Merhaba!
Keyifli okumalar...
🌼
Saat gece iki olmuştu, yanımdaki camdan akıp giden yolu izliyordum. Aklımda yaşadıklarım ve yaşayacaklarım vardı, umarım hayat bana da artık adaletli davranırdı.
Akıp giden yolu seyretmeye devam ederken omzumda bir baskı hissettim gözlerim kocaman açıldı, başımı diğer tarafa çevirdiğimde gördüğüm manzarayla kaşlarımı çattım, yanımda oturan adamın başı omzuma düşmüştü!
Boşta kalan elimle başını pekte hafif sayılmayacak şekilde ittim, ama keşke başka yol deneseydim. Adam uykulu olduğu için kafasını ittiğimde az kalsın koridora düşüyordu!
Anında yalpalayan adamın eli kolumu tuttu ve düşmekten son anda kurtuldu. "Lan!" dedi önce, sonra da "Böyle olmadı, bir dahaki sefere pencereden fırlat!?" diye çıkıştı, kendini toparlamaya çalışarak.
Bi anda kafasını bana çevirdi,
Yeşil gözleri kahverengi gözlerimi buldu. "Deli misin kızım! Ölüyordum az daha, uyuyan insan koridora itilir mi?!" dedi.Kaşlarım havalandı "Başınıza sahip çıkın o zaman, omzuma yaslanmıştınız!" dedim sert bir sesle.
Otobüs dinlenme tesislerine giriş yapmıştı. "Omzuna başı düşen herkesi öldürüyor musun sen?" diye sordu bu kez. Otobüs durduğunda yolcular inmek için ayaklanmıştı, bazıları bizi izliyordu.
"Lütfen kalkar mısın?" dedim siz ekini atarak.
"Ne!?" dedi yüksek ve şaşkın çıkan sesiyle.
"Koltuktan diyorum, kalkar mısın ineceğim!" dedim.
"Haa şey, şeyden bahsediyordun anladım yani anlamıştım-" lafını kestim.
"Yeter! Çık şu koltuktan, ineceğim!" dedim öfkeli çıkan sesimle.Genç adam aniden koltuktan kalktı ve arka taraftaki kapıya doğru yürümeye başladı. Ben de arkasından kalktığımda kendi kendine söyleniyordu "çatlak!" dedi.
Bana dedi, bana çatlak dedi!
Kendi kendimi sakinleştirip otobüsten indim, temiz hava yüzüme çarpınca kendimi daha iyi hissetmiştim.Bacaklarımın açılması için otobüsün etrafında dolaşmak istedim fakat aynı adamın sesini işittim."Ya baba! Arabam bozuldu arabam! Ne kaçması baba! En erken uçak sabah beşte kalkıyor, bu yüzden otobüsle geliyorum!" bir süre karşısındaki kişiyi dinledi, öyle yüksek sesle konuşuyordu ki özellikle dinlemeye gerek yoktu, benimle birlikte pek çok kişi konuşmasını duyuyordu. "Kocaya kaçtım baba! Hatta iki de çocuk yaptım elini öpmeye getireceğim" dedi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Tekrar otobüse bindiğimde sadece birkaç kişi yerlerinde oturuyordu. Yerime oturup başımı cama çevirdiğimde genç adam az önceki yerinde değildi. Bir süre sonra yolcular otobüse dönmeye başlamıştı, ben tekrar başımı cama çevirdiğimde yanımda bir hareketlenme oldu.
Aniden başımı çevirdiğimde yeşil gözleri doğrudan bana bakıyordu, fakat başka bir yere bakıyormuş gibi gözünü çevirdi ama yakalamıştım, beni izliyordu.
Aklıma az önceki telefon konuşması geldiğinde güldüm ve önüme döndüm. Otobüs yeniden hareket ettiğinde Bir daha ona bakmamıştım.
Yol akıp giderken gözlerim kapanıyordu, kendimi toparlamaya çalışıyordum ama çok zordu. Git gide kapanan gözlerime engel olamadım ve başımı arkaya yasladım.
Başımın aniden itilmesi ile diğer tarafa savruldum, kafamı cama çarptığımda canım acıdı. Öfkeyle gözlerimi açtığımda bana alayla bakan bir çift yeşil gözle karşılaştım. "Sen, deli misin!?" dedim sinirle. "Ne diye itiyorsun beni!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIL KENDİNE
General Fiction"Gün doğumunda buluşalım kaderim, yeni bir günde tertemiz hikaye yazalım kendimize... Güneşin ilk ışıkları iyileştirsin bizi, beraber kalkalım düştüğümüz yerden..." "Gözlerime bak Dilhun" dedi, yalvarır gibi... "Bak, ne görüyorsun?" Bir adım uzaklaş...