*satır arası yorumları unutmayalım canımlar
''Ölüm hayattaki en büyük kayıp değildir. En büyük kayıp biz yaşarken içimizde ölendir.'' Norman Cousins 🖋️
Üzerimden kamyon , yok yok tır geçmiş gibi bir gecenin ardından yorgun ama bir o kadar da gergin adımlarla yürüyordum onun arkasından. Misafirlerin hepsi uğurlanmış, yalı ahalisi dinlenmek üzere odalarına dağılmıştı. Bizde patlayacak iki bomba misali çıkıyorduk merdivenlerden. Sandığımın aksine güzel geçmişti yemek. İskender Bey babam ve diğer dünürleri ile muhabbetler etmiş, Osman'ı sevmiş, bana kızım diye hitap etmişti. Halden anlayan insanlar olunca kimse de eşiniz nerede diye sormamıştı ona. Hatta babam bir ara Alparslan'ın hocasından emanet alıp buralara getirdiği işlerinden bahsetmiş, İskender Bey gururla dinlemişti. Evladının gerçek bir aile ortamında olması onu mutlu etmişti. Sık sık babama hal diliyle teşekkür ederken yakalamıştım onu.Bir de devamlı babasında gezen gergin ve bir o kadar da şaşkın zifiri bakışları . Baba ve oğulun hayatlarında ilk kez böyle samimi bir yemeğe katıldıklarını bilmek içimi sızlatıyordu. Nihayet odaya gelmiştik. Alparslan sert sayılacak bir hareketle kapıyı açıp içeri doğru hırslı birkaç adım atmıştı. Az sonra patlayacağını bildiğimden kapıyı hızlıca örtüp yanına doğru adımlamıştım. Tahmin ettiğim gibi çatık kaşlarla çevrelenen gece gözler bana öfkeyle çevrilmişti .
-Bunu nasıl yaparsın ? Ben senin için herşeyi göze alırken sen ne yapıyorsun Gökçe ?'
Kulaklarıma dolan sinir dolu , ancak hala kendini kontrol etmeye çabalayan sese kızamamıştım. Kızamamıştım çünkü bu işe girişirken yaşayacaklarımın farkındaydım. Babamı bu işe karıştırmak ise suçumu bölüşmek gibi birşey olmuştu. Ellerim birbirinden güç dilenir gibi sarınırken dudaklarımı kemirerek yüzüne bakmıştım. En kaliteli zeytinyağı halimi kullanıp üstün çıkmalıydım . Lakin öyle kızgın ve kırgın görünüyordu ki kıyamamıştım. Hafifçe yutkundum.
-Ben sadece...' Ellerini başına dayayarak kesmişti lafımı. Sanırım bu bana ilk öfkelenişiydi. Fakat haklıydı da . Daha bu sabah babasından uzak durmak istediğinin altını önemle çizmişken ben asla reddemeyeceği bir ortamda bir araya getirmiştim onları . Pişman değildim. Bir daha olsa bir daha yapardım. Zifiriler acı dolu bir halde tutunmuştu kehribarlarıma.
-Anlıyorum hala yaralısın. Ama intikamını benim yaralarımı kanatarak alamazsın.'dedi sesi sona doğru fısıltı haline dönüşürken. Yüzümdeki mahcubiyet dolu ifade bir anda dağıldı. İntikam mı ? Bunu onun canını acıtmak istediğim için mi yaptığımı sanıyordu ? Ben böyle kötü bir insan mıydım ? Kucağımda hüngür hüngür ağlamıştı benim ! Bu sol yanımda taşıdığımda kalpti! Ona ne kadar kızsam da bunu ona karşı kullanmazdım ! Tek elim çirkef bir tavırla belime yaslanmıştı.
-Bir dakika ya ! Ne intikamı ? Ben size sadece iyilik etmek istedim. Baba oğul bir şansınız olsun istedim.'dedim asıl derdimi kelimelere dökerek. Başını iki yana sallayarak odanın içinde dolanmaya başlamıştı. Mevzu bahis babası olduğunda kendini öyle bir kapatıyordu ki ben bile açmayı asla başaramıyordum . Parmakları şakaklarına rahatlamak ister gibi baskı uygulamıştı. İçinde patlamak üzere olan bir öfke topu varmış da bastırıyormuş gibiydi. Dönüp irice açtığı gözleriyle bakmıştı bana.
-Yok!'dedi bugüne kadar gördüğüm en sert haliyle. Eli gömleğinin yakasını illallah eder gibi çekiştirmişti. 'Benim İskender Saruhan'a verecek bir şansım yok !' Tane tane heceleyişi üste çıkmama engel oluyordu. Sakin kalmalıydım. En azından ben sakin kalmalıydım. Yoksa Çalaphan yalısını patlatmamız an meselesiydi. Dudaklarımı birbirine bastırıp onaylamaz bakışlar atmıştım yüzüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MURASSA 🌿Muâşaka Serisi🌿 (TAMAMLANDI)
Romantizm🌺 ~ " Muâşaka Serisi " ~ 🌿 -Çünkü ben senelerdir başımı yastığa koyduğumda, benden çalınan hayatımın acısını masal ederek daldım zehir zemberek rüyalarıma. Artık sıra onda.. Her gece üzerinde onun için giydiğin bu gelinlik ile başkasına yar oluşun...