Ve bölüm geldiii. Beklemediğimi düşünüyorum. Birşeylerin açığa çıktığı bölüm oldu. O yüzden ben de rahatladım. Şimdiden iyi okumalar....
Küçük zamanlarımdan, daha insanları hayranlıkla izlediğim onların kusursuz olduğunu, her şeyi doğru yaptıklarına inandığım, onların yaşına gelip her sorunumun hallolacağına inandığım bir yaştaydım. O kadar uzun zaman o yaşta kaldım ki size bir rakam söyleyemeyeceğim.
Mahallemizin ilerisinde bir adam oturuyor, varını yoğunu gecesini gündüzünü ailesine harcıyordu. Orta boydan bir tık daha uzun belki boyumdan dolayı bana oldukça uzun geliyordu, çelimsiz değil ama kilolu da değil, oldukça büyük ve çalışmaktan olduğunu ileriki yaşlarında fark ettiğim nasırlı elleri vardı, karalar bağlayan tırnak uçlarıyla çevrili. Üzerinde çizgili klasik tişörtlerinden olur, altında da her zaman keten bir pantolonu bulunurdu. Ayakkabıları eski ama temiz olurdu. Çoğu zaman belli etmese suratını buruşturarak ayağını sürter uzun zaman ayaktan dikilmekten dolayı şişen ayaklarını rahatlatmaya çalışırdı. Bunu da büyüdüğümde fark etmiştim.
Her zaman elinde iki ekmekle yol aşağı yürür, bükük omuzlarından gittikçe yaş aldığın belli eder, her zaman top oynayan çocuklara gülümsemesini eksik etmeden geçerdi. Arada bir topa vurur, çocuklara laf atar, en çokta bana - büyük ihtimalle köşede oturup kaldığım için- gülümserdi. Bir gün yanıma oturmuştu, ekmek olan poşetini öne alıp ellerini kavuşturarak. "Sen neden oynamıyorsun" demişti bense cevap çok açık olsa da omzumu indirip kaldırmıştım. Oğlunu beklediğini biliyordum, oğlunun gelmesini dilemiştim içimden. O zaman da bile birinin varlığını rahatsız ediyor gibi hissediyor ne yapacağımı bilemiyordum. Sürekli konuşurken kafamı eğer, muhatabım bir kişi değil de yerdeki yol zannederdim.
Oda benim gibi eğilerek beni daha çok utandırırdı. En sonunda tebessüm etmiştim bir gün. Çocuk ağzımla bir kaç şey mırıldanmıştım. Konuşmamdan şaşırsa da en sonunda dilimin açılmasına şaşırıp sorular sormuştu. Yavaş yavaş alıştırmıştı beni konuşmaya. Bende her geçen gün bir kaç kelime daha konuşuyordum. İlk defa ona anlatmıştım. Sınıftaki durumumu, sevdiğim şeyleri... resim çizebiliyorum demiştim. Şaşırdığı anda bundan büyük bir heyecan duyarak içim kıpır kıpır halde eve koşup resimlerimi dökmek istemiştim. Kendimi tutup sadece ellerimle anlatırken ekmek poşetini sallaya sallaya beni dinlemişti. İlk defa şikayet hissinin içimde kabarması ile önümdeki kızın bana boyasını vermediğini söylemiş, şikayet ettiğim için utansam da teskin etmişti. Boya kalemlerimden, defterlerimden, kokulu silgimden bile söz etmiştim.
O günden sonra heyecanla kaldırıma oturup bacağımı sallayarak kafamı döndürerek adamın gelmesini bekliyor, geldiğinde onun geldiğine sevindiğimi belli etmemeye çalışarak bugün ne oldu biliyor musun diyerek anlatmaya başlıyordum. Her zaman elinde o poşeti olur, kimi zaman da içinde ekmekten başka bir şey olduğunu görüp çocuklarını aldığını bilirdim. Sürekli üzerinde soluk kıyafetler olur, saçları darmadağınık gözükürdü. Ama bakışları sıcacıktı. Oğlu geldiğinde kafasını karıştırır kolunun altına alarak bana da göz kırpıp giderlerdi. Oğlu mahallenin başındaki okulda okurdu, etüte kaldığı için babası iş çıkışı alır öyle eve geçerdi. Oğlanın babasına heyecanla anlattığı şeyleri yol boyu takip ederdim. Annesi de çalışıyordu, daha doğrusu çalışmak zorundaydı, ama evde oldukları o kısacık vakitte mutlu bir ailelerdi. Sanırım mutluluğuna artması zamanla alakalı değildi.
Benim babam kendi işinin patronuydu, annem evdeydi, hiçbir zaman annemin çalışmak zorunda kalacağı bir durumda kalmamıştık. Ama annemin babamdan para isterken ki boynu büküklüğü çalışması için yeterliydi. Annen bizi bekler derdi, oğlunun elinden tutarak giderken. Biz de babamın geldiği zamanı belli etmen hoşnutsuzlukla beklerdik. Dile dökemezdik utanıp. Okuldan bir şeye ihtiyacım olduğunda lütuf gibi önümüze atan babam bunu söylemekten asla çekinmez zehir ederdi. İlk başlarda o kadar üstüme alınırdım ki yük olduğumu sanır benim dünyaya gelme nedenimin o olduğunu unuturdum.
![](https://img.wattpad.com/cover/307121554-288-k614335.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Örümcek İpi +18 ( DÜZENLENİYOR)
AcciónKurt Kartacalı hayatımı baştan sonra değiştirecek beni ben olmaktan kurtaracak adamla o gece karşılaşmıştım. O ölüm kokarken yaşam bahçesinde olan benim koşarak ona gidecek olması felaketimizin başlangıcıydı. O beni yakıp küllerimden memnun olacak k...