Kölelerin Yardım Çığlığı

41 3 0
                                    

4 gün geçmişti anna'nın odama gelmesi üzerinden. Dört gündür yemek getirmek dışında asla konuşmamıştı benimle.

  Tabi minorda dönmüştü çoktan. Onun dışında malfoyun bir kaç zihin oyunuyla daha mücadele etmem gerekmişti. Zaten başkada yapıcak birşeyim yoktu.

Aklım sürekli drage ve diğerlerine kayıyordu. Minor ortalığın karıştığını dragenin herkesi ayağa kaldırdığını söylemişti. Ama işte malfoy bir kaç gün önce sözde benim yazdığım mektubu göndererek onun yanında olduğumu söylemişti. Verdikleri tepkileri bilmiyordum. Minoru gönderip onları izlettirmek aklımdan çok geçmişti. Ama tepkilerini duymaktan ölesiye korkuyordum. 4 gündür ne lia ne de alex mektup da göndermemişti. Yani herşeyden uzak öylece oturmaktan başka bişey gelmiyordu elimden.

Esaretse evet esirdim. Belki daha öncede bundan çok daha kötü şartlarda ve daha uzun esir kalmıştım ama bu sefer canım daha fazla yanıyordu. Çünkü ilk seferinde kaybedecek yada özliycek kimsem yoktu. İkincisnde ise sevdiğim adam yanımdaydı ve ondan destek alıyordum. Şu an ise çok fazla kaybedecek şeyim vardı.
Ve benim birini kaybetmem tüm insanların herşeyini kaybetmesine neden olacaktı.

-aahhhg! Sinirle ayağamı yatağa geçirdim. Elimden hiç bişey gelmiyordu ya şu an. En çok o koyuyordu.
-minor bişey yapmam lazım. Dedim sıkıntıyla.
-beklemekten başka seceneyiniz yok ne yazık ki.

Sahi minor ne diyecekti ki. 2 gündir aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu zaten. "bekle... Bekle..."

Şu kapıyı açıp gitmek zormuydu? Hayır. Ama bunu yaparsam herşey boşa gitmiş olacaktı. Esareti kabul etmek mi? İşte benim yaptığım tam da buydu.

Ben sıkıntıyla odada dolanıp dururken kapı bir kaç kez tıklatıldı. Anna olmalıydı. O böyle çalardı kapıyı.

-gel. Dedim. Yatağa oturarak. Gerçektende içeri anna girdi.
-bişey mi var anna? Derin bir nefes aldı.
-aslında var.
-devam et lütfen.
-size kanıt veficeğime söz vermiştim. Ama bunu yapma cesaretini düşündüğümden zor buldum. Dedigözünden bir damla yaş düşerken. Sonra eteğinin kemerini çözerek yavaşca aşağı sıyırdı. Taytının lastiğini biraz aşağı kaydırdığında karnının altında tam kasıklarının ortasında boydan boya bir bucak yarası ortaya çıkmıştı. Düşündüğümden büyüktü yarası.

-bebeğimi kendi ellerimle çıkardım. Ve kendi ellerimle diktim o yarayı. Efendimin emriydi. Dedi gözleri yaşlı olsada alaylı bir ifadeyle. Tüm bu anlattıkları doğruysa eğer ne anna ne de diğer köleler hiçkolay şeyler yaşamamıştı belli ki.
-ben, ben üzgünüm. Dedim. Başka ne diyebilirdim ki zaten.

-efendim çoktan öğle uykusuna dalmıştır. Eğer gelmek isterseniz sizi kölelerle tanıştırmak isterim. Dedi. Sonra ekledi.
-yanlız uyarmam gerek. Ben yanınjzda olamdığımda onlarla konuşmayın. Yada bu olanları asla malfoya anlatmayın. Burda herkes ondan defret etsede, ruh mühürlemesi yüzünden onun emirlerine uymak zorundalar. Onu öldürmeye çalışırsa biri kendilerini istemsizce önüne atıcak kadar hemde.   O yüzden onaların yada benim yanımda asla malfoya karşı gelmeyin. Yani malfoy ve biz aynı ortamdayken.
Ama eğer aynı ortamda değilsek rahat olun. İsterseniz malfoya sövün. Kimse yadırgamaz. Zaten görüceksiniz. Köleler de onun ardından pek iyi konuşmaz. Dedi yarım bir tebessümle.

-o halde gidelim. Dedim anna üzerini düzeltirken.
-pekalla. Lütfen sessizce beni takip edin. Dedi.

Anna arkasına döndüğünde minor hızla göğüsümdeki yerini almıştı bile. Bende annaın açtığı kapıdan dışarı çıktım. Bir hafta sonra ilk kez çıkmıştım odadan. Taş basamakları kullanarak yaklaşık 4 kat aşağı indik. Sonunda o taş kule yerine kalenin tahtadan kısmına geçmiştik. Burası benim kaldığım kısma nazaran daha yuva gibiydi. Ortalarda pek kimse de yoktu.

kayıp Ruhlar 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin