31.Bölüm

6.9K 618 247
                                    

*satır arası yorumları unutmayalım canımlar

''Ve çok geçten daha kötüsü yoktur hayatta...''      Sabahattin Ali 🖋️

Yazar Ağzından ✍️


Ziyadesiyle sıcak bir Adana akşamüstüsüydü. Genç adam giydiği takım elbisenin içinde daha şimdiden bunalmışken bütün akşam ne yapacağını kara kara düşünüyordu. Ama yapacak birşey yoktu. Kan kardeş hatırı için gerekirse kırk beş derece sıcakta kaban giyerdi. Nitekim bu akşam olacak kına gecesi ve yarınki düğünde çift olarak gelin ve damadın sadıçlık görevini üstlenmişlerdi. Gerçi güzel karısı bu durumdan pek memnun sayılmazdı Fakat o ve ponçik kalbi Süleyman'ın boyun bükmesine dayanamamış, keyfinin yerinde olduğu bir ana denk gelince tamam be yengesinin gülü diyivermişti. Genç adam mutluluktan uçmuştu tabii! Alparslan da en az onun kadar mutlu olmuştu. Gökçe ona verdiği şansı her yönüyle hissettiriyordu. Yanında Adana'ya gelmesi, sadıçlık yapmayı kabul etmesi, ağaç ev ve hamamda yaşadıkları... Zifiri gözler yerdeki mermer desenlerinde mütebessim bir çehreyle dolaşırken kulağına dolan topuklu ayakkabı sesiyle başını usulca ardındaki merdivene çevirmişti. Görüş açısına evvel kırmızı tül bir kıyafetin etekleri, ardından gösterişli altınların ışıltıları ve karısının her zaman üzerinde olan, fakat ara sıra böyle zirveye ulaşan güzelliği girmişti. Bir dakika , bir dakika ! Altın mı ışıltısı? Altın ne arar la İstanbul sosyetesinde? Alparslan'ın gözleri genç kadının güzelliğinden zorlukla ayrılırken gülüşünü bastırdığı dudaklarıyla boynunu ve kollarını dolduran altınlara bakmıştı. Belindeki kemerden bahis açmıyordu bile ! Yüzünde şapşal bir sırıtış oluşurken ellerini ceplerinden çıkarıp son basamağa ulaşan kıza doğru bir adım atmıştı.

-Pardon bacım. Benim üst katta seni andıran bir karım olacaktı da. Acaba gördün mü onu ?'

Kocasının dediğiyle kehribar rengi gözlerini öfkeyle kısıp ona öldürecekmiş gibi bakışlar atmıştı Gökçe. Bir eli boynuna üç ayrı yerden fıtık başlangıcı yapan bebek önlüğünden hallice altın gerdanlığı devamlı kıpırdatıyor, diğer eli ise neredeyse dirseklerine dek ulaşan bilezikleri düzeltiyordu. Her kıpırdadığında yükselen şıngırtı ise neredeyse kendi sesini duymasını engelleyecekti. O bu hallere düşecek insan mıydı? Gösterişli bir küpe kullandığında yanlışlıkla boynuna bir kolye takar diye ödü kopardı ! İki ağabeyinin düğünü geçmiş, ikisine de bileğine ince su yolu bir pırlanta bileklik takarak gitmişti. Fakat şimdi üzerindeki altınları ağırlığı kendi kilosunun yarısına eşitti! Ah İskender Bey ! Sırf hatırı kırılmasın diye düşmüştü bu hallere. Ve biraz daha konuşmaya devam ederse kocasını altın kemeriyle boğmak suretiyle öldürecekti. Elini büyük bir şangırtı ile havaya kaldırarak işaret parmağını tehditkar bir vaziyette sallamıştı.

-Tek kelime daha etme ve bu akşamı cinnet geçirmeden atlatırsam gidip üç tane kurban kes Alparslan.'

Genç adam şımarık kıkırtılar ile karısına doğru sokulup kaldırdığı elini tutarak tehditle salladığı parmağına bir buse bırakmıştı. Yahu bir kadına herşey yakışabilir miydi ? Yakışıyordu işte ! Ellerini altın kemerine dokunmamaya özen göstererek beline değdirip kıyafetin açıkta bıraktığı köprücük kemiğine doğru eğilmişti. Uzun bir buse de köprücük kemiğine kondurmuştu. Başını kaldırıp arzu dolu gözlerle bakmıştı sevdiği kadına.

-Varlığının şükrüne adak adasam dünyada kurbanlık hayvan kalmaz be ahu gözlüm. Ayrıca çok yakışmış. Buraların gelini olduğun belli olmuş.'

Kocasının yumuş yumuş konuşması ve çaldığı öpücükler genç kadını bir nebze olsun sakinleştirmişti. Az evvel gerginlikle kasılan her bir kasının aslan ağzına girmiş gibi pelteleştiğini hissediyordu. Yüzündeki mağrur ifadesi asla yumuşamazken kehribar gözlerini kaldırıp takım elbisesinin içinde fazlasıyla karizmatik görünen kocasına bakmıştı. Küçük bir yutkunma geçmişti boğazından. Bu adam her zaman böyle yakışıklı olmak zorunda mıydı? İstanbul'da esmerliği ve karizmasıyla dikkat çekiyordu tamam da, Adana onun gibi esmer genç kaynarken neden bu kadar dikkat çekiyordu? Gökçe'nin tek kaşı istemsizce kıpırdamıştı. Bunu yaptıkları şehir gezilerinde dönüp dönüp ona bakan genç kızlardan da anlamıştı.

MURASSA 🌿Muâşaka Serisi🌿 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin