2. Bölüm: Oyun Randevusu

1.2K 123 88
                                    

Keyifli okumalar!

...

Bu gece bir savaşa hazır ol

Şimdi biliyorsun, gitme zamanı

Psikopat sirkime.

...

Kahvesinin üzerindeki köpükleri arkadaşına ait çay kaşığıyla sıyırıp, boş beyaz tabağın üzerine kendince bir bulut çizerken ara ara da kafenin girişini ve açıldığı sokağı kontrol ediyordu. Gece sarhoşluktan bayılmak üzere olan gencin bileğine aceleyle bu mekanın adresini yazmıştı ancak uğraşmaya çalıştığı betanın tavırları o kadar beklenmedik gelmişti ki kendisine, o adresi anlayıp anlamayacağını düşünüyordu şimdi Meriç.

''İlk randevudan ekildin kardeşim'' diye pis pis sırıtarak karşı masadan kendine laf atan esmer betaya kısaca bakışlarını çevirip gözlerini devirdi.

Eğer avlamaya çalıştığı beta adresi fark edip de geceyi hatırlayabilirse mutlaka sürüsüyle geleceğini biliyordu. Bu yüzden kendi sürüsü de karşısındaki bir masaya yerleşmiş bekliyorlardı. Korktuklarından değil ancak aylar öncesinde nasıl bir sürü olduklarına şahit olmuşlardı ve tetikte olmanın faydası vardı.

Meriç, babasına ait olan üniversite hastanesinde yönetici pozisyonuna getirilmişti. Başarılı bir öğrencilik geçirdiği için bu yükün altından da kalkacağına inanıyordu ancak hastane çalışanları ve bazı doktorlarla pek de iyi geçinemediği için işler sandığı kadar kolay ilerlememişti.

Hastanenin onkoloji bölümü fazla aktif olmadığı için kaldırılmasını ve onun yerine de sürekli hasta kabul ettikleri acil bakım servisinin genişletilmesini talep etmişti. Ancak çok bilmiş bir doktor inatla talebine karşı çıkmış, yetmemiş gibi kendisi gibi düşünenlerle bir de tepki göstermeye başlamıştı. Hastanede yatan üç dört hasta için neredeyse ayaklanma başlatacaklardı.

Çay kaşığıyla yaptığı bulutu dağıttıktan sonra saçmalık diye düşündü tekrar. İsminin Cenk olduğunu hatırlıyordu ve ona ufak bir ders vermek istemişti. Alfanın arabasının frenlerini çalışılmaz duruma getirerek acil servisin ne kadar önemli olduğunu gösterecekti ancak plan pek de düşündüğü gibi gitmemişti.

O gün arabayı başkalarının kullanacağını nereden bilebilirdi ki? Ama çok da sorun etmemişti çünkü sonuçta bir başkası da olsa amacına ulaşmıştı. Yine de işler planladığı gibi gitmemeye devam etmişti...

Hala ne alaka olduğunu bilmediği bir başka sürü, kazadan resmen saniyeler sonra kendilerini bulmuş ve öldürmekten beter etmişlerdi. Emre, yani frenleri kesen beta arkadaşı hala hastanedeydi. Oysaki tüm planı kendisi kurmuş ve en çok dahil olmak istemeyen kişiye kesmesini söylemişti. Böyle olunca da vicdan azabı çekmeden duramıyordu.

Arkadaşını delik deşik edip dilini kopmak üzere bırakan kişinin ise bir beta olduğunu öğrenince şok olmuştu. Çünkü Emre hiç de zayıf bir beta değildi ve kendini savunmayı çok iyi bilirdi. Ancak onu bulduklarında ölü olmadığına şükretmişlerdi. Fiziksel olarak bir hasarı kalmasa da psikolojik desteğini sürdürmek için hastanede kalmayı tercih etmişti.

Ve Meriç, şimdi aynı şekilde, buna sebep olan betayı psikolojik olarak en büyük hasarlarla bırakacaktı. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı.

''Ben hala geri çekilmemiz gerektiğini savunuyorum'' diye bıkkınlıkla araya girdi esmer betanın yanında oturan sarışın genç. İki yanından ördüğü saçlarıyla oynarken hiç kimseyle ilgilenmiyormuş gibi gözlerini telefonundan ayırmıyordu.

''Her şeyi en baştan açıklamayacağım Çağıl'' diye elindeki kaşığı bırakıp arkasına yaslandı Meriç. ''Gerçekten yaptıkları yanlarına mı kalsın yani? Ayrıca sizden hiçbir şey istemiyorum. Her şeyi kendim halledeceğim.''

DELİ BAL - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin