Alexin Yüzleşmedi

54 7 2
                                    

 

Her şey o günün ertesinde başlamıştı. Dragenin kendi hakkında eksik bildikleri ve  çok şükür gizemli düşmanımız hakkında öğrendiklerimizden sonra ki gün sabah fazla sıradan başlamıştı herşey. Nedense kimse bir gün önceki olaylardan bahsetmiyor sıradan bir gündeymişiz gibi davranıyorlardı.

    Aslında çok güzel ve neşeli olmasına rahmen sıradanlığından dolayı fazla garip bir kahvaltı sonrası alex dışında herkes herşey başlamadan önce  sıradan ve güzel bir gün yaşamak istediğinden lia ve mia onları sıradan bir şehir turuna çıkarmayı teklif etmişti. Diğerleri bu teklifi kabul etmiş ama alex etmemişti.

  Alexle konuşmak istrdiklerim olduğundan bende evde kalmak istedim. Drage her ne kadar yanımda kalmak istese de binbir zorlukla onu da gönderdiğimde evde bir Alex bir ben kalmıştım. Balkonda dalgın dalgın dışarıyı izliyordu alex.
İki filtre kahve yaparak yanına gittim. Elimdeki fincanlardan birini ona uzatıp onun gibi balkonun demirliklerine yaslanarak fışarıyı izlemeye başladım.

Dakikalarca sessiz kaldıktan sonra o bozdu sessizliği.
-neden diğerleriyle gitmedin?
-neden gerçekleri öğrendiğinde bu kadar tepkisiz kaldın ve malfoy u bu kadar cabuk reddettin? Sorusuna cevap vermeden ve lafı dolandırmadan ona dönerek sorduğum soru karşısında donup kaldı. Ama onun cevap vermesine fırsat vermeden ben devam ettim sorularıma.
-aklım çok karışık biliyomusun alex? Diğerlerine göre sen kararsız bir öyle bir böylesin. Bana göreyse sen bişeyleri bizden çok biliyosun ama sessiz kalıp herşeyi bizimle öğreniyomuş gibi yapıyorsun. Söylesene alex öyle mi?
   Alex cevap vermeyip bir heykel gibi beni izlemeye devam ederken aklımdaki soruların doğruluğuna inanmaya başlıyordum.
-öyle tabi. Dedim kahvemden bir yudum alırken. Sonra devam ettim.
-neden peki? İşte bunu hiç anlamaıyorum. Kötü biri değilsin. Bizi tuzağada çekmiyosun. Bizi tuzaktanda uzaklaştırmıyosun. Herşeyi biliyosun belki en başta anlatsan herşeyi bunca kayba gerek kalmadan geçiçedi herşey. Hatta bu son olaylarda bile belki önlem alma şansımız olucakdı. Kimsin sen alex? Bunca şeyi nerden biliyosun? Kimsin alex? Anlat artık susma! Dedim zorla yutkunarak.
-yüzleştin dimi. Kabul et sen kim olduğunu unutmaya başlamıştın. Ama o yüzleşmede hatırladın. Dimi? Dedim sesim kısık ve yalvarırcasına çıkarken.

  Bir kaç saniye karşımda tepkisiz heykel gibi duran alex bir kaç saniye sonra kendini fazlasıyla zorlayarak konuşmaya başladı.
-evet. Herşeyi değil ama bir çok şeyi biliyordum. Ama bildiklerim göreceliydi cemre. Bildiklerim iki yolu olan şeylerdi. Ve ben iki yol ayrımına gelindiğinde karışmıyacağıma yemin ettim. Çünkü kadere müdahale edemezsin. Etmeye çalışırsan kader olucakları daha sonra ama daha açılı gerçekleştirir. Dedi gözünden bir damla yaş akarken.
-anlat. Lütfen. Dedim bir elimle balkonun demirliklerinden sımsıkı tutunarak.

-drageyle benim aramda 3 yaş var. Biliyosun.
  Onaylarcasına başımı salladım.
-bu hatıra bölük pörçük çünkü 3 yaşında bir çoçuğun anıları ne kadar açık olur ki? O gün yani büyücü drage ve malfoyu değiştirirken o odada yanlız onlar yoktu cemre. Ben de o odadaydım. Onlar odaya girmeden önce annemle saklanbaç oynuyoduk ve ben dolabın içine saklanmıştım. Annem bunu hatırlamıyor. Çünkü o gün benim orda ki varlığımı dail unuttu. Büyücünün yaptıklarını gözümü kırpmadan izledim ben. O ışıkları çığlıkları iniltileri dinledim.
Kimseye anlatmadım sonra olanları. Anlatamadım. Gerçe olanların o an farkında bile değildim ki. Oyun sanıyordum herşeyi. O gün büyücü odadan çıkmadan önce beni gördü. Gözgöze geldik biz. Ama bişey yapmadı. Bana öykece bakıp çıktı odadan. Ben bu olanları neredeyse unutmuştum ki 5 yıl sonra yani 8 yaşımdayken bir gün büyücü çıktı karşıma. Kuçağında kızları vardı. Beni aldı ve sarayın arkasına kimsenin görmeyeçeği kuytuya çekti. Korkmuştum. Ama nedensizce bana zarar vermiyeceğini hissediyordum. Elimi tutup lianın minik avcuna bıraktı. Lia'nın ilk görüsüne  böylece bende şahit oldum. Seni gösterdi bana. Olanları olucakları gösterdi. O küçüçük haliyle bile güçlerini kontrol edemezken bile o kadar güçlüydü kü lia bana tüm bu olanları gösterdi. Malfoyuda. Küçüktüm. Hata yaptım ve dedim ki drage öz kardeşimi bizden çalmış. Daha büyücünün açıklama yapmasına fırsat vermeden yanlarından sıyrıldım ve saraya koştum dragenin odasına. Bakıcı odada yoktu drage yanlızdı. Ben hınç doluydum. Gözüm döndü. Yastığı alıp dragenin yüzüne bastırmak istedim. O giderse malfoy gelir sandım. Ama ben o yastığı indiremeden büyücü kızlarıyla birlikte daldı odaya. Beni son anda yakaladı. Kollarımdan tutup zorla yere oturttu. "Kardeşini getirtmek mi istiyorsun?" dedi. "O hakde kardeşin burda olsada olmasada her sekilde ve her boyutta her zamanda ve her görecede onun yaptıklarına da boyun eğmiş olursun."
Deli gibi ağlıyordum. İki kızını iki yanıma oturttu. Mia ve lia el ele tutuştu ve bir anda herşey değişti. Bana malfoyun yaptıklarını gösterdiler. Bana seni ve herşeyi gösterdiler. Ben 2 yıl büyücüden eğitim aldım. İki yıl görülerle büyüdüm. Ama 2 yıl sonra büyücü kızlarını da alıp yok oldu. Ve ben büyücüye verdiğim yemini tuttum. Her daim dragenin arkasında oldum. Olaçağını bildiğim şeyleri korudum ama karışmadım. Sen büyücülükle suçlanıp  babamın zindanına atıldığında diğerlerine sana bir şans vermemiz için ikna eden bendim. Çünkü seni tanıyodum. Diğerlerini ikna ettim ama senle ilgili kararları için asla karışmadım. Cemre ben hep sustum. Sana sen gitmeden önce yani savaştan haftalar öncesinde neden soğuk davrandım sanıyosun. Çünkü gidiceğini biliyordum. Ve iki göreceye göre geri dönmeme iğtimalin de vardı. Ve ben çok korktum anlıyonusun. Korktum. Çünkü sen benim kardeşim olmuştun. Sonra sen gittin. Mia ve lai tekrar ortaya çıktı. Ben miadan hoşlandığım için değil belki onların görülerinden tekrar faydalanabilirim diye yakın olmak istedim onlara. Ben melodiye ihanet etmedim. Dedi tek nefeste. Sonra devam etti.
-ben kötü biri değilim cemre. Yanlızca 8 yaşında ki bir çocuğun omuzlarına yüklenen onca ağırlığın acısını hep çektim. Sen ölüşünü gördüğün sevdiklerinin yüzüne bakarak ölme ihtimallerine  gitmelerini  engelleyememek ne demek biliyomusun. Ben bunu hep yaşadım. 2 yıl gördüğüm yüzlerce görü beni bunlara hep itti. Ben aptal yada hain değilim. Ben yanlız sizi kaybetmekten korkuyorum. Çünkü görülerde daha önce kaybettim. Ve haklısın ben savaş bittikten sonra sen gittiğinde yani. Herşey sonlandı sandım. Sonlanmadığını bile bile belki umuduna sarılarak yok sayfım herşeyi. Siz karşımıza geçip bilmediğimiz düşman dediğinizde dahil o malfoy değildir. Bize zarar veremez diye kendimi kandırdım. Bu yüzdendi size verdiğim o tepki. Ama yüzleşme bana o unutmak istediğim görüleri tekrar hatırlattı. Birkez daha sizi kaybettim. Dedi gözünden akan bir damlayı elinin tersiyle silerken.

Bense öylece donmuştum sanki. Gözlerimden yaşlar istemsizce akarken tek çıt çıkmıyordu dudaklarımdan. Bu kadarını beklemiyordum hiç. 8 yaşında bir çoçuğun omuzlarına bunca yükü neden yıkmıştı ki büyücü. Sırf drageyi korusun diye kendide çocuk olan birine büyük bir adamın dail kaldırmakta zorlandığı yükleri nasıl yıkmıştı? Peki alex her gece rüyalarında bizi tekrar tekrar kaybederken her an olucak olanların ihtimallerini bilirken nasıl dayanmıştı? Nasıl?  Aklım almıyordu.

Burnumu sertce çekerek elimdeki çoktan soğuyan kahve  bardağını masaya bıraktım.

-özür dilerim. Dedim sesim titrerken.
-neden?
-sana bunları tekrar hatırlattım. Bilmeden onca zaman sana kızdım kızdık. Dedim zorla yutkunarak.
-kimse bilemez bir başkasının omuzladığı yükleri.
-haklısın. Ama alex ne görmüş olabilirsin ki kardeşinden bunca soğumanı sağlıycak. Ne oldu alex? malfoy ne yaptı? Malfay tek başına olasılığında yada ait olduğu yerde ve benimle olma olasılığında nasıl bir yıkım getirdi? Dedim.

Alex bir yanıt vermeyerek gözlerini kaçırırken hiç beklemediğim bir ses konuştu.  Lia,
-bu konuyu anlatmak imkansız. Çünkü kelimelere dökülmez ama görebilirsin. Dedi.

   Alex ve lia olucakların hepsini bilmiyolardı belki. Ama ikiside olma olasılığı olan şeylerin çift taraflı yıkımlarını çok iyi biliyolardı. İkiside gözleri içinden görülen ve çıkmak için yalvaran çocuğa rahmen yaşlarına göre oldukça olgun iki gençti. Onlara bunu hiç bir zaman bilmemeleri gereken geleçek yapmıştı.

-bunu yapabilirmisin?
-2 yıl alexe görü gösterdim. Dedi lia kendinden emin bir şekilde.
-peki yapalım şunu.
-cemre bu düşündüğünden çok acı kaldıramazsın. Dedi alex endişeyle.
-ama sen daha 8 yaşındayken kaldırdın. Ve lia o da daha 5 yaşındaydı. Dedim kendimden emin bir sesle.
-bana olasılıkları gösterin. Diye devam ettim.
-peki ama bende görüye giricem. Dedi alex kolumdan tutup içeri sürüklerken.
-hayır. Dedim ama alex fazla kararlıydı.
-orda yaşayacağın herşeyi defalarca yaşadım. Yanında olmak istiyorum. Dedi.

Sonunda üçümüzde salonun ortasında yuvarlak yaparak oturduğumuzda el ele tutuştuk ve lia'nın tekrar o bilmediğim dilde bişeyler söylemesini dinledik. Ta ki...

kayıp Ruhlar 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin