70. Bölüm: Puer Aeternus

431 26 198
                                    

*Ebedi Çocuk.

Bölüm şarkılarımız: Blink 182 - First Date ve Athena - Ben Böyleyim

İyi okumalar!

...

3 hafta sonra; mahkemeden 2 hafta sonra

Lambanın loş ışığı altında kestiği kalıbı masaya bıraktı Meriç, elinde kalan makasa bakınca ise bir süre düşüncelere daldı; aklında kağıt kesmeye yarayan sıradan bir makas ve Polen'in ceplerinden çıkan kan lekeli makaslar belirince masum bir aletin, farklı kişilerce nasıl kullanılabildiğini düşündü; kendince, kanunların belirlediği cezalar tıpkı kağıdın üzerine çizilen farklı şekilleri, o şekillere uygunca çizgilerinden kesmeye dayanıyordu fakat kanun tanımayanlar için o şekli kağıda çizen parmakları kesmek, aslolan cezaydı. Peki kendince, büyüdüğü çevrece doğru olanı, herkes için kabul etmek bencilce miydi yoksa asıl bencilce olan, o kanunların, kapsadığı halde ulaşamadığı kişilerden mahrum bırakılması, dolayısıyla da onları kendi doğrularını oluşturmaya mecbur bırakmak mıydı?

Kucağında duran telefonuna bir bakış atıp iç çekti Meriç. İnsanlığını yitiren kişilerin neye benzediğinden bile yeni haberdar olmuş, onlara aslında bu kadar yakın olduğunu öğrenince de dehşet içinde kalmıştı. Onlar, her yerde kabul gördüğü üzre insan değildi ve görüldükleri yerde 'imha edilmeliydi.' Bu şekilde bir algıyla -algı denilmesi güç bir gerçeklikle büyümüştü fakat diğer yandan, Polen, onlarla iç içe denilebilecek bir ortamda ve onlarla kolaylıkla baş edebilecek şekilde büyümüştü. Bir toplumun bu kadar uç noktalarda bir arada yaşaması mümkünse, bu her noktasını ayrı kurallar yönettiği için miydi yoksa yine, herkes için geçerli olan kanunlar her noktasına ulaşamadığı için böylesine uçlar mı oluşmuştu?

Düşünceleri başını ağrıtınca başını hemen geriye attı, koltukta oturan Duru'nun dizine yasladı Meriç. Her şeyi çözmek çok zordu. "Duru... sen lider olsaydın sürünü nasıl yönetirdin?"

Duru dikkatle kestiği şablondan gözlerini alıp kaşlarını çattı, bir süre Meriç'in ne sorduğunu anlamaya çalıştı; çünkü sabahtan beri sürüsüyle beraber evinin salonuna kurulmuş, Emre'nin sürekli bir aksilik çıkan düğün organizasyonuyla ve Çağıl'ın eş zamanlı yetişmesi gereken defilesiyle uğraşıyorlardı, beyni ciddi anlamda acı çekiyordu.

Anıl gülüp "Oğlum ne biçim kıymet bilmezlik bu," diye araya girdi, mutfakta telefonla konuşan liderlerini işaret etti. "Saruhan olsam acayip bozulurdum!"

Meriç yerde duran kesik kağıtları arkadaşına doğru savurdu, "Böyle düşünmene de ben bozuldum!" diye fısıldayarak tepki gösterdi.

"Hiç düşünmedim," diye yanıtladı Duru, elindekileri bırakıp arkadaşlarına döndü. "Kimlere liderlik ediyormuşum?"

"Bak işte!" Meriç hemen heyecanla ellerini birbirine vurdu. ''Sen de önce kimlere diye sordun! Sürülerin bile yönetiliş şekli bu kadar farklıyken hepsini aynı şekilde düzende tutma düşüncesi şu sıralar beni rahatsız etmeye başladı. Mesela güvenlik problemi korkutucu düzeyde... herkes bir şekilde hayatta kalacağım diye diğerlerinin yaşama hakkını hiçe sayıyor - ki geçen Polen'le konuşunca onaylamasam bile bir omeganın hayatta kalmak için öldürmesi gerektiği fikrine karşı gelemedim. Berbat bir şey!''

 Cümlesinin sonuna doğru sesini kıstı Meriç, içeri giren Saruhan'la göz göze gelince ise susup bakışlarını etrafa kaçırdı. Sürüsüne büyük bir rahatlama ve mutluluğun hakim olduğu doğruydu fakat bu sonuca giden son basamakta yaşadıklarının yorgunluğu da henüz üzerlerinden kalkmış değildi. Özellikle lideri, Balamir her şeyi tekrar anlatmasına rağmen doğrulara inanmakta güçlük çektiği için bir süre katil psikolojisinden kurtulamamış, hayatının belki de en zor günlerini geçirmişti; bu yüzden Saruhan'a karşı ister istemez büyük bir mahcubiyet hissediyordu. 

DELİ BAL - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin