0.3

7.7K 245 87
                                    

Sızlamaya başlayan başımı ovalarken karşımda yarı çıplak şekilde anılın arkasına saklanmış olan yağmurun yüzüne baktım. Beni kurtlar sofrasında bırakıp buraya .... tövbe tövbe

Üzerimdeki kerem nerede olduğunun farkına varırcasına aceleyle üzerimden kalktı. Onun kalkmasıyla rahatlayan minnacık narin bedenimle yavaşça doğruldum.

Ne oluyor bu aşağılık yerde ha?!

"Tamam şimdi hiçbir şey yaşanmamış gibi devam edeceğiz."dedi anıl karısını keremin bakışlarından korumaya çalışırken "Kerem kardeşim senin ne işin var burada bu halde?"

"Kardeşim mi?" dedim hızlıca. Anıl ve kerem daha önceden tanışıyorlar mıydı yani?

Kerem bana doğru kısa bir bakış atıp üzerindeki formasına bulaşmış sarı lavicert yüz boyamı silkelemeye çalıştı.

"Yanımda gördüğünüz problemli kaçmaya çalışınca peşine düştüm. Sonrası malum."

"Sensin deli."

"Bana bak."

"Bakıyorum." aniden ona doğru dönmemle burunlarımız birbirine değecek seviyede yakın olduğumuzu fark etmem uzun sürmedi. Allahım güneşi dünyaya mı yaklaştırıyorsun ne bu sıcak!

Benden rahatsız olduğunu belli eden bir yüz ifadesiyle geriye doğru bir adım attı kerem. Bozulduğumu belli etmeden bakışlarımı kaçırdım. Yaptığına birazcık kırılmış olabilirim.

Bizim tartışmamız arasında anıl ve yağmur çoktan giyinmişlerdi bile. Yağmurun eve gidince görüşeceğiz seninle bakışlarını anıldan çekip kereme odakladı.

"Bir an önce gidebilir miyiz buradan? Yeterince sıktı."

Herkes yağmuru başıyla onaylarken yanımdaki keremi iterek hemen önündeki boşluktan çıkış kapısını araladım.

"Sen nereye buraya gel!" Ensemden yavru kediymişim gibi yakalayan anıla ne var diye bir bakış attım.

"Yüzündeki şu saçma boyaları silip formanı değiştirmen gerekiyor. Nerede olduğumuzu unutuyorsun."

Gözlerimi devirdim. Hiçbir kuvvet bana üzerimdeki Fenerbahçe formasını çıkarttıramazdı.

********

Kimseye görünmediğime emin olduktan sonra anlaşmamız üzerine keremin arabasına bindim. Yağmurun kurduğu dahiyane plan sonucu beni buradan ölmeden çıkarabilecek tek kişi keremdi. Bu yuzden üzerimdeki iğrenç galatasaray formasıyla gizlice keremin arabasına doğru koşup sağ sağlim arabaya binebilmiştim.

Şortumun cebindeki titremeye başlayan telefonumu çıkardım hızlıca. Ekranda yanıp sönen 'avukatım' yazısıyla derince bir nefes verip aramayı cevapladım.

"Efendim beybii."

"Senin şu rahat tavırların bir gün başına bela olacak yemin ediyorum."dedi nefes nefese kalmış bir sesle. Lan yoksa yarım bıraktıkları işi devam mı ettirmişlerdi

"Sen neden nefes nefese kaldın konuş çabuk. Beni yolladıktan sonra naptınız ha?!"

"Saçmalama Gökçe. Senin götünü kurtarıcaz diye girmediğimiz şekil kalmadı anılla."

Yüzümü buruşturdum. Anıl enişteme olan sinirim tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Ne vardı yani derbi maçına  fenerbahçe tirubunlerinde yer alsaydı. Bunların hiçbiri başımıza gelmez hatta keremin kaçırdığı penaltı sayesinde el üstünde bile taşınırdık.

"Tamam neyse. Sağ sağlim çıkabildiniz mi bari?"

"Çıktık. Kerem sağ olsun onun sayesinde."

Hayırdır yağmur hanım elin adamıyla ne bu samimiyet?

ZEMİN | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin