Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Kim o?"
Seungmin, yanında yürüyen Chan'ın sessizliğini bozması ile kafasını ona çevirdi. "Kim, kim?"
"Hoşlandığın kim?"
Seungmin yürümeyi kestiğinde Chan da durarak sorusunun cevabı için gözlerini Seungmin'e dikti.
Haftasonu olduğundan momo ve heechul dışarı çıkıp dolaşmayı teklif ettiklerinden sahilde bir yürüyüşe çıkmışlardı. Onlar önden yürürken arkasında gelen gençler durmuş öylece birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.
"Cevap vermeyecek misin? Kim o?"
"Kim olduğunu söylemeyeceğim"
Chan sinirlenmişti. "Sen kimseden hoşlanmazsın Seungmin. Nereden çıktı şimdi bu hoşlanma işi?"
"Ben kalpsiz miyim Chan? Ben birilerinden hoşlanamaz mıyım? Ben aşık olamaz mıyım?"
"Seungmin, sen hiç bu işlere girmedin ki. Ne ara birinden hoşlandın?"
Seungmin gözlerini kaçırdı. "Sadece hoşlantı değil. Ona aşığım... Uzun zamandır"
Chan'ın kaşları kalktı. "Bir de uzun zamandır mı? Ben niye fark etmedim?"
Seungmin 'hah'ladı. "Sen hiç fark etmedin ki"
"Ne?"
"Yok bir şey chan"
Chan bu konuyu böyle kapatmak istemedi. Gitmek için adım atan Seungmin'in önüne geçerek öylece gitmesine engel oldu.
"Nasıl biri? Ne zaman aşık oldun ona?"
Seungmin, Chan'ın gözlerininin içine baktı. "Ona ilk yumruğumu attığım gün"
"Ne? Bu nasıl bir aşık olma yolu amına koyayım"
Seungmin omuz silki. Chan meraklarını gidermek için sorusunu yeniledi. "Peki nasıl biri?"
"Aptal. Kendini beğenmiş. Sürekli karı kızla ilgilenen şerefsizin teki."
Chan kaşlarını çattı. "Oğlum buna aşık olunur mu? Salak mısın sen? Olma ona aşık. Belli ki salağın teki"
Seungmin kahkaha attı. Bu kahkahanın içinde bir miktarda üzüntü vardı tabii. "Öyle... Ama kalbim beni dinlemiyor işte. Ne kadar kalbimi kırsa da onu sevmekten vazgeçmiyor"
Chan ellerini beline koydu. "Adını söyle bana gidip döveyim onu."
Seungmin tekrar güldü. "İnan yapamazsın"
"Nasıl yapamaz mışım? Oğlum sen benim kim olduğumu unuttun galiba"
Seungmin kafasını iki yana salladı. "Unutmadım. Sen Aptal'ın, kendini beğenmişin tekisin." hala Chan'ın gözlerine bakarak bir şeyler anlamasını ister gibiydi fakat chan salaktı.
"Ya! Seungmin!"
Chan, Seungmin'in üzerine atlayıp kafasını kolunun altına alıp sıkarken Seungmin kurtulmak için Chan'a vuruyordu.
Chan sonunda Seungmin'i serbest bıraktığında Seungmin kaşlarını çatarak ona bakıyordu. Chan hala içini kemiren şeyler ile yutkundu.
"Seungmin"
"Ne var?"
"O, senin onu sevdiğini biliyor mu?"
Seungmin iç çekti. "Hayır"
Chan bu durumla rahatlayarak bir nefes verdi. "Çok güzel." Seungminin bakışları ile boğazını temizledi. "Yani, aslında bilmesin ya. Ondan şey ettim ben. Hani salağın teki ya.. Ondan"
Seungmin güldü. "Bilmeyecek zaten. Beni sevmiyor. Bilse de seveceğini sanmıyorum. Bir ihtimal sevse bile öğrendiklerinden sonra hala beni sever mi emin değilim"
Chan kaşlarını çatarak iki adım uzağında ki bedenin kolundan tutarak banka oturttu. "Neyi öğrendikten sonra? Ne gizlin var? Ben senin her şeyini biliyorum. Bilmediğim bir şey mi var?"
İşte Seungminin gözünün önüne gelen iğrenç anıları ile gözleri dolmuştu. Eli istemsizce boynuna giderek sertçe kaşıyor ve sanki temizlemeye çalışıyor gibiydi. Bu yaptığı boynunu tahriş ederken chan hızlıca onun elini kendi elleri arasına alarak boynuna zarar vermesini engelledi.
"Kaçma Seungmin. Daha fazla kaçma benden. Ne oldu anlat lütfen"
Seungmin ağlayarak kafasını sağa sola salladı. "Anlatamam."
"Neden?"
"Eve gidelim chan. Lütfen eve gidelim. Yıkanmam lazım. Temizlenmek istiyorum"
Chan, Seungminin ellerini sıkıca tutarak ağlayan düşmanını(!) sakinleştirmeye çalışıyordu "Seungmin sen zaten temizsin niye temizle-"
"Değilim!"
Seungmin'in ani çıkışı chan'ı susturdu. "Değilim chan. Ben temiz değilim. O adamın dudakları vücudumda gezdi. Ben hiç temiz değilim"
Chan'ın gözleri açılırken duyduğunun gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. "Ne?"
Seungmin yaşlı gözleri ile baktı Chan'a. "Ben iğrenç bir durumdayım. Pislik içindeyim. Onun dudakları vücudumda dolaştı chan, ben hiçbir şey yapamadım."
Şaşmış kalmış Chan'ın tişörtünden tutundu. "Lütfen eve gidelim chan. Temizlenmek istiyorum. Derimi parçalayana kadar, onun pis izlerini vücudumdan atana kadar temizlenmek istiyorum"
