onada yeni bölüm attım kaçırmayın.
Oy ve yorumlarınızı unutmayın ✨