2. Bölüm - "umut hep var mı"

143 63 74
                                    

Merhaba!







Keyifli okumalar..





                               🌼




Doktorun sesi kulaklarımda yankılandı, neden mümkün değil dedi ki? Kızım iyi miydi?

Kalkmaya çalıştığımda Okan kolumu tuttu "şimdi değil Dilhun, lütfen ısrar etme" dedi.
"Ne diyorsun sen Okan?! Israr etmeyeyim öyle mi? Benim karnımda büyüdü kızım, ben dünyaya getirdim ama görmek için, durumu hakkında bilgi almak için ısrar etmeyeyim öyle mi?!" diye çıkıştım yüksek sesle.

Doktor hâlâ olduğu yerde, ikilemde kalmış gibi gözüküyordu. Derin bir nefes aldı "Pekâlâ, maalesef sizi şu an bebeğin yanına gönderemem" dedi birden.

"Neden?" diye sordum anında. Canım acıyordu ama bu fiziksel bir acı değildi "bebeğiniz yeni doğan yoğun bakım ünitesinde, tedavi altına almak zorunda kaldık"

Söylediği her söz biraz daha batıyordu kalbime, anne olmak böyle miydi?

Tekrar derin nefes aldı ve devam etti "çok stres altında kalmışsınız Dilhun hanım, erken doğum sebebiniz bu. Doğum esnasında 'Kardiyak arrest' gelişti ve size müdahale etmek zorunda kaldık"

Nefes alamıyordum, ne anlatmak istediğini bilmiyordum. "Doktor bey lütfen" dedi Okan, hâlâ ona bakmamıştım.

"Bebeğim yaşıyor mu doktor! Kızım iyi mi?!" Diye tekrar çıkıştım, bu ihtimal canımı daha çok yakmıştı.
"Oksijen desteği kesildiği için kalbi durdu, tedavi edildi fakat şu an yoğun bakımda"

O an dünya durdu. Hareket eden herşey durdu. Tüm bedenim uyuştu ve ben nefes alamadım. Çıkmak istedim, bu odadan bu hastahane'den bebeğimi alıp, çıkıp gitmek istedim. Kalkmaya çalıştım ama kalkamadım bacaklarım hareket etmiyordu, anestezinin etkisi olmalıydı.

Yanımıza hangi ara geldiğini bilmediğim hemşire sağ koluma iğne yapıyordu. Gözlerindeki acıma duygusunu hissettim, bana acıyor muydu?

Gördüğüm son yüz Okan'a aitti. Derin bir hüzün vardı gözlerinde, normal şartlarda ona sarılıp teselli bulmam gerekirdi ama o bana bir yabancı gibiydi.

Gözlerim kapanırken bir bebeğin ağlama sesini işittim, zihnimde kurduğum bir sesti belki de bilmiyorum ama o ses bana Umut verdi. Herşeyin düzeleceğine dair bir umut.




***

Yedi ay önce...


Her hastahane çıkışı olduğu gibi yine saatlerdir parkta oyun oynayan çocukları izliyordum. Birkaç tanesi kaydıraktan kayarken bir kaç tanesi de birbirini kovalıyordu. Salıncağın etrafında sıra oluşturan çocuklar birbirleriyle yarışıyordu.

Elimi karnıma götürdüğümde daha çok canım yandı, neden bir bebeğim olmuyordu ki benim? Ben hiç mi anne olmayacaktım?

Kan verdiğim kolumda hafif bir sızı vardı ama kalbim daha çok acıyordu. Telefonumun çaldığını işittim. Okan arıyordu, açmadım. Telefonu kapatıp çantama koydum.

Oturduğum yerden kalktığımda akşam olmak üzeriydi, parktaki çocukların sayısı azalmış pek çoğu gitmişti. Arabama doğru yürüdüm, eve gitmek istemiyordum.

Yol boyunca acım daha çok büyüdü. Evin önüne geldiğimde onun arabasını göremedim, evde değildi. Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım, ışıkları açmadan koltuğa yöneldim.

SARIL KENDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin