Kurt Kartacalı hayatımı baştan sonra değiştirecek beni ben olmaktan kurtaracak adamla o gece karşılaşmıştım. O ölüm kokarken yaşam bahçesinde olan benim koşarak ona gidecek olması felaketimizin başlangıcıydı. O beni yakıp küllerimden memnun olacak k...
Hellooğğğ Ben geldim. Ama nasıl geldim. Tam bu saatte bitirdim v e atıyorum. Harika biriyim. Umarım beğenirsiniz. Diğer bölüm ne zaman gelir bilmiyorum. Bir türlü on bölümü aşamadım ona yanarım. Neyse aşıcaz inşallah şimdiden iyi okumalar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Anlaşılma veya birine ulaşılabilme duygusu o kadar zor geliyordu ki bugünlerde sanırım bir de özellikle anlaşılmak için gösterdiğim çabanın boşluğu yorucuydu. Elim kolum yorgunlukla iki yana düşerken beynim düşünmekten çatlarken karşımda kıpırtısız insanın duruyor oluşu tam ağrının boşa oluşunun kanıtıydı. Şu an, tam şu an hatta o anlarda anlaşılmak biri tarafından kendi anlattığınız kişi olmak ne kadar imkânsızdı dimi. Düşünsene birine bakıyorsun ve gözlerine bağlanmış olan arkada kalan karanlığı ötülmüş örümcek ağlarını kenara ittirip görebiliyorlar ve sen derin bir nefes verip yaşamaya devam ediyorsun. Hem de öylesine değil gerçekten yaşadığını hissederek yaşamaya devam ediyorsun. Neyse daha fazla acımız yokmuş gibi davranmaktan öte davranalım ve bunu köşeye bırakalım herkes unutsun.
Dakikalardır ekranın başındaydım ve Kurt'un sabrını sınıyordum. Heyecanla ekrandaki kodları yazarken bazen onu duymuyor parmaklarım ağrısa bile arada bir kıtlatıp işime geri devam ediyordum. Önümde normalde sarelle kasesi dururken Kurt önümden almış olacak ki artık eski yerinde yoktu. Sabah apar topar derse gitmiş, Giray'la bir iki cümle kurup onun dışında pek bir münasebet içinde olmamıştık. Bendeki geri çekilme hissini mi fark etti bilmiyorum ama bu sefer o da bana uyum sağlamıştı. Sadece yarım kalan işi tamamladığını söylerken kafa sallamış başka hiç bir şey söylememiştim.
Okulda hale ile Gürkan'ı kafeteryada görüp yanlarından geçip gidecekken Halenin garibine gitmesin diye onların yanında durmuş Bir saatten fazla uzun bir süre onların muhabbetlerini dinliyormuş gibi yapmak zorunda onlardan ayrı bir yerde olduğumu fark ettirmemeye çalışarak geçirdim. Kurt yanımıza geldiğinde ise soğuk durmamak için olsa gerek sandalyesini dibime çekip yanımdan bir kalkmamıştı. Girayın da yan tarafta arkadaşları ile olduğunu görürken aslında bu en mantıklı hareket olsa gerekti. Onun gözüne batmamak artık boynumuzun borcuydu.
Gürkan'a Giraydan bahsetti mi bilmiyordum ama hiç Gürkan'la yalnız kalıp muhabbetlerine dahil olacağım zaman olmamıştı. Yanımızda oldukları sürece de zaten bu oyunun içinde Gürkan yok gibi rahat bir şekilde duruyorduk. Sanırım Kurt'un gerçekten anlaşma yaptığımız gün bana dediği gibi çoğu şeyden haberi olmayacaktı. Karşımızda oturup Haleye sataşırken veya onun yanağından makas alırken bile bir anlık boşluğa düşmeden günlük yaşamına devam edebilmesini görmek bir kanıttı.
Giray ve arkadaşlarının konuşma seslerini duyarken bir ara adımı duyar gibi olup gerginleşsem de Kurt'un bakışları ile fark etmeden önüme dönmüştüm. Sürekli beni izliyor fikrine kapılmam hoş olmuyordu. Ve bir de dosya meselesi vardı sabah kalkınca ortada görmediğim. Korkuyla etrafa bakınsam da Kurt kapıdan normal bakışları ile çıkıp okumadığını kanıtlar gibi kahvaltı yapmıştı. Eve geldiğimizde üzerindeki huzursuzluğu hissedip direk bilgisayara gömülürken bir süre sonra oturma odasına gelip ışıkları kapatıp tamamen televizyonun ışığı ile bir şeyler izlemeye koyulmuştu. Bense heyecanlı heyecanlı yeni şeyler deniyor, gizli gizli yaptığımı düşünerek gülüyordum. Zamanın o kadar dışındaydım ki Kurt'un bir anda laptopun ekranını kapatması ile başımı kaldırıp ona baktım.