18. Bölüm "sürpriz"

37 16 5
                                    

Merhaba! 


Keyifli okumalar... 



🌼



İçeriden gelen sesler uyanmama sebep oldu ve sanırım yine Sevda, Esra'ya söyleniyordu. Yavaşça yatağımda doğrulup güneşin aydınlattığı duvarda asılı duran saate baktım, saat dokuz olmak üzereydi.

Merakla yatağımdan çıktım ve kapıya yöneldim, kapıyı açar açmaz bana arkası dönük duran Sevda'yla karşılaştım, elindeki terliği sallayarak "sus artık sus! Yeter! Bizimki de kafa be!" diye bağırıyodu, gülerek mutfaktan çıkan Esra'ya.

Esra on sekiz gündür bizimle yaşıyordu ve biz onun üçüncü ev arkadaşımız olmasını istemiştik, Esra da teklifimizi kabul etmişti.

Ellerini havaya kaldırıp "tamam sakin ol, teslim oluyorum" dedi Esra, Sevda'yı dalgaya alarak. Sevda elindeki terliği yere attı ve ağına giydi, Esra bunun ardından yarıda kalan şarkısını söylemeye devam etti, "Yan yan sen de sar bin derde, düşsen bile kaldıramam kal yerlerde..."

Bu şarkıyı biliyordum ve bi anda kendimi Esra'ya eşlik ederken buldum, "Ben tükendim bak sayende,
Seni hâlâ seviyorsam kabahat bende!" 

Sevda şaşkınlıkla bana döndü, çatık kaşları havalandı ve acı kahve gözleri kısıldı "sen de mi Dilhun!" dedi bıkkınlıkla, yeni uyandığım için kabaran saçlarımı geriye doğru savurup, "açıklayabilirim Sevda" dedim şakayla karışık ciddi bir ifadeyle.

Esra bunun üzerine büyük bir kahkaha patlattı ve koşuşturmaktan bozulan eşarbını düzeltip "sen de bir gün eşlik edeceksin şarkılarıma güzelim kaçışın yok" dedi göz kırparak, Sevda'ya hitaben. Sevda tam ağzını açıp birşeyler söyleyecekti ki kapı çaldı.

Kim gelmiş olabilirdi ki bu saatte? Üçümüz de birbirimize baktık, kapı tekrar çaldığında en yakında Esra olduğu için mutfaktan çıkıp kapıya doğru yürüdü, kapıyı açmadan önce "kim o?" diye seslendi, Sevda yavaş adımlarla kapıya doğru yöneldiğinde ben de ona eşlik ettim. "Benim ya" dedi kapının ardındaki kişi, bu gülmeme sebep oldu. Karşıdan gelen erkek sesini tanıyordum, 'benim' diye kendini tanıtmasına gülmüştüm,

Sevda ve Esra bana sorgulayan gözlerle bakarken, ben kapıya yaklaştım ve "Sen kimsin?" diye sordum, eğlencesine. "Tunahan'ım işte Dilhun! Açsana kapıyı, ağaç oldum burda ağaç!" dedi sabırsızlıkla, daha fazla uğraşmak istemediğim için önce anahtarı çevirip sonra kapı kolunu indirdim.

Hafif dağılmış saçları ve beyaz tişörtü ile Tunahan, çok yakışıklı görünüyordu. Onu ilk defa gömleksiz görüyordum ve üzerindeki tişört ona çok yakışmıştı. Beni pek hafif sayılmayacak şekilde kenara iterek içeriye girdi fakat bir sorun vardı, Tunahan benim kardeşim olabilirdi ama ben tek yaşamıyordum ve kızlar bu durumdan hoşnut olmayabilirdi.

Hızlıca kapıyı kapatıp Tunahan'ın kolundan tuttum ama onu durdurmak için geç kalmıştım. Gözlerim Sevda'yı bulduğunda çatık kaşları ile bir bana bir Tunahan'a bakıyordu, Tunahan'ı ismen tanıyordu fakat ilk kez görüyordu.

Gözlerimi Sevda'dan Esra'ya çevirdiğimde hareli kahverengi gözlerim, elâ gözlerini buldu. Sadece bana bakıyordu, hafifçe boğazımı temizledim ve Tunahan'a döndüm "ne yapıyorsun sen? Ahır mı burası da öylece dalıyorsun içeri!" dedim dişlerimin arasından, sinirlenmiştim.

Tunahan öylece duruyordu, yeşil gözleri en koyu tonuna bürünmüş arkamda kalan bir noktaya bakıyordu ama nereye baktığını anlayamamıştım. Hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anladım, tam baktığı yere bakacaktım ki hızlı bir hareketle kolunu elimden kurtardı ve o benim kolumu tuttu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SARIL KENDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin