12. Bölüm "kanıt"

49 35 37
                                    

Merhaba!

Keyifli okumalar...

🌼

Oğuz abinin yanına gidip selam vermek istedim, hızlıca yanına vardığımda beni gördüğüne şaşırdı. "Geçmiş olsun Oğuz abi, neyin var?" dedim "sağol yeğenim, gıda zehirlenmesi dediler ama iyiyim şimdi" dedi.

Bir süre sohbet ettikten sonra yemek yemeye gittim. Mola süresi sona erdiğinde biz işimizin başına döndük, diğer gurup mola verdi.

Ben tekrar görev yerime döndüğümde Oğuz abi çoktan gitmişti, fakat farklı bir hareketlilik vardı. Bir hasta yakını bağırıyor, yakınını görmek istediğini söylüyordu.

Bağıran kadının yakını müşahede odasına alınmış, ilk müdahalesi yapılıyordu. Hızlı adımlarla kadının yanına gittim, ona durumu anlattım fakat hala bağırıyor üstelik bu kez tehditler savuruyordu.

Bize eğitimde en ufak bir tehdit emaresi gördüğümüzde, tehdit eden unsura müdahale etmemiz söylenmişti. Kadının kolunu kavrayıp acil servisten çıkarttım, önceliğim olası bir şiddetten doktor ve hemşireleri korumaktı.

Kadını acil servisten çıkarttıktan sonra sakinleşmesini bekledim, Mustafa abi yanıma geldiğinde olayı ona devrettim ve tekrar görev yerime döndüm, böylece görevimi ilk kez gerçekten yerine getirebildim.

Saat beş olduğunda mesai saatim dolmuştu. Hastahaneden çıkarak otobüs durağına ilerledim, telefonumu çıkarttım ve birkaç mesaj ve arama geldiğini gördüm. Öğle molasında telefonuma bakmamıştım, Tunahan'ın mesajlarına hızlıca göz attım.

Ardından Sevda'yı aradım fakat ulaşılamıyordu. Kısa sürede otobüs geldi ve yarım saatin sonunda eve gelmiştim, anahtarımla kapıyı açtım ve içeri girdim. Sevda'ya seslendim fakat yanıt alamadım.

Hızlıca odalara göz attığımda valizi hâlâ evdeydi, peki nereye gitmişti bu kız?

Hızlıca duş almıştım, alışverişe gitmem gerekiyordu. Siyah kot pantolon üzerine kırmızı crop giyindim, Dila kıyafetlerimi göndermişti. Tam evden çıkacağım sırada kapı çaldı.

Kapıya doğru yürüyüp açtığımda bir kez daha şaşırdım, Sevda ellerinde alışveriş torbaları ile kapıda duruyordu. Hızlı adımlarla eve girip mutfağa yöneldi, "evde yemek pişirecek birşey yoktu. Ben kendime yeni numara almaya gitmiştim, hazır çıkmışken alışveriş yapayım dedim. Nasıl olsa ev arkadaşıyız, değil mi?" dedi.

Geceden daha iyi görünüyordu, sanki dün geceyi hiç yaşamamış gibi davranıyordu. "Ben de tam alışverişe çıkacaktım" dedim omzumu silkerek, "o zaman akşam yemeğimizi hazırlayalım" dedi.

Sevda poşetleri tezgahın üzerine bıraktı, "çok güzel kurufasulye yaparım, sever misin?" diye sordu. Gözlerimi kocaman açıp iştahla dudaklarımı yaladım "bayılırım" dedim.

Gülerek "o zaman yemek benden salata da senden olsun Dilhun" düşünüyor gibi yaptım "teklifin kabul edildi" dedim, ben de gülerek mutfağa girdim.

Sevda kurufasulye pişirirken ben de salata yaptım, bi anda aklıma Tunahan'ı unuttuğum geldi. Telefonumu elime aldım ve Tunahan'ın numarasını buldum, üçüncü çalışında açılan telefondan ses gelmedi "Tunahan?" dedim.

"Efendim" dedi düz bir sesle, sesi umursamaz çıkmıştı. "Sabah mesajlarını görmemiştim, mesaj atmak yerine aramak istedim" dedim, sesimin üzgün çıkmasını umarak.

Tunahan "ama ilk mesajıma görüldü attın?" dedi, hızlıca itiraz ettim "hayır hayır, otobüs gelmişti-" dedim fakat lafımı kesti "Bilemem orasını. Beni üzdün mü, üzdün" dedi. Tunahan benimle eğleniyor mu yoksa gerçekten kızgın mı anlayamıyordum.

SARIL KENDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin